Oruç tutmayan gâvurlar!

Geçen hafta bir yakınımızın cenazesini defnetmek için gittiğimiz kabristandan çıkarken elimize bir çikolata tutuşturdular. Sıcak havada mezarlıktan araçlarımıza doğru ilerlerken bizim köyden yandan amcaoğlu geldi yanıma “çikolatanı ver de yiyeyim” dedi. İnanamadım, elimden aldı kâğıdını çıkarttı ve yuttu. Hem oruç tutmuyordu hem de utanmıyordu!..

Aynı yaşta olduğumuz için çocukluğumuz birlikte geçti. Küçükken de tutmazdı, ama dediğim gibi küçüktük…

“Hayırdır, miden mi ağrıyor?” dedim istihza ile “yok” dedi, “sapasağlamım çok şükür, ama tutamıyorum.” Devamla, “Sizler klimaların altında otururken biz güneş altındayız” demeyi de ihmal etmedi. Oysa harman kalkalı, işler biteli çok olmuştu. Köyde söğüt gölgelerinin altında püfür püfür esen rüzgarla bizden daha rahat tutulmalıydı oruç…

Osuruklu kıça arpa ekmeği bahane yani…

“Köyün yüzde 90’ı tutmuyor” diyerek de yaptığı işin meşru olduğunu anlatmaya çabaladı…

Elhamdülillah bizim köylerde o kadar değil, oruç tutanlar çoğunlukta, ama bir süredir Ereğli’de yaşayan abim anlattı, garibine gidiyormuş alışık olmadığı için. Hem merkezde hem de köyünde genç yaşlı fark etmez; açıktan yenilip içiliyormuş. Üstüne bir de oruç tutmadığı gibi akşama eve sıcak pide falan alıyorlarmış. Hani bir fıkra var ya, adam oruç tutmadığı halde ısrarla her gün sahura kalkıyormuş, hanımı bir gün dayanamamış, ‘Herif hem oruç tutmuyon hem de her gün sahura kalkıyon’ diye. Adam cevabı dayamış, ‘sahura da kalkmayayım da tamamen gavur mu olayım!’

Mübarek ayda değişik vilayetleri gezenlerin anlattıklarında da benzerlikler var. Oruç tutanlar bir yandan çoğalırken, tutmayanlar açıktan bariz bir şekilde sokaklarda, caddelerde yiyip içiyorlar. Birileri bizi ayıplar falan diye endişeye kapılmıyorlar…

Bizim yandan amcaoğlu mezarlıkta, yani ölümün en çok hatırlanacağı; Allah’tan en çok korkulacağı yer ve zamanda bile ölenin adına dağıtılan çikolatayı açıktan yediğine göre oruç yemenin ayıp sayıldığı zamanlar çok gerilerde kalmış…

Oruç tutmayıp, oruçluymuş gibi bir iki bardak gizli su içmeyle akşama kadar aç bekleyenler kalmamış. Oruç tutmamak ayıp değil, oruç tutmak azınlığın yerine getirdiği sıradan bir ibadet gibi olmuş…

Rumlar’ın, Yahudiler’in, bilimum gayri müslimlerin (gâvurların) Müslümanlar’a saygılarından dolayı akşama kadar oruçlu gibi yemeden içmeden kesildikleri o güzel günler çok, ama çok gerilerde kalmış…

Fakat bir yandan da kendisine henüz farz olmadığı halde bizimle birlikte istisnasız orucunu tutan sevgili yavrum Erkam’ı ve onun gibi çocukları görüyor ve seviniyorum. Birileri ne kadar açıktan açığa yerlerse yesinler, birileri de ısrarla oruç tutmanın hazzını tadıyor ve ecrini rablerinden bekliyorlar…

Yazımızı bir Kudsî Hadis’le bitirelim. Kudsi Hadis’in ne demek olduğunu bilmeyen varsa onu da kısaca açıklayıverelim. Manası Allah'tan, sözleri Hz. Peygamberden olan hadislerdir. Yani Yüce Allah’ın Hz. Peygamber (s.a.s)'in kalbine ilham ettiği fikir. “Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise sadece benim içindir. Onun mükâfatını ben vereceğim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum