Özhaseki: “200 bin lira verin istediğiniz sonucu ortaya çıkarsınlar”

Özhaseki: “200 bin lira verin istediğiniz sonucu ortaya çıkarsınlar”

UİGAD Genel Başkan Yardımcısı Okan Geçgel Cumhur İttifakı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Özhaseki ile bir söyleşi gerçekleştirdi.

UİGAD Genel Başkan Yardımcısı Okan Geçgel Cumhur İttifakı Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Özhaseki ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Tüm sorulara samimi cevaplar veren Özhaseki naketleri değerlendirdi. Özhaseki, anketler hakkında “200 bin lira verin istediğiniz sonucu ortaya çıkarsınlar” dedi.

İŞTE O RÖPORTAJ:

“Ankara neden ekonominin, sporun, kültürün, turizmin, eğitimin, tarımın da başkenti olmasın?”

Yaklaşan yerel seçimlerin en çok konuşulan, en çok merak edilen ismi, Mehmet Özhaseki oldu. 20 yılı aşkın belediye başkanlığı, iktidar partisi AK Parti’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlerinde bulunan Mehmet Özhaseki her zaman iddialı, farklı, ilerici ve yenilikçi olmayı başardı. Kayseri Modeli Belediyecilik, imar barışı altında Mehmet Özhaseki imzası bulunan ve ilk akla gelenler.

31 Mart Yerel Seçimleri’nin en çok konuşulan ve öne çıkan ismine, Mehmet Özhaseki’ye yaklaşan yerel seçimleri, adayları, rekabeti nasıl değerlendirdiğini, bugünün ve yarının Ankara’sının kendisinin gözünde nasıl şekillendiğini, önümüzdeki dönem için neleri hedeflediğini, neleri öncelediğini sorduk. Samimi ve net cevaplar aldık.

“Ankara’yı her anlamda başkent yapacağız”

Ankara için hayalleriniz neler; siz deneyimli bir yerel yöneticisiniz Ankara’da yerel yönetim bakışıyla eksiklikler nelerdir?

Ankara hepimizin göz bebeği bir şehir. Gurur kentimiz. Burası başkent, idarenin merkezi. Ben Ankara’nın baş şehir oluşunu istişareyle sanayide, kültürde, turizmde, sporda da yani tüm alanlarda da gerçekleştirmeyi hayal ediyorum. Neden ekonominin, sporun, kültürün, turizmin, eğitimin, tarımın da başkenti olmasın? Derin bir tarihi birikime, yaklaşık 100 yıllık Cumhuriyet tecrübesine sahip. Devletin tüm organlarının merkezi burada. Ciddi bir nüfus var. Eğitimli nüfus. Sanayi için imkanlar var. Ülkenin coğrafi olarak da merkezinde yer alıyor. Ekilmemiş tarım alanları var. Spor severler oldukça fazla. Yatırımcı dolu. İşte biz Ankara’yı bu anlamda dört başı mamur bir şehircilik anlayışıyla yöneteceğiz. Ankara’yı her anlamda başkent yapacağız. Böyle bir Ankara hayalim var. Aslında buna hayal diyemeyiz, plan deriz. İnşallah milletimizin desteği ve Allah’ın izniyle de bu planı 1 Nisan’dan itibaren aşama aşama gerçekleştireceğiz.

“Hizmet ettikçe milletimiz de destek ve teveccühünü esirgemedi”

Bugüne kadar çok sayıda seçime girdiniz ve tüm seçimlerde başarı elde ettiniz bu seçimde de Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayısınız diğer seçimlerle bir kıyaslama yapabilir misiniz?

Beş dönem büyükşehir belediye başkanlığı yaptım. Epey bir yarış kazandık hamt olsun. Hem de açık ara. Seçimlerde oylarım %70’lere kadar çıkmıştı. Hizmet ettikçe milletimiz de destek ve teveccühünü esirgemedi. Onlar desteğini artırınca biz de azmimizi artırdık. Şimdi yine bir büyükşehire adayım. Lakin bu sefer başka. Türkiye’nin başkentine, gurur şehrine adayım. Benim için farklı bir duygu. Bunca yıllık tecrübemiz var. Bunu Ankara’ya aktarmak istiyoruz. Ancak bu seçimler şehirleri yönetmenin dışında bir anlam ve ifade taşıyor. 15 Temmuz’daki hain FETÖ kalkışmasını takiben Türkiye’de bir beka meselesi var. Güney hattımızda bir terör devleti kurmak istiyorlar. İçeride ve dışarıda pek çok odak, milletimizi bölmek ve devletimizi yıkmak istiyor. İçimizdeki müstevliler de bu dış odaklara göz kırpıyorlar. PKK’lılar ile dirsek temasında bulunuyorlar. 1 Nisan sabahı zafer kazanmışlarsa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tartışmaya açacaklarını ifade ediyorlar. Bu bir beka seçimidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ve Cumhur İttifakı’nın demokratik yollarla güçlenmesi açısından büyük bir önem arz ediyor.

“Çok şükür, çalıştıkça çalışasımız geliyor”

İşinizi çok sıkı takip edersiniz bunu biliyoruz Kayseri de rahat seçim kazandığınız halde çok yoğun kampanya yürütüyordunuz şimdi Ankara’da kıran kırana bir seçim atmosferinin içerisindesiniz buradaki temponuzdan bahseder misiniz?  

Geçenlerde bir röportaj vermiştim. Genç kardeşlerimiz de sosyal medyada beğeni yağmuruna tutmuşlar. Röportajda bir yerde şöyle diyorum: “Keşke bir yarım saat vaktim olsa da dinlensem.” Durum hakikaten böyle. Hem adayız. Hem de Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti’deki yardımcısı olarak aday belirleme sürecinde etkin bir rol aldık. Haricen, Sayın Cumhurbaşkanımız Cumhur İttifakı görüşmelerini yürütme sürecinde bizleri görevlendirdi. Bunları da ortaya koyunca epey yorucu ama hamt olsun bereketli bir süreç oldu. Sürekli sahadayız. Ankara’yı avucumuzun içi gibi biliyoruz ve ara sokaklara kadar da geziyoruz. SKM açılışları, hemşeri buluşmaları, oda toplantıları… Bir dizi ziyaret gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bir dakika boşluk yok programlarımızda. Allah’a çok şükür, çalıştıkça çalışasımız geliyor. Yoğun geçiyor. Ankara beş milyonun üzerinde bir nüfusa sahip. Haliyle daha fazla tempo gerekiyor. Çok şükür biz elimizden geleni yapıyoruz. Milletimizin destekleri doğrultusunda Rabbimiz inşallah hakkımızda hayırlı olanı takdir edecektir.

“200 bin lira verin istediğiniz sonucu ortaya çıkarsınlar”

Rakibiniz Mansur Yavaş malumunuz daha önce iki dönem aday oldu ve seçimi kaybetti. Elinizde anket sonuçları var mı, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anket sektöründe iki türlü anket var bazıları manipüle bazılar ise gerçeklere yakın anketler. 200 bin lira verin istediğiniz sonucu ortaya çıkarsınlar. Bir de uzmanlar var. Bu işi bilenler var. Bunu alıyorsunuz inceliyorsunuz eksik kalınan noktalarda neden eksik kalındığı noktasında çalışmalar yapıyorsunuz.

CHP’nin mevcut yönetimi manipülasyon yapıyor. “Biz öndeyiz. Kazandık. Aldık. Götürüyoruz” diyorlar. Seçimden sonrada “Oylarımız çalındı” deyip, YSK'ya çamur atıyorlar. Bu kadar yalan olur mu? İyi güzel de İzmir'de Karşıyaka'da kazanınca mazbatayı alıp YSK’ya teşekkür ediyorsunuz. Ankara'da kaybedince niye YSK'yı suçluyorsunuz?

Lakin bizim yaptırdığımız ve bağımsız şirketlerin yaptığı anketlerde çok şükür öndeyiz. Fakat hal böyle diye de rehavete yer yok. Biz son güne, son ana kadar sahadayız. Kendimizi, bilgimizi, tecrübemizi ve projelerimizi anlatmaya devam edeceğiz. İnşallah büyük bir zafer kazanacağız.

“Ben projelerimiz ile gündeme gelmek istiyordum”

Mansur Yavaş ile ilgili bir senet skandalı patlak verdi bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?   

Öncelikle şunu ifade edeyim: Bu konunun muhatabı ben değilim. Lakin sorduğunuz için yorumumu söyleyeceğim. Senedin sahte olduğu belli. Bu gündeme gelince cevap vermesi gereken bir kişi var o da belli; CHP'nin adayı. Suçlamalara cevap vermesi beklenilen açıklamasında 4-5 yerde “bu Haseki yok mu” deyip başladı. İki üç ay öncesine kadar bu konuyu duymamıştım. Bu konuyla ilgili bir cümle bile kurmadım. Bizi suçladı. Ben bunlara cevap verdim. Dosyaları getirttim. Araştırdım. İş bağlama, iş götürme, vekalet veya sözleşme yapmadan üstten iş takibi var. İlişkileri okuduğum zaman işin çok kirli olduğunu gördüm. Diyorum ki “Beni televizyona çıkarmıyorlar diyorsun. Ben hakkımı vereyim otur gazetecilerin sorularına cevap ver. Düzgün bir iş yaptığına inanayım çıkıp özür dileyeceğim senden.”

Biz bu adamı tanımıyoruz. 10 yıldır beraber olan kendileri. 10 yıl boyunca iş takip etmişler. “Benim büromdan hiç çıkmazdı” diyor. 600 bin dolar karşılığında vekaletin var mı, yok. Sözleşmen var mı, o da yok. Vergi doğuyor... O adam kirli, kötü diyor… Yüksek yargı üyeleri ile neden beraber yemekler yiyorsunuz? Bunlar 10-15 gün önce ortaya çıkmış şeyler değil. Yıllar öncesinde olan şeyler. Basın toplantısında “Adamın bana getirdiği senet” diyor, mahkeme ifadesinde “Gözümün önünde imza attı” diyor. Bunların hangisi doğru.

Mansur Bey, bir buçuk yıl tehdit mesajları atıyor. Birkaç yerde de diyor ki ara ara “Bu parayı ver unutalım. Parayı ver bu konuyu kapatalım.” Mağdurdan ziyade şantajcı bir mağrura benziyor daha çok.

Ben projelerimiz ile gündeme gelmek istiyordum. Projelerimizi konuşalım istiyorduk fakat geldi adımı andı ben de cevap vermek zorunda kaldım. Ömrümde görmediğim bir suçtan gelip beni suçlarsan cevabımı veririm. Dosyayı inceledim bu kadar kirli bir ilişkiyi görmedim.

“Karşı ittifakta gizli saklı utandıkları üçüncü bir ortak var”

Özellikle HDP milletvekilleri Doğu kökenli vatandaşların yoğunlukta yaşadıkları bölgelerde Mansur Yavaş adına oy toplamaktalar bu konuda değerlendirmenizi alabilir miyiz?         

Kandil’den ses geliyor “Kürdistan'da biz kazanacağız, Batı’da da Cumhur İttifakına kaybettireceğiz” diyor. Bunu nasıl anlayalım, nasıl yorumlayalım? “Seçilirsen bizim sayemizde seçileceksin” dediler, Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş'a... Bunu neden reddetmiyorlar? Mansur Yavaş şöyle reddetti: “HDP'lileri tedavi edilecek insanlar olarak görüyorum” dedi. Özellikle Kılıçdaroğlu ve İyi Parti tarafı HDP ile yapılan iş birliğini saklamaya çalışıyorlar. Ankara seçmeni milli, manevi değerlerine bağlı. Bu insanlar HDP'den rahatsız olurlar diye saklıyorlar. Kasım ayı ortalarında Sayın Kılıçdaroğlu ve Ahmet Türk buluştular. Türk: “Kılıçdaroğlu bizi çağırdı karşı tarafa kaybettirmek için iş birliği yapalım” dedi. Kimse kimseyi babasının hatırına desteklemez.

Ben net şunu söylüyorum. Ankara'da ne kadar Kürt kökenli seçmen varsa yüzde 99'unun bana yöneleceğini söylüyorum.  Bakanlığımda Güneydoğu’dan sorumlu koordinatör Bakan bendim. Ömrümde ilk defa Sur'a gitmiştim, şimdi ezbere biliyorum oraları. Teröristlerin yaktığı yıktığı 30 bin evi bir yıl içerisinde yaptım. Kürt annelerimizi dualarıyla o evlere oturttum. Onların hepsi Ankara'da ne kadar akrabaları var arıyorlar. Şırnak'a gittiğimde “Şırnak'ın öz evladı hoş geldin” diye beni karşılıyorlar afişle. Kürt kökenli tüm vatandaşlarımızdan oy istiyorum ben. Benim eleştirdiğim şu; “PKK lanet bir örgüt.” Bunu söylemelerini bekliyoruz. Bir gün olsun “Bu PKK lanet bir örgüttür ellerinde silah oldukça bizim bunlarla ilişkimiz yoktur” diyemiyorlar. Karşı ittifakta gizli saklı utandıkları üçüncü bir ortak var. Bunu dile getiriyorum. Yukarıda siz görüşüyorsanız bunu millet size ödetir. İsteseniz de istemeseniz de...

“Biz kendimize, bilgimize, birikimimize, tecrübemize ve projelerimize sonuna kadar güveniyoruz”

Seçimlere birkaç gün kaldı ve sahada yoğun çalışıyorsunuz, gözlemleriniz ve sonuçla ilgili söyleyecekleriniz çok önemli deneyimlerinize güvenerek bir değerlendirme yapar mısınız?    

Biz kendimize, bilgimize, birikimimize, tecrübemize ve projelerimize sonuna kadar güveniyoruz. AK Parti teşkilatlarımıza, MHP teşkilatlarımıza yani Cumhur İttifakı’na inanıyoruz. İki parti arasında da hem Ankara’da hem Türkiye’de müthiş bir sinerji oluştu. Tüm melanetlere karşı, beka tehlikesine karşı biriz, beraberiz. Ayrımız gayrımız yok. Sahada da ortak akıl ve irade ile adımlar atıyoruz. Projelerimizi de hemşerilerimiz beğendi. İnşallah Ankara’da ve Türkiye’de önemli sonuçlar alacağımıza inanıyorum. Bizim bundan hiç şüphemiz yok. Kazanacağımız zaferle beraber dosta güven düşmana korku vereceğiz. Bekamıza göz dikenleri, milletimizle birlikte yere sereceğiz.

“Gelecek 25-30 senede Ankara nerede olacak bunu bilen 3 kişiden biri benim”

Muhalefetin İthal aday çıkışına ne gibi bir cevap verirsiniz?

Sabah bir yerde kahvaltılı program, iki üç saatlik bir esnaf gezisi, öğleden sonra ve akşam mutlaka bir program daha koyuyoruz. Yüz binlerce insanla iletişime giriyoruz. Daha bir kişi çıkıp da “Kayserilisin sen” demedi. Bunu Kılıçdaroğlu ortaya attı. “Kayserili birini Ankara'ya aday çıkarmak ayıptır” dedi. Ben de “Tuncelili biri CHP'nin genel başkanı oldu” dedim. İzmir'in bir ilçesini bilmez oradan milletvekili oldu. İstanbul'u bilmez belediye başkan adayı oldu. Cenabı Hakk’a dilekçe mi verdiniz? Şu ana babadan şu ilden olmak istiyorum diye... “Ankara'yı bilmez” dediler. Ben 17 yaşında Ankara'ya geldim. Çocuklarımın hepsi Ankara'da okudu. 3 dönem de milletvekiliyim. Ankara'nın ana planları yoktu. Hepsini pafta pafta çalışarak ben yaptım. İş merkezleri, bağlantılar, sert zeminler, korunacak yerler neresi, ormanlar neresi bunları sadece ben biliyorum. Gelecek 25-30 senede Ankara nerede olacak bunu bilen 3 kişiden biri benim.

“Kendi ekonomisi kendine yeten bir dünya başkenti oluşturacağız”

Son olarak Ankaralılara neler söylemek istersiniz?

Çevreci, enerji tasarruflu, alt ve üst yapısı kemale ermiş, sağlıklı, depreme dayanıklı bir Ankara vaad ediyorum. Tarihi dokusu korunan, kültürel ve turistik yanı ortaya çıkan bir sanat şehri inşa edeceğiz. Çalışmalarımızın merkezinde insan ve ihtiyaçları karşılama olacak. Ankara’yı istişare merkezli olarak BİZ kültürüyle yöneteceğiz. İhalelerin şeffaf olduğu, bütçenin herkesçe bilindiği bir yönetim anlayışını benimseyeceğiz. Açık kapı belediyeciliğini getirerek her makamdaki, pozisyondaki yetkilime ulaşılabilecek. Halkımıza sık sık hesap vereceğiz. Karşılarına çıkacağız. Taleplerini alacağız makul olanları en uygun zamanda yerine getireceğiz. Oy versin vermesin, bizi sevsin sevmesin; nerede bir sorun varsa çözecek, nerede bir ihtiyaç varsa karşılamak için elimizden geleni yapacağız. Kendi ekonomisi kendine yeten bir dünya başkenti oluşturacağız. Hem de beka tehlikesine karşı, devletimizi tehdit edenlere karşı bir ve bütün olarak cevap vereceğiz.