Servet R. Çolak

Servet R. Çolak

Para + Seminer = Sertifika

Son zamanlarda paralı seminerler kontrol edilemez bir şekilde aldı başını gidiyor. Özellikle üniversite şehirlerinde öğrencilere sunulan seminerlerden bahsetmek istiyorum. Toplumun Medyadan tanıdığı, bazı açıklamalarıyla gündeme sık sık gelenlerin verdiği seminerlerden bahsediyorum.

Vahşi kapitalizm her geçen gün kendini yenileyerek başka başka envanterlerle karşımıza geliveriyor.

Bazen insanların nereye yön aldığını düşünüyorum. Aslında düzen namına pek bir şey olmadığını ve hepimizin büyük bir keşmekeşliğin içinde olduğunu benim gibi her insan görüyor. İşte bu karmaşada meslek hayatlarına yeni başlayacak olan gençler ‘Nasıl en kolay yönden kurtulurum’ derdine düşüyorlar. İşte bu gençlere ‘Alın size kurtuluş yolu’ gibi gözlerine sokulan fakat aslında büyük bir aldatmaca olan paralı seminerler karşılarına çıkıveriyor. Okulların kapanmasına sayılı günler kala her hafta sonlarında her ilde bu paralı seminerler mantar gibi çoğalıveriyorlar. TV’lerde bol gördüklerimiz, Gazetelerde yazanlar, alanlarında uzman kişiler, hatta bir çok açıklamaları doğru olmayanlar, yani aklımıza kim gelirse… Bir gün bir bakmışız bir eğitim seminerinde, eğitim vermeye çağırıyorlar. Aynı zamanda ÜCRETLİ, hem de sadece 1 GÜN

Reklam ve afişin görseline aldanan ‘Kurtuluş yolu arayan’ üniversiteli genç, 4 yıllık okuduğu fakültesini bir kenara iterek çareyi bu seminerde arıyor.

Peki bu genç, katıldığı bu seminerle neyi amaçlıyor?

Yakın gelecekte üniversiteden mezun olacak. Diplomasını aldığı bölümüyle alakalı bir iş arayacak. Kapı kapı dolaşıp bir çok yere iş başvurusu yapacak. Sonra buraya CV’sini bırakacak. Tabiî ki bu CV’de sadece ‘Şu fakülteyi bitirdim’ demek olmaz. Araya uzman kişilerden alınmış bir belge koyması gerekecek. İşte bu gencin ‘Uzman kişilerden eğitim aldım’ dediği belge yukarıda bahsettiğim 1 günlük ve ücretli olan belgeden oluşuyor.

Aslında, umut sömürgeciliğidir bunun adı. Acımasızlık, vicdansızlık, aldatmadır.

Ücretli eğitim sertifikası olayına böyle demiyorsanız, bunu bir örnekle anlatayım. Bir futbolcu olacak bir çocuğa derim ki, “Kardeşim, Barcelona – Real Madrid maçına bir bilet al. Bu El Clasico maçını iyi bir izle. Oyuncuların taktiklerini aynen kafana yaz. Sonra maçtan çıktıktan sonra bu iki kulüpten birisine git, aldığın bileti göster. Sonra de ki; ‘Ben sizin maçınızı izledim. Her şeyi öğrendim ben sizin kulüpte futbol oynayabilirim…’

İşte bu örneğin aynısını yapıyoruz. CV’mize koyduğumuz o parayla aldığımız sertifikayı gören iş veren bizimle içinden alay geçer. Ben bir işyeri sahibi olsam, ve CV’sini paralı eğitim sertifikalarıyla doldurmuş birisi gelse, onu kesinlikle işe almam.

Öğrencilerin cebindeki üç kuruş paraya minnet edenler, kendisini kurnaz sananlar, 1 günde ne eğitimi veriyorlar? Çok merak ediyorum.

Aynı zamanda kimsenin bu olaya bir ses çıkarmaması da ayrı bir garabet. Yine ne yazık ki öğrencilerin bu senaryolara kapılması da oldukça endişe verici bir durum. Bunun bir tezgah olduğunu göremiyorlar mı?

Son olarak bu tezgahlara düşmeyen, aklını çalıştırıp, kendi kişiliğiyle gerçek bir kimlik ortaya koyanlar her zaman başarılı olurlar.

Yine söylemek isterim ki; paralı seminer vermek isteyen kim olursa olsun, ne verecekse; alsın kendisinin olsun. Başkası olmadan kendi yolumuzu çizeceğimizin herkes farkına varsın…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum