Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Gümüş:

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Gümüş:

"(Başkonsolosluklara gönderilen sarı toz) Bu materyallerin hiçbirinde toksin, biyolojik madde görmedik. Dün gece itibarıyla bu materyallerin içerisinde harhangi kimyasal bir toksin de saptamadık. Sonuç olarak hem biyolojik anlamda hem de kimyasal anlamda

ANKARA (AA) - Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, başkonsolosluklara gönderilen sarı tozla ilgili, "Bu materyallerin hiçbirinde toksin, biyolojik madde görmedik. Dün gece itibarıyla bu materyallerin içerisinde herhangi kimyasal bir toksin de saptamadık. Sonuç olarak hem biyolojik anlamda hem de kimyasal anlamda herhangi bir toksine rastlanmamıştır" dedi. 

Gümüş, söz konusu maddenin tebeşir tozuna benzer bir madde olduğunu, herhangi bir risk bulunmadığını da bildirdi.

Müsteşar Gümüş, Bakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında, Ebola ve MERS hastalığı, başkonsoloslukları gönderilen sarı toz üzerinde yapılan incelemeler ve ilaç politikalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. 

Ebola'nın, dünyayı meşgul eden yeni bir hastalık olduğunu, ilk kez 1976'da Kongo'da ortaya çıktığını anlatan Gümüş, viral bir hastalık olması sebebiyle iyi tedbirlerle bulaşmasının engellenebildiğini ve yayılmasının durdurulabildiğini söyledi.

Suyla, havayla ve gıdayla bulaş olmadığını, tamamen deri ve kan ürünlerinin temasıyla hastalığın bulaştığını ifade eden Gümüş, kuluçka süresinin ortalama 15 gün, belirtilerin ortaya çıkmasının ise 1 hafta aldığını, dolayısıyla şüpheliilerin 3 hafta izlenmesi gerektiğini bildirdi.

Hastalıkta yüksek ateşin en önemli bulgu olduğunu, mide-bağırsak bulguları ile iç kanama da görülebildiğini vurgulayan Gümüş, bu bakımdan hastaların yakın takibinde bu bulgulara dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Gümüş, Afrika ülkeleri Gine, Liberya ve Sierra Leone'de hastalığın yaygın olduğunu, bu ülkeler dikkate alınarak THY ile koordineli çalışıldığını ifade ederek, söz konusu ülkelerden bağlantılar Nijerya üzerinden yapıldığı için tek bağlantı noktasının Nijerya olduğunu bildirdi.

Bu ülkeyle bağlantılı olup isimleri bildirilen tüm yolcuların takip altına alındığını anlatan Gümüş, ayrıca yolcuların bilgilendirildiğini, sorun belirlenenlerin izole edilerek referans hastaneye sevk edildiğini söyledi.

Ebola ile ilgili 36 ilde 45 referans hastane belirlendiğini, konuyla ilgili bilgilendirilen bu hastanelerin vakaları takip edebilecek seviyeye getirildiğini ifade eden Gümüş, riskin sürmesi halinde havaalanlarındaki termal kameraların devreye sokulacağını bildirdi.

Ülkede şimdiye kadar 28 olgunun takibe alındığını, bunlardan 12'sine sıtma tanısı konulduğunu, hiçbir olguda Ebola'ya rastlanmadığını açıklayan Gümüş, dünyada ise tanı konulan 10 bin 141 Ebola hastasının 4 bin 900'ünün kaybedildiğini söyledi.

-MERS hastalığı

MERS hastalığıyla ilgili de bilgi veren Gümüş, bunun zatürrenin daha ağır bir formu olduğunu, yarasalar ve develerin bu hastalıkta kaynak olarak değerlendirildiğini, bilim kurullarıyla değerlendirmeleri yaparak önlemleri aldıklarını, Diyanet İşleri Başkanlığı ile de koordineli çalıştıklarını, hacca giden ve dönenleri takibe aldıklarını söyledi.

2012'den bu yana ülkede bin 10 numune alındığını, bunların 932'sinin negatif olduğunu, pozitif çıkan bir vakanın ise kaybedildiğini belirten Gümüş, hastalığın dünyada 883 kişide görüldüğünü, bunların da 319'unun öldüğünü kaydetti.

Gümüş, dünyada bu hastalıklarla ilgili bir salgın olduğu için hastanelere birçok şüpheli başvurduğunu ancak bunların çoğunun gribal ve üst solunum yolu enfeksiyonu olarak değerlendirildiğini ancak tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

  -Konsolosluklara postayla gönderilen sarı toz

İstanbul'da bazı başkonsolosluklara postayla gönderilen sarı tozla ilgili de açıklamalarda bulunan Gümüş, 24 Ekim'de Kanada, ABD, Fransa,  Almanya, Belçika başkonsolosluklarına postayla gönderilen şüpheli tozun, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun üst düzey laboratuvarlarında incelendiğini, bunlar içerisinde biyolojik harp maddesi veya biyolojik silah olarak tabir edilebilecek herhangi bir ajan bulunmadığını bildirdi.

Bu konuda veba, şarbon, tularemi, risin gibi üst düzey çok tehlikeli birtakım toksinlerin kullanıldığını belirten Gümüş, şu bilgileri aktardı:

"Bunları süratle değerlendirdik, bu materyallerin hiçbirinde böyle bir toksin, biyolojik bir madde görmedik. Dün gece itibarıyla bu materyallerin içerisinde herhangi kimyasal bir toksin de saptamadık. Sonuç olarak hem biyolojik anlamda hem de kimyasal anlamda herhangi bir toksine rastlanmamıştır."

İstanbul'da bu maddeye maruz kalan gözetim altındaki 25 kişinin taburcu edildiğini, Macaristan başkonsolosluğunda bu maddeye maruz kalan  6 kişinin gözetim altında olduğunu, bu sonuçlarla bu kişilerin de bugün de taburcu edileceğini bildiren Gümüş, "Yapılan çalışmalarda, tebeşir tozu olduğu bize rapor edilmiştir. Tebeşir tozuna benzer bir maddedir, herhangi bir risk yoktur" dedi.

-Sağlık yatırımları

Bakanlığın diğer konulardaki çalışmalarıyla ilgili de bilgi veren Gümüş, şehir hastaneleri konseptiyle yeni hastaneler, merkezler oluşturulduğunu, bu kurumların içinin de yenilendiğini söyledi. 

Türkiye'nin yerli ilaç, kan ürünleri ve aşı üretimi konusunda atılımlar yapmasının önemine işaret eden Gümüş, ülkenin 5 yıl içinde sağlık ürünlerini üretir hale gelmesi için gayretlerin sürdüğünü ifade etti.

-Afrika'dan gelenler

Toplantıda soruları da yanıtlayan Gümüş, MERS ile ilgili hacı adaylarına yönelik önlemler konusundaki soru üzerine, bu konuda bilgilendirmeler yapıldığını, eğitilen aile hekimlerinin 15 gün boyunca gerekli izlemleri yaptıklarını bildirdi.

Ebola ile ilgili Afrikalı öğrencileri YÖK ile değerlendirdiklerini, işadamlarının ise havaalanında bilgilendirildiğini belirten Gümüş, hem deniz hem de havayoluyla gidiş gelişlerin Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca yakından izlendiğini anlattı.

Bir başka soru üzerine Gümüş, THY dışındaki havayollarının Afrika'dan Türkiye'ye uçuşunun bulunmadığını, Nijerya üzerinden gelenlerin de takip altında tutulduğunu söyledi.

Türkiye'de Ebola tanısı konulan hasta olmadığını vurgulayan Gümüş, MERS'te konak olan develerle ilgili hacı adaylarının bilgilendirildiğini, Türkiye'de deve sütüyle ilgili risk bulunmadığını kaydetti.

Ameliyathanelerde görevli personel ile ilgili soruya karşılık Gümüş, doğumları koordine edecek ebelere uzman statüsü verileceğini, ameliyathane teknikerlerinin ise vasıflarının artırılmasının planlandığını söyledi. Bunlar için sertifikasyon süreci olacağını kaydeden Gümüş, yeni bütçeyle 20 bin civarında sağlık personeli alınmasının planlandığını, bunların daha ziyade, uzman, tekniker konumundaki personeli kapsamasının öngörüldüğünü bildirdi.

-Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile ilgili iddialar 

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile ilgili iddialar da sorulan Gümüş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dün basında çıkan haberle ilgili orada ifade edilen prosedürlerin hiçbiri şu anda yapılmamıştır. Bizim tasarladığımız, bunların başında milli ilaç, ulusal ilaç geliyor, ikincisi plazma, kan ürünlerinin Türkiye'de üretimi geliyor. Bunu şu anda yurt dışından alıyoruz, büyük bedeller ödüyoruz. Bunu Türkiye'de yine uluslararası firmalarla Türk firmalar beraber üretsinler, ülkede üretilsin, buradan ihracat olsun. Ülkenin cari açığına katkı olsun. Aynı zamanda da ülkemiz bu konularda know-how elde etsin, bilgi elde etsin ve bu işi geliştirelim. Yani tıpkı otomobilde olduğu gibi."

Sağlık sektöründe üretim noktasında ülkenin zayıf olduğuna dikkati çeken Gümüş, "Dün basında çıkan olaylarla ilgili dokümanları ilgili gazeteden hepsini istedik. Teftiş Kurulu Başkanlığımız bunları aldı, incelemeyi dün itibarıyla başlattık. Bu arkadaşlarla ilgili inceleme başlamıştır" dedi.  

Bu işlerin hiçbirinin sonuçlanmadığını, hem kan ürünleri, hem onkogen denilen kansere yönelik hedeflenmiş tedavilerle ilgili Bakanlığın çalışma yapmayı sürdüreceğini bildiren Gümüş, "Prosedürle ilgili arkadaşlarımızla ilgili basında çıkan hususlarla ilgili ne varsa eldeki belgeler dün itibarıyla alınmıştır, teftiş kurulu başkanlığımız incelemeyi başlatmıştır" diye konuştu.

Gümüş, bir başka soru üzerine ise Ankara'da yapılan yarışlarda yaralanan çocuğun tedavisinin devam ettiğini, hayati tehlikesinin sürdüğünü söyledi.

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı Seçil Özkan da bir soru üzerine, son dönemde MERS ile ilgili inceledikleri numune sayısının arttığını, bu sayının 2014 yılı için 164 olduğunu, analiz sonuçlarının bir günde çıktığını belirtti.

 

Kaynak:Haber Kaynağı