Salim Özdemir Memleket'e konuştu

Salim Özdemir Memleket'e konuştu

AK Parti aday adayı Salim Özdemir Memleket'e konuştu.

Salim Özdemir'i tanıyabilir miyiz?
1977 doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü’nü bitirdim.Üniversite yıllarında tanıştığım reklamcılık dünyasının, dönem dönem dışındaymış gibikalsam da hep bir yerlerinde oldum ve zaten şimdi de ana işim olarak bu sektörde
çalışıyorum. Bu meyanda Ziraat Mühendisliğim bilinçli bir tercih olarak hep geri planda kaldı. Halen, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık ABD- Pazarlama İletişimi ve Marka Yönetimi Bilim Dalı’nda T. Yüksek Lisans öğrenimi görüyorum.2002 yılında vatani görevimi Balıkesir Burhaniye’de yaptım. 2003- 2005 yılları arası özel sektörde, 2005- 2008 arası Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı ile Hesap İşleri Daire Başkanlığı Stratejik Planlama birimlerinde kamu hizmetinde bulundum. Bu tarihten sonra, kendimi tanımladığım sıfatlardan “Müzmin Girişimci” ruhuma da uygun olarak iş dünyasına adım attım ve reklam başta olmak üzere çeşitli sektörlerde
şirketlerin kurucu ortaklığı ve yöneticiliğini yaptım. İnternet projeleri üzerinde kafa yormayı
ve bu konuda yoğunlaşmayı da ayrıca seviyorum.Evliyim, Miraç ve Berat adlarında 2 evlat babasıyım.
-Kaç yıldır siyasetin içerisinde bulunuyorsunuz?
Üniversite çağlarımda siyasete ilgi duymaya başladım ve aktif olarak o dönemde siyasete
girdim. Bugüne kadar belli fasılalarla aktif siyasetin içinde bulundum.
-Salim Özdemir gözüyle siyaset nedir?
Bu bir sevda. Bazı şeyleri siz bıraksanız da o sizi bırakmaz. Yada belki de siz zaten bırakmak istemiyorsunuzdur. Sağlam ve tatlı bir paradoks. Bir kere temas oldu mu, tamamdır. Artık hayatınızın parçasıdır. Siyasete ilk ilgi duyduğum dönemlerde bugünden çok daha azdı
insanların alakası. İnsanlar sistemli şekilde siyasetten uzaklaştırılmıştı. Üzerinden yıllar geçmiş olsa da 12 Eylül’ün izleri insanların hafızasında dipdiri idi. Dahası malum 28 Şubat Süreci. Aslında geriye dönüp baktığınızda, bizim kuşağımız başta teknoloji olmak üzere birçok alanda çok büyük bir değişime şahitlik etmiş olmakla beraber siyaset alanında da müthiş değişimlere tanık oldu. 2000’li yılların başlarında “Gençlik ve Siyaset” konulu bir panelde unutmadığım bir tablodan bir cümle ile bahsetmek isterim. Yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçları paylaşılmıştı katılımcılarla ve Siyaset Kurumunun halk nezdinde güvenilirlik oranı yaklaşık % 20’ler civarında iken Askeriyenin oranı %90’lardaydı. Günümüze geldiğimizde artık Siyaset Kurumu hakkında çok çok daha iyimser bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu sanırım söylemeye gerek yok. Az evvel andığım gibi siyasete ilgi duymaya başladıysanız hayatınızın bir parçasıdır ama bir meslek değildir, olmamalıdır. Siyaseti hayatımın hiçbir döneminde bir meslek olarak görmedim. Siyaset mevcut meşru dairede insanlarımıza hizmet etmenin çok önemli bir aracıdır. Siyaseti araç olarak görmekten vazgeçip amaç haline getirmişseniz, işte tehlike artık başlamıştır. O noktadan sonra zaten koltukla aranızda koparılmaz bir bağ oluşmuş olur. Kanaatimce siyaset, amatör ruhla yapılmalı ama profesyonel sorumluluk dairesinde. Eğer bu yolda heyecan duyuyorsanız, içinizdeki kıpırtıyı diri tutabiliyorsanız, ne mutlu size. Ülkemizde siyaset ömür boyu devam ettirilmesi gereken bir meslek gibi algılanmaktaydı yıllar yılı. Hal böyle olunca da bu anlayışa sahip eski tip siyasetçiler, milletin aleyhine bile olsa kendilerini o koltuklarda tutacak kararların altına imza atmaktan geri durmazlardı. İşte tam da burada AK Parti’nin 3. Dönem kuralı gibi bir devrimin ehemmiyetini bir kez daha görüyoruz. AK Parti İktidarı ile siyasette ortak ulvi idealler için kamu hizmeti yapan bir anlayış hakim oldu ve milletimiz de yıllardır bunun karşılığını sandıkta en güzel şekilde veriyor.Siyasette durduğum yeri özellikle şu şekilde ortaya koymak, tanımlamak isterim. Bu sahip olduğum dünya görüşünü paylaştığım kültüre sahip siyaset ve devlet adamlarının siyasi hafızamıza bıraktığı bakiyeyle ilgili. Yıllar yılı bin bir çile çekmiş fikir, ideal, siyaset ve dava adamlarının mirası. Geçmişte farklı partiler adı altında siyaset yapmış ama toplu bir mirası şekillendirmiş şahsiyetlerin anılarına karşı sorumluluk. Muhafazakar, milliyetçi, demokrat kimlikle, çağın gerekleriyle barışık, yenilikçi, ülkesi ve bölgesinde, hatta dünyada örnek bakışa sahip siyasetçilerimizin bize bıraktıkları. Bu pencereden bakınca aslında nerde durduğumuzu daha net görebiliyoruz. Günümüzde bu anlayışın adresi AK Parti.
-AK Parti hükümeti politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AK Parti hükümetlerinin yıllardır verdiği ama sanırım artık kanıksandığı, sıradan olarak algılandığı hizmetlerin kıymetini tam manası ile anlayabilmek için 2002 öncesini bir hatırlamak lazım. Özellikle yeni neslin geriye dönük sağlam bir internet taraması yapması gerekir. Zira bir nesil AK Parti iktidarı ile büyüdü. Siyaset namına hatırladığı başka bir iktidar tecrübesi yok. Özellikle genç nesle nereden nerelere gelindiğini iyi anlatmak gerekiyor. Karınca kararınca tam da bu noktadan hareketle, hem yeni nesle bir ışık tutarak, fikir verebilmek hem de unutan hafızalara hatırlatma yapabilmek için bir çalışma projelendirmeye çalıştım. Eskilerin tabiri ile “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” malum. Unutan insanoğlu, arada hatırlamalı. “Bir Oyum Var” dedik. Elimiz yettiğince, dilimiz döndüğünce, 13 yıldır yapılanları hatırlatalım, Hedef 2023 vizyonuna giren projeleri konuşalım dedik. Çalışmaya
başladıktan sonra gördük ki gerçekten çok büyük değişimler yaşamışız. Hangi birini sayalım; Başta Eşim Beyza Hanım’ın da sırf başörtüsü dolayısıyla avukatlık yapamaması gibi yakinen yaşadığımız mağduriyetleri sonlandıran kamuda başörtüsü yasağının kaldırılması, Her türlü vesayetçi anlayışa karşı verilen mücadele, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, 28 Şubat Mağdurlarına işe geri dönüş imkanının sağlanması, Eğitimde 4+4+4 ve Fatih Projesi, ücretsiz ders kitapları, Yeni üniversitelerin kurulması, IMF’ye borcumuzun bitirilmesi, Paradan altı sıfır atılması, Marmaray gibi ecdad hayali projelerin hayata geçirilmesi, Yüksek hızlı trenler ve bölünmüş yollar, yeni tüneller, köprüler gibi ulaştırma projeleri, Modern havalimanları ve havayolu taşımacılığındaki gelişmeler, Konya ve çevresi özelinde KOP'un Yeni Marmara olmasına matuf yapılan yatırımlar, Sağlık reformları ve ilaç kuyruklarının bitirilmesi, “Aile Hekimliği” uygulaması, Tarım destekleri ve reformları, Çevreci anlayış, enerji yatırımları ve daha niceleri… Bütün bu icraatların ışığında ortaya konulan hedefleri saymak gerekirse; Başta “Yeni Anayasa” “Kanal İstanbul”, İstanbul’a 3. Havaalanı, Boğazın incisi “Yavuz Sultan Selim Köprüsü” gibi mega projeler, Yerli oto hedefi, yerli uçak ve savunma sanayi hedefi,
500 milyar dolar ihracat hedefi, Kültür ve tarih projeleri ve daha burada sayamayacağımız niceleri…
Projelendirip hayata geçirdiğim ve topluma mal olması arzusunda olduğum, “Bir Oyum Var”
Projemiz, bir taraftan sandığa gitmenin önemine vurgu yaparken bir diğer yandan 13 yılın
özetini çıkararak, geleceğe dair perspektif oluşturmakta. Özetle bu sivil girişim, sandığa ve
icraatlarıyla, kırdığı seçim rekorlarıyla kolay kolay geçilemeyecek bir noktada duran AK PARTİ’ye karşı sorumluluğumuzun adıdır.Seçmen olmak yada seçilme talebiyle aday adayı olmak birbirinden aslında temelde hiç de farklı olmayan, demokrasiye bağlılığın, durduğunuz yerin, yürüdüğünüz yolun, savunduğunuz davanın hizmetinde olmanın, ortak bakışın aynı amaca hizmet eden farklı rolleri.
-Eklemek istedikleriniz?
Son olarak şunları özellikle belirtmek isterim. Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun seçim bölgesinde ve birbirinden kıymetli diğer aday adayı isimlerle birlikte olmaktan büyük onur ve keyif duyuyorum. Elbette Milletvekilliği gibi bir önemli makama talip olmak kararı öyle kolay verilebilecek bir karar değil. Çok büyük sorumluluk, vekalete talip olma bilincinin omzunuza yüklediği ağır bir yük. Tabi bir o kadar da onurlu, şerefli bir görev. Eğer bir insan siyasete sevdalanmışsa, hep kendini bir üst makamda görür, görmeli. Siyaset motivasyonu tam da budur. Bu çabanın doğasında var bu. Ama bir kez daha hatırlatmakta fayda var; amatör ruhu kaybetmemek ve bu işi meslek gibi görmemek kaydıyla. Bu anlamda yakın çevremle paylaştığım düşüncemi sizin aracılığınızla okuyucularımızla da paylaşmak ve duama amin demelerini istiyorum. Allah o hizmet makamlarına kim, bir diğerinden zerrece fazla hizmet edecekse ona nasip etsin ve şahsen duamdır ki; "Aday Adayı olduğum Milletvekilliğini, bir adım Cennete yaklaştıracaksa nasip, bir adım Cehenneme yaklaştıracaksa uzak etsin, Rabbim.”İlginiz ve bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.