Saddam ve Kaddafi diktatör mü?

1979 yılında İran'da devrim oldu. Ayetullah Humeyni, yıllarca ikamet ettiği Fransa'daki çadırından çıktı, Tahran Meydanı'na inip, İran İslam Cumhuriyeti’ni ilan etti.

   24 Aralık 1979 yılında, Sovyet Lideri Leonid Brejnev'in emriyle Sovyet tankları Afganistan'ı işgal etti.

   Batı bloğu ile Sovyet bloğu arasında 1945 yılından beri süren soğuk savaşın güç mücadelesinde bu iki gelişme ile Sovyetler batı bloğu karşısında 2-0 öne geçmişti.

   Sovyet bloğu karşısında ki Batı bloğunun temsilcisi ABD bu iki gelişme karşısında büyük bir telaşa kapıldı. Bu telaşın onlarca sebebinden bazıları şunlardır:

   1-Bölgedeki en önemli müttefiki olan İran'ı kaybetmiş olması.

   2-İsrail'in bölgedeki güvenliğinin tehlikeye gireceğini düşünmesi.

   3-İran İslam Cumhuriyeti'nin bölgeye model ülke olacağı korkusu.

   4-Bölgede ABD menfaatlerinin tehlikeye düşeceğinin korkusu.

   5-Petrol koridorlarını ve petrol ülkelerinin kontrolünü elinden kaçırma korkusu.

   Bu nedenlerle ABD hızla yeni bir konjonktür oluşturma ve strateji belirleme gayretine girdi. Beyaz Saray, Pentagon, Nato ve batılı müttefikleriyle bir yıl içerisinde yeni bir plan oluşturuldu. Batının bölgemizde 30 yıldır yaptığı operasyon ve faaliyetleri o yıllarda masa başında oluşturulan senaryonun ürünüdür.

   ABD ve batılı müttefikleri bölgemizde yapacakları düzenleme, faaliyet ve operasyonların nedenleri şunlardı:

   1-Türkiye'den Lojistik v.s destek almak, normalleştimek için 12 Eylül 1980 ihtilalini yaptırtmakla başladılar.

   2-İran ve Irak'ı 8 yıl savaştırarak ikisinide zayıflatmak.

   3-İran'ı  bu savaş sonucu ekonomik sıkıntıya sokarak, yeni rejimin halk arasında kabul görmesini engellemek, sıkıntıya girmesini sağlamak.

   4-İran'ın yeni rejimi bölgeye ihraç etmesinin önüne geçmek, kontrol etmek.

   5-Irak'ı zayıflatarak, Saddam İktidarı'nı yıkıp kendisine yeni  müttefik yapmak.

   6-İran-Irak savaşında devrilmeyen Saddam'a Kuveyt'i işgal ettirtip, Irak'a müdahalenin haklı nedenlerini oluşturmak.

   7-İsrail'in varlıklarını tehdit olarak gördüğü İran, Irak, Suriye ve Türkiye gibi ülkeleri zayıflatmak, İsrail'i rahatlatmak.

   8-Afganistan'ı Sovyetlerden sonra 2.kez işgal ederek, Hazar', İran ve Çin'i kontrol etmek.

    Diktatör algısı ve algı operasyonlarıyla 30 yıl önce masa başında yaptıkları planları sahada uygulamaya koydular. Masa başında yapılan planların uygulama başarısı ve süresi  pratikte birebir gerçekleşmedi.

   Saddam'a ve Kaddafi'ye 30 yıl 'Diktatör, kendi halkını öldüren, zulüm ve işkence yapan adamlar' diyen ABD, Batı bölge halklarını kandırdı. Zulüm, işkence, hak gasp etmede, göz yaşı ve kan akıtmada onların çok ilerisindelerdi.

   Ben, Saddam ve Kaddafi'nin avukatı ve savunucusu değilim! Saddam ve Kaddafi'yi halkına şikâyet eden Batılılar, Saddam ve Kaddafi'den farklı ne yaptılar ki? Ülkelerinde, diktatörlerinin zamanından daha fazla insan ölüyorsa, zulüm ve işkence de o günleri arıyorlarsa bunun adı ne olacak?

Acaba yine 'demokrasi' mi diyecekler!

   Suriye'de 2011 yılının başından bugüne kadar geçen sürede 150 bin insan yaşamını yitirdi. 2milyon insan, çoğu bizim ülkemizde olmak üzere mülteci olarak yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Şehirler yerle bir oldu. Aynı batı, Beşşar Esad'a 'diktatör' diyemedi.

   Mısır'da, halkın özgür oyu ile seçilmiş Cumhurbaşkanı ve İktidar, 3 Temmuz 2013 günü yapılan askeri darbe ile görevden alındı. Aynı batı Mısır'da yapılana 'darbe' diyemedi. Darbenin kahramanı Sisi, silahların gölgesinde cumhurbaşkanı oldu.

   İkiyüzlü batı, bölgemizde 50 yıldır ikiyüzlü politika izlemektedir. Bölgemizde ki bir ülkenin yönetim şekli krallık olmuş, demokrasi olmuş olmamış hiç fark etmez. İlgilendikleri ülkede hangi model kendilerine uygunsa, işlerini kolaylaştırıyorsa o modeli tercih ediyorlar.

   Arap Baharı'nın yaşandığı ülkelerde milli hükümetler işbaşına geldi. Değişimden, demokrasinin gelmesinden rahatsız oldular. Bu ülkelerde süreci tersine çevirip, baharı hazana dönüştürecekler.

   Ülkesini, halkını çok seven, ülkesi ve halkının menfaatlerini her şeyin üstünde tutan yöneticileri onlar hiç sevmezler. Kendi istekleri karşısında 'hayır' kelimesini hiç duymak istemezler.

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum