Sala ile Uyanmak

 

İki insanı uyandıramazsınız… Birisi ölmüş olanlar, diğeri de uyumadığı halde uyuyormuş numarası yapanlardır. Her insan farklı bir yöntem ve sesle uyanır. Önemli olan ne zaman uyandığıdır ve bundan sonrası için vaktin kalıp kalmadığıdır…

İslam'ın Kur'an ve Sünnet ile desteklenen bir ibadetidir salâvat… Salâvat, değişik toplumlarda farklı cümleler ve melodilerle yer etmiştir. Hayra vesile olacağı ümidiyle çok değişik yerlerde okunur.

Salâvat, bizim toplumumuzda zaman içinde bir de salaya dönüşmüş. Sala, özel zamanları ve muayyen bazı durumları ümmete haber vermek için kullanılmış. Sala, bu bakımından hem uyarıcı hem de uyandırıcı bir niteliğe haizdir. Sadece bu topraklara has kalmıştır. İslam coğrafyasının diğer köşelerinde Türk usulü bir sala okunmaz.

 Anadolu coğrafyasında Sala, Müslümanları üç kez uyanmaya çağırmıştır. Biz bunlardan birincisini 15 Temmuz gecesi yaşadık. Tekrarını yaşamamayı ümit ve dua ettiğimiz acı bir hadisede sala; birliği, beraberliği ve düşmanlara karşı ortak bir direnişi temin etti.  Buna davet etti, uyandırdı, uyardı ve hedefe de ulaştırdı…

 Salanın uyandırdığı ikinci yer, daha acı bir tabloyu gösterir. Bireyseldir. Zamanında uyanmayanlar için “Eyvah!” diye pişmanlık gözyaşını akıtabilecek bir mahiyet arz eder. Ama henüz vakit de tamamen geçmemiştir. Bizim ellerde akşamdan sonra vefat edenlerin salası, sabah namazına müteakiben verilir. İmam Efendi, sabah namazını kıldırır ve o gece darı bekaya göç edenlerin salasını okur. Onun sala okuduğu saatler, güneşin doğmasına ramak kala anlardır. Şayet bir sabah sala ile uyanmışsanız, bir başka Müslüman’ın ölümü sizi namaza davet etmiş demektir. Biraz hızlı olursanız abdesti ve sabah namazını yetiştirebilirsiniz. Hani hayatta birilerinin kaybı başkasının kazancı olur ya bazen… Bu da öyle bir şey işte… Komşunuzun ölümü, sizin Sabah namazına uyanmanıza vesilesi oluverir. Neredeyse “İyi ki komşum ölmüş!” diyesiniz gelir. Yoksa kaçan namazla sizin ruhunuz daha acı ve derin bir ölümde tanışacaktır.

Nasıl mı uyanılır? İmam efendi yüksek sesle nida eder: “Vakti bitmeden önce namaz için acele edin! Ölüm gelmeden önce tövbe için acele edin!” bu çağrı da uyandırmamışsa, yapılacak bir şey kalmamış demektir.

 Salanın uyandırdığı üçüncü grup Müslüman ise, pişmanlık duyma, geri dönme, hataları telafi etme, son anda bile olsa eksikleri tamamlama şansı olmayandır… Çünkü bu sala, kendi namazının salasıdır. Elbette bu sala da uyandırır. Bazen bir komşuyu uyandırır. Ama en çok da kendisini uyandırır. Uyanır mı? Şüphesiz ki uyanır ve kaybın vahametini idrak eder. Lakin yüreğini yakacak pişmanlığın dışında bir başka kazancı da olmaz.

Kaybı mı? O pek çoktur. Hadis-i Şerif'te Allah resulü şöyle buyuruyor; “Ahiret gününde her insan pişmanlık duyar. Kâfirler, Müslüman olmadığı için Pişmanlık duyarlar. Mü’minler de daha çok ibadet edip cennetin daha güzel bir yerine kazanamadıkları için pişmanlık duyarlar…”

 Üçüncü sala, dönüşü olmayan bir yolculuğun davetçisidir. Daha erkenden uyanmak lazım... Ama bazı insanlar,  yakınlarının ölümünden ve salasından bile ibret alamazlar bazen… Çünkü ölüm ve bunu dostlarına haber veren sala; hep başkalarına yakışır… Bize değil… Bir gün bizim kapıyı çalınca da zaman çok geç olmuştur. İkinci sala son uyarıdır. Acele edin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.