Osmanlı Döneminde Kıbrıs Sempozyumu

Osmanlı Döneminde Kıbrıs Sempozyumu

Bağcılar Belediye Başkanı Çağırıcı:- "Akdeniz'de bir üs edinme arayışı içinde olan İngiltere'nin Osmanlı-Rus savaşını fırsat bilerek Rusya'ya karşı yardım vaadiyle Kıbrıs'ı hukuki yönden Osmanlı'ya fiili yönetimle kendisine bağlı yılda 92 bin altına kiral

LEFKOŞA (AA) - Bağcılar Belediyesi himayesinde gerçekleştirilen "Osmanlı Döneminde Kıbrıs Ulusal Sempozyumu", Yakın Doğu Üniversitesinin ev sahipliğinde başladı.

Sempozyumun açılışında konuşan Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkan Yardımcısı ve  Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Akdeniz'in 3'üncü büyük adası olan Kıbrıs'ın, kuzey kesiminin geçmişte olduğu gibi bugün de stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Padişah 2. Selim döneminde 15 Eylül 1570'de Lala Mustafa Paşa'nın Lefkoşa'ya girip, 5 Ağustos 1571'de de Mağusa'nın Venedikli kale komutanı Bragadin'in 5 maddelik bir anlaşmayla kaleyi teslim etmesiyle Osmanlı idaresine girdiğini hatırlatan Çağırıcı, şöyle konuştu:

 "Kıbrıs,1571 yılından 1878 yılına kadar 307 yıl gibi uzun bir süre Osmanlı egemenliğinde kaldı. Kıbrıs'taki Osmanlı idaresi hukuken de 352 yıl sürdü. Osmanlının bir parçası olarak Kıbrıs tarihin başka hiçbir döneminde yaşamadığı bir şekilde huzur ve istikrar içinde yaşadı. Türkler, Katoliklerin kapattığı kiliseleri açtırdı ve Rum halkına dini özgürlük sağladı. İkinci olarak Katolik Venedik döneminde tamir edilmeyen kilise ve benzeri ibadet yerleri tamir ettirildi. Osmanlılar döneminde adadaki idari yapı da yeniden düzenlendi ve burada yaşayan azınlıklar da yönetimin içerisine dahil edildi." 

Başkan Çağırıcı, Osmanlı yönetimi boyunca Kıbrıs'ta birçok su kemeri, hanlar, kütüphaneler, camiler ve çeşmeler yapılarak adanın imarının da sağlandığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bu eserler bugün Kıbrıs Adası'ndaki her iki tarafın turizminde, tarihi ve kültürel alanda büyük yer tutmaktadır. Gittiği her yere huzur, hoşgörü, barış ve refah götürüp şehirleri imar eden ecdadımız Osmanlı ile alakalı olarak yapılacak temel tespit hiçbir zaman sömürgecilik amacı gütmediği ve gittiği her yere yalnızca hizmet götürdüğü gerçeğidir. Aynen 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiğinde azınlıklara tanımış olduğu özgürlükler gibi. Ancak ne hazindir ki Osmanlı Devleti'nde yaşanan azınlık isyanları Rusya ve Batı Avrupa ülkelerinde Osmanlı Devleti'nde yaşayan Hristiyanların insan haklarının çiğnendiği konusunda oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya'nın balkanlardaki genişleme politikası sonucu patlak veren 93 harbi neticesinde de Kıbrıs'ın elimizden çıkmasına başlangıç olmuştu. Sultan 2. Abdülhamid döneminde yaşanan 93 harbi balkanlarda büyük değişime neden olmuş, savaş sonucunda imzalanan 1878 Ayastefanos ve ardından imzalanan Berlin anlaşmalarıyla iki özgür devlet de ortaya çıkmış oldu. Romanya ve Sırbistan"

Çağırıcı, ayrıca Akdeniz'de bir üs edinme arayışı içinde olan İngiltere'nin Osmanlı-Rus savaşını fırsat bilerek Rusya'ya karşı yardım vaadiyle Kıbrıs'ı hukuki yönden Osmanlı'ya, fiili yönetimle kendisine bağlı olmak kaydıyla yılda 92 bin altına kiralamasının bugün hala çözülemeyen Kıbrıs sorununun başlangıcı olduğunu belirtti.

- "Barış Suyu Projesi" 

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Türkiye'den KKTC'ye yılda yaklaşık 75 milyon metreküp su verecek olan KKTC Su Temin Projesi'nin de 29 Ekim'e kadar tamamlanmasının hedeflendiğini kaydetti.

Çağırıcı, adaya gelecek 66 kilometrelik yüksek nitelikli içme ve sulama suyunun sadece Kıbrıs Türkleri için değil Rumlar için de büyük önem arz ettiğini ifade ederek, "suyun büyük önem taşıdığı günümüzde 'Barış Suyu Projesi' olarak da adlandırılan projenin adada yıllardır süren anlaşmazlıkların çözümüne katkı sağlayacağına inanıyoruz." dedi.

 - Kıbrıs'ta Osmanlılar 

Ege Üniversitesinden Prof Dr. Mehmet Akif Erdoğru da Kıbrıs'ın fethinden sonra Osmanlı varlığının önemine değinerek, "dönemin kroniklerinde 16. yüzyılın sonlarına ait Osmanlı tarih kitaplarında 'Osmanlı tarihi boyunca iki büyük fetih vardır. Bunlardan biri İstanbul'un diğeri de Kıbrıs'ın, Lefkoşa'nın fethidir" dedi.

Lefkoşa'nın fethinin tarihi manası ve içeriğinin iyi anlaşılması gerektiğini belirten Erdoğru, şöyle konuştu:

"Bugün Kıbrıs'ta Türkler, Müslümanlar varsa mevcudiyetleri bu fetihe bağlıdır. Bunların kökenleri büyük ölçüde Anadolu'dan gelme insanlardır, bir kısmı da Rumeli'den, ortadoğu topraklarından gelme insanlardır. Bunlar Kıbrıs'ın efendisi, yöneticisi olmuşlar, burada pek çok farklı etnik ve dini mezhebe bağlı insanı büyük bir başarıyla 308 yıl gibi bir süre yönetmişlerdir. Yani koskoca bir kültür, tarih, bilgi birikimi vardır ve bu birikimi harekete geçirmek gerekmektedir. Kıbrıs'ta birçok üniversite var ama üzülerek ifade ediyorum ki elde okunabilecek ciddi bir akademik yayın ne yazık ki yoktur. Bu alanda da hem Kıbrıs'taki hem Türkiye'deki sponsorlara çokça iş düşmektedir. Bu alanın desteklenmesi zaruridir. Kıbrısta çok miktarda Osmanlı döneminden kalma belgeler, bilgiler vardır. Bu belge ve bilgileri kuru kuruya saklamak bir şey ifade etmez. Girne Milli Kütüphanesindeki belgelerin bir an önce herkesin ulaşımına açılması gerekmektedir."

İngiliz döneminin de yeterince anlaşılmış izah edilmiş olmadığını ifade eden Prof. Dr. Erdoğru, Türkiye Cumhuriyeti Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde 2. Abdülhamid'in adayı İngilizlere kiralarken kadastrosunu yaptırttığını ve yüz ciltlik, incelemeyi bekleyen Kıbrıs'ın kadastro defterlerinin bulunduğunu kaydetti.

"Burada tarlaların sahipliğinden, yüz ölçümünden tutun da tüm bilgilerin bulunduğunu dile getiren Erdoğru, "bunlar o zamanın modern kadastro sayımlarıdır ve dolayısıyla Kıbrıs için ecdadımız önemli bir birikimi gelecek kuşaklara bırakmıştır" dedi.

 Lefkoşa Büyükelçiliği Müsteşarı Mehmet Apak da değişimin yaşandığı böyle bir günde bu denli önemli bir konunun ele alınmasının farkındalık yaratılması açısından önemli bir adım atılmasına vesile olduğunu bildirdi.

Türkiye olarak her daim KKTC halkının yanında olduklarını belirten Apak, "gerek yapılan projeler gerek burada birçok sektöre olan yaklaşımımızla hedefimiz kendi ayakları üzerinde durabilen, sürdürülebilir ekonomik ve siyasi yapıya sahip bir KKTC görmektir " diye konuştu.

Türkiye ve yurt dışından akademisyenlerin katıldığı "Osmanlı Döneminde Kıbrıs Uluslararası Sempozyumu" üç gün sürecek.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı