Fikstür dezavantajı ve iç saha cezası nedeniyle deplasman maçlarında ne yapacağı çok önemli hale gelen Atiker Konyaspor, Akhisar ve Vitoria maçlarıyla aslında şeytanın bacağını kırmıştı ama Galatasaray maçı öncesi Malatya deplasmanından alınacak sonuç önemliydi. Tabi içerdeki Alanya yenilgisinin de telafi edilmesi gerekiyordu. 

Malatya'da son derece aklı başında bir Konyaspor vardı. İlk haftalarda takımın yapısına uygun olmayan bir hücum taktiği oynatan Reşit Akçay'ın Marsilya maçından beri belirgin bir "sakinleşme" içinde olduğu görülüyor. Yine hücumu tamamen geri plana atmayan ama daha kontrollü, kanatları daha iyi kullanan bir anlayışla mücadele ediyor ve karşılığını da alıyor. 

Düzgün bir kadrosu olan ama orta sahasını iyi kullanamayan Malatya, Konyaspor karşısında ilk yarınkim etkili olamadı. Konyaspor da ceza sahasına yaklaşmasına müsade eden rakibine akın üstüne akın yaptı. Fakat gol çok farklı geldi. Birilerinin "Afrika köylüsü" diye utanmadan eleştirdiği Patrick Eze tam bir "Avrupalı" golü attı. Kaleyi neredeyse görmeden attığı şut köşedeki ağları aldı. Önyargısında boğulanlara yardım eli uzattı. 

İkinci yarı Konyaspor yine sabırlı ama çok enerjisi yüksek oynadı. Özellikle top rakipteyken yapılan baskı, rakibin geride olmasından kaynaklanan telaşının da etkisiyle Konyaspor'u çok rahatlattı. Savunmadan uzun toplarla çıkmaya çalıştılar ve hep eli boş döndüler. Özellikle Yalçın'ın adam adama savunma yapan Konyasporlu oyunculardan hiç boş adam kalmadığını görüp top atacak adam bulamaması çaresizliklerini gözler önüne serdi. 

Konyaspor'un yendiği gol her deplasman takımının yiyeceği bir goldü. Yeşil Beyazlılar yenilebilirdi bile ama Reşit Akçay'ın akıllı şekilde takımı geri çekmemesi Malatya'nın baskı kurmasına engel oldu. Hatta bu sayede galibiyeti de kaçırdı. 

Konyaspor giderek düzeliyor. Moral düzeyi de giderek artıyor ancak Reşit Hoca haklı olmasına rağmen artık Ali Çamdalı'nı kadroya almalı. Reşit Hoca'nın Konyaspor'unda işler yoluna giriyor ve Galatasaray maçında Çamdalı'na ihtiyaç olacak.