EDİRNE (AA) - CİHAN DEMİRCİ - Portekiz'in başkenti Lizbon'da yaşayan ve geçirdiği bir kaza sonucu görme yetisini yitiren 45 yaşındaki mimar Carlos Mourao Pereira, hala mesleğini icra ediyor.

Trakya Üniversitesinden aldığı davet üzerine Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesindeki Balkan Araştırma Enstitüsünde bir programa katılan Pereira, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yaşından bu yana yüksek ve büyük binalara ilgi duyduğunu söyledi.

Üniversite eğitimine kadar resimle ilgilendiğini belirten Pereira, "Sanata olan ilgime ailem destek oldu ancak üniversite ve meslek seçimi ön plana geldiğinde ailem mimarlık yapmamı önerdi. Eğitimimin ardından mesleğe atıldım ancak 35 yaşında geçirdiğim bir kaza nedeniyle gözlerimi kaybettim. İlk başta çok zorlandım. Hem yaşam hem de meslek açısından çeşitli problemlerle karşılaştım." dedi.

Mimarlığa olan bağlılığının her geçen gün arttığını ifade eden Pereira, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Gözlerimi kaybetmemle her şeyin bittiğini sanıyordum ancak üniversite eğitimimin üzerine akademik olarak Lizbon Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde doktoramı tamamladım. Görerek yaptığım şeyleri artık duyarak, hissederek ve dokunarak yapıyorum. Tabii ki mimarlık bir estetik ve tasarım işi ancak mesleğime olan bağlılığımı devam ettirdim. Lizbon'daki ofisimde görme engelli kişilerin çizim de yapabileceğini anlatan çeşitli çalışmalar geliştirdim. Kabartma çizgi yöntemi ve hamurla tasarımlarımı yapıyorum. Yaklaşık 10 yıldır görmeden tasarlıyorum ve mimarı yapılar ortaya çıkartıyorum. Yardımcım da bana bu konuda destek oluyor."

- "Sinan çok büyük bir mimar"

Pereira, mimarlık öğrencilerine, mesleğe atıldıklarında insanların rahat şekilde hayatını geçirebileceği mekanlar tasarlamasını önerdi.

Dünyada çok sayıda mimari eser ve mimarın bulunduğunu aktaran Pereira, şöyle devam etti:

"Örnek alınacak mimarlar arasında Mimar Sinan yer alıyor. Sinan çok büyük bir mimar. Belki de Avrupa'nın en önemli mimarlarından biri. Öyle yapılar ortaya koymuş ve tasarlamış ki çağdaş dönemlerde de kullanabileceğimiz yapılar bunlar. Bazıları 15. yüzyıldan ve hala işlevsel ve çalışıyorlar. Mesela Edirne'deki camiler ve Sokullu Hamamı işlevsel durumda. Bundan sonra tasarlamış olduğu İstanbul'daki birçok yapı buna örnektir."

Pereira, mimarlık öğrencilerine Osmanlı döneminden kalan tarihi binaları göz önünde bulundurmalarını da tavsiye ederek, "Bunlar duyusal deneyim açısından çok önemli alternatifler ve örnekler sunuyor. Mimar adayları için basamakların olmadığı zeminler geliştirmek son derece önemlidir. Tamamen düz zemin olmalı ki iç ve dış mekandaki geçişlerde insanların düşmemesi sağlansın. Osmanlı mimarisindeki yöntemle bunu çağdaş mekanlara uygulayabilirler." diye konuştu.

AA