Sağırsu Köyünün Halleri

Dizileri, tek kanala mahkûm olduğumuz yıllarda, zorunlu olarak izlerdim. Zorunlu dediğim de şu: Okuyup yazmaktan yorulduğumda, iş dönüşü kafamı dinlendireceğime birkaç saat diziye ayırırdım. Tek kanal olunca kimi diziler hiç kaçırılmaz, işler dizinin saatine göre ayarlanırdı.

Ve dizi Necefli maşrapanın izin verdiği oranda izlenirdi.

Sonra kanallar çoğaldı ve bir dizi enflasyonu yaşandı. Hala da yaşanıyor. Mafya dizileri, töre dizileri gırla. Öyle garip bir halkımız var ki ölen bir dizi kahramanının ardından mevlit bile okutuyor. Böylelerine “Allah akıl gursak versin” der bizim az buçuk aklı erenler.

İş öyle bir noktaya geldi ki bizim Tatköy (dizideki adı Sağırsu) ile Sille’de bir diziye mekân olma şerefine ulaştılar.

Aylardır duyuyorum dizi çekimlerinin haberlerini, merak ediyorum nasıl bir şey ortaya çıkacak, diye. Sanırım bölgemize has güzeller sahneler vardır, gibi bir umut var içimde. Bu yöreyi yüzlerce öyküsünde anlatan bir yazar olarak öykü mekân ilişkisini nasıl kuracaklarını merak ediyordum.

Üç haftadır hayal kırıklığı içinde izliyorum diziyi.

Önceden şunu belirtmemde yarar var.

Tatköy’ü Konya çevresinde ilk kurulan Selçuklu köylerinden biri. Yoksul ama bu yoksulluğun içinde kendi gelenek ve görenekleri içinde yaşayıp giden bir köy. Köylünün bir kesimi bu yoksulluğu kırabilmek için şehirde bazı işlere girip çalışıyor bir kesimi ise binlerce yıldır sürdürdüğü yaylacılık geleneğini sürdürüyor. Olumsuz anlamda karşımıza çıkan töre olgusu hiç bilinmemiş bu köyde.

Sille, tarihi Hitilere kadar uzanan, 1920’li yıllara kadar Türk Rum haklarının birlikte yaşadığı, rafeni bir kültüre sahip, ülkemizde en çok şair çıkaran bir beldemiz. Töre ve şiddet yanına bile yaklaşmaz.

Gelelim diziye.

Törenin ve şiddetin anlatıldığı bir Kürd dizisi. Erkek kahramanların hepsi somurtuk ve şiddet yanlısı. Kadın kahramanların hepsi şiddet görüyor, aşağılanıyor, horlanıyor.

Dizide bir sahnenin yarısı köyde bir mekânda çekilirken bir yarısı Sille’de çekiliyor. Teröristlerin saklandıkları yerler anayolun hemen kıyısında bulunan mağara-kiliseler olduğu için yakın çekim yapmak zorunda kalmışlar.

Dizi, ancak bizim dizi ve filmlerde olabilecek tesadüflerle dolu.

Dizinin kimi sahneleri Sille ile baraj arasındaki vadide çekilmiş. Burada çekilmiş öyle bir sahne var ki onca şiddet sahnesinin arasında beni epeyce güldürdü. Ünlü, Kızılırmak Karakoyun efsanemizi bilirsiniz. Çoban, âşık olduğu Yörük beyinin kızını alabilmek için sürüyü su içirmeden ırmaktan geçirmek durumundadır.

Bizim dizide de bu olaya gönderme yapan karikatür bir sahne var. İki çoban yarışa tutuşuyorlar. Sürüyü su içirmeden ırmaktan geçireceğim, diye. Beni güldüren noktada tam bu sahne. Türk ve Kürt kültüründe koyuna tuz verme olayı çok önemsenir. Bunun için yaylakta ve kışlakta, sürünün yatacağı yerlerde yassı tuz taşları bulunur. Sürü tuz ihtiyacını böyle karşılar. Değilse dizide olduğu gibi hiçbir çoban malına elleriyle tuz yedirmez.

Dizide tek beğendiğim nokta, köylülerimin rollerini çok iyi yapmaları oldu. Hele son bölümde Tatkızın sahnesi harikaydı. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum