Rusların korkulu rüyası Şeyh Şamil'in vefatının 145. yılı...

Rusların korkulu rüyası Şeyh Şamil'in vefatının 145. yılı...

Bugün 35 yıl Kafkasya'nın özgürlüğüne kendisini adayan, kahraman ve alim Şeyh Şamil'in vefatının 145. yılı...

35 yılını Kafkasya'nın özgürlüğüne kendisini adayan Şeyh Şamil'in, bugün vefat yıldönümü. Kafkasya'nın "özgürlük meşalesi" Şeyh Şamil'i vefatının 145. yıldönümünde rahmetle anıyoruz.

1797 ile 1871 yılları arasında yaşayan Şeyh Şamil; Kafkasya'nın özgürlüğüne kavuşması için Ruslara karşı amansız mücadeleler vermiş ve Rus ordularını dize getirmiş bir mücahit olarak tarihe geçti.

Dağıstan'ın Gimri Köyü'nde 1797 yılında dünyaya gelen Şeyh Şamil, küçük yaşından itibaren ilim tahsil edip, alim olması için, zamanın en büyük ulemalarından ders aldı. 30 yaşına kadar; tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini, edebiyat, tarih ve fen bilgilerini öğrenen Şamil, Bağdat'a gidip, Mevlana Halid hazretlerinden de ilim öğrendi.

35 YIL CİHAD ETTİ

Şeyh Şamil, imam seçildiği 1834 yılından 1859 yılına kadar Rusya'nın askeri gücünün çokluğu ve ellerindeki imkanlara rağmen yılmadan mücadeleyi sürdürdü.

Kendinden önceki iki imamın döneminde de fiilen 10 yıl savaşlara iştirak ettiğinden durup dinlenmeden cihad ettiği süre tam olarak 35 yılı buluyor. Şeyh Şamil, Rusların, Kafkasya'da İslamiyet'i yok etmek için bütün güçleri ile uğraştığını görünce cihad aşkıyla ortaya atıldı.

Kafkasya'daki halklar Şamil'i başlarına imam seçerek, düzenli bir ordu kurulması sağlandı. Şamil bu orduyla 25 sene, destansı mücadeleler vererek, İslamiyet'i yok etmek ve Müslümanları ortadan kaldırmak isteyen Ruslara kan kusturdu. Nice generallerini harp meydanlarında öldürüp, nicelerini de küçük düşürdü.

"SONUNU DÜŞÜNEN CESUR OLAMAZ"

Şeyh Şamil, kısa zamanda kısmen de olsa nizamlı bir ordu ve mülkî teşkilatı kurmaya muvaffak oldu. Tesirli hitabetiyle halkı cezbediyor, Müslüman olarak yaşama aşkıyla yanan bu insanların kalblerine birer kıvılcım salıyordu.

Tecrübeli ve değerli yardımcıları, vekîlleri, ordunun ve mülkî idarenin başına getirdi. Fayda sağlayanlara altın ve gümüşten yapılmış nişanlar veriyor ve bu nişanlara; ""Sonunu düşünen hiçbir zaman cesur olamaz", "Kuvvet ve yardım ancak Allahû Teala'dandır", "Cesur ve yüksek ruhlu olana"" şeklinde cümleler yazdırıyordu.

MEDİNE'DE VEFAT ETTİ

Rusya ile yapılan savaşlar sonucunda, Şeyh Şamil esir oldu. Sürgünde yaşarken Hac'ca gitmek için İstanbul'a gelen Şeyh Şamil, İstanbul'da kısa bir süre kaldı. Başta Sultan Abdülazîz'in ve İstanbulluların gösterdiği yakın alakaya, misafirperverliğe hayran olan Şamil, bu kadar ilgiye rağmen bir an önce Hicaz'a gitmek istediğini padişaha bildirdi.

Vapurun her uğradığı yerde, halk görülmemiş bir heyecanla Şeyh Şamil'i karşılıyor, onun duasını alma yarışına giriyordu. Şeyh Şamil, Hacc'ını yaptıktan sonra, ömrünün kalan kısmında, O'nun sünnet-i seniyyesini yaymak için uğraştığı, iki cihanın efendisi Muhammed aleyhisselamın huzûr-ı şerîflerinde yaşamak için Medîne'ye yerleşti. Burada hastalanan Şeyh Şamil, Medîne-i Münevvere'de 17 Şubat 1871 günü vefat etti.

HABER10