SAĞLIK BAKANLIĞININ BAŞLATMIŞ OLDUĞU GAS HIZLI TANI UYGULAMASINI DESTEKLİYORUZ

SAĞLIK BAKANLIĞININ BAŞLATMIŞ OLDUĞU GAS HIZLI TANI UYGULAMASINI DESTEKLİYORUZ

SAĞLIK BAKANLIĞININ BAŞLATMIŞ OLDUĞU GAS HIZLI TANI UYGULAMASINI DESTEKLİYORUZ

      Sağlık Bilimleri Üniversitesi Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbı Mikrobiyoloji Eğitim Kliniği Sorumlusu ve Selçuklu Akademik Düşünce ve Araştırma Merkezi (SADAM) Sağlık Koordinatörü Doç. Dr. Muhammet Güzel KURTOĞLU, hastalara gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçmek için Sağlık Bakanlığının son dönemlerde başlatmış oldukları uygulamayı desteklediklerini açıkladı. Kurtoğlu; "Gereksiz antibiyotik kullanımının insan sağlığını ciddi anlamda olumsuz etkilediğini, ayrıca ülke ekonomisine de zarar verdiğini belirtti. Gereksiz antibiyotiklere harcanan paralarla onlarca hastanenin yapılabileceğini, ilaca duyarlı bakterilerin yok edilerek dirençli bakterilerin ön plana çıkarılmasına neden olduğunu, bu dirençli bakteri enfeksiyonlarının tedavilerinin çok güç olduğunu vurguladı.       

Selçuklu Akademik Düşünce ve Araştırma Merkezi’nde Doç. Dr. Muhammet Güzel KURTOĞLU’nun yapmış olduğu açıklamada şunlar belirtildi: Sağlık Bakanlığı'nın Aile Sağlığı Merkezlerinde ve Hastanelerde boğaz enfeksiyonlarının tanısında kullanımını zorunlu hale getirdiği Grup A Streptokok (GAS) hızlı tanı testi uygulamasının çok yerinde bir karar olduğunu, Akut farenjittin dünyada üst solunum yolu enfeksiyonları içinde en sık olarak gözlenen klinik bir tablo olduğunu ve akut farenjitte neden olan etkenlerin % 70-85 oranında Rhinovirus, Coronavirus, Adenovirus, Herpes Simplex, Influenza-Parainfluenza, Coxsackie, Respiratuar Sinsitial, Ebstein-Barr, Cytomegalo gibi virüsler oluşturulduğunu belirtti.

            Doç. Dr. Muhammet Güzel KURTOĞLU konuşmasına şöyle devam etti: “Grup A Streptokoklar (GAS) akut farenjittin en sık bakteriyel nedenidir. Akut farenjittin çocuklarda %30, erişkinlerde ise %15’inden Grup A Streptokoklar sorumludur. Diğer tüm bakteriyel etkenler ise sadece %1-3’ünü oluşturmaktadır. Grup A Streptokokların oluşturduğu akut farenjittin birçok istenmeyen sonuçları vardır. En önemli olanları; Romatizmal kalp hastalığı (akut romatizmal ateş), Böbrek hastalığı (akut glomerulonefrit) ve Eklem hastalığı (reaktif artrit)’dir. Çocuklarda, özellikle de 5-15 yaş arası çocuklarda ve genç erişkinlerde hastalık sonrası oluşabilecek komplikasyonlardan dolayı mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Akut farenjittin en sık etkenleri tüm yaş guruplarında virüslerdir. Virüslerin neden olduğu solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotik tedavisine gerek yoktur” dedi.

Hızlı testin neden önemli olduğuna ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Muhammet Güzel KURTOĞLU, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Boğaz Kültür testi sonuçları 24-48 saatte sonuçlandığından, hasta sonucu almadan doktorun yanından ayrılmaktadır. Hastanın tekrar gelip gelmeyeceği bilinemediğinden bazen hekimlerimiz, A Grubu Bete Hemolitik Streptokok enfeksiyonun olup olmadığını bilmeden, hastalık sonrasında oluşabilecek komplikasyonları önlemek düşüncesiyle erken antibiyotik tedavisine başlamaktadırlar. Doğrusu antibiyotik tedavisine başlayıp başlamama kararının hasta Doktorun yanından ayrılmadan verilmesi önem arz etmektedir. Bu nedenle de hızlı tanı testi uygulaması önemli olduğundan SADAM sağlık koordinatörlüğü olarak bu uygulamayı destekliyoruz. Test sonucunun birkaç dakikada içine sonuçlanması nedeniyle pozitif sonuç alındığında hemen antibiyotik tedavisine başlanmalı, değilse de gereksiz yere antibiyotik verilmemelidir. Hızlı tanı testinin basit bir test olduğunu ancak mutlaka deneyimli ve eğitimli kişiler tarafında yapılması gerektiğini düşünmekteyiz” dedi. Kurtoğlu ayrıca, hekimlerimizin bu testin negatif sonuçlarını mutlaka Boğaz kültürü ile doğrulaması gerektiğini de vurguladı. Grup A Streptokok tanısında altın standart tanı yönteminin boğaz kültürü olduğunu söyledi. Kurtoğlu son olarak: “Grup A Streptokokların penisiline dirençli olmaması, günümüzde dünyada penisiline dirençli tiplerin henüz saptanmamış olması nedeniyle tedavide penisilin tercih edilmelidir. Daha geniş spektrumlu antibiyotik kullanımından kaçınılmalıdır” dedi.