"Ortadoğu'da Barış, Aktörler, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Sempozyumu" (3)

"Ortadoğu'da Barış, Aktörler, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Sempozyumu" (3)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş:

GAZİANTEP (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İsrail'in yürüttüğü politikaların bölgedeki barışı olumsuz etkilediğini belirterek, "İsrail, suni yollarla doğumu yapılan bir ülkedir" dedi. 

Kurtulmuş ve Eski NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Hasan Kalyoncu Üniversitesi tarafından düzenlenen "Ortadoğu'da Barış, Aktörler, Sorunlar ve Çözüm Arayışları Sempozyumu"nda gazeteci Murat Akgün moderatörlüğünde gerçekleştirilen soru cevap bölümüne katıldı. 

Akgün'ün, "Rasmussen'in bahsettiği Bosna modelinin hayata geçirilebilir mi, Suriye'de ne yapılmalı ki çatışmalar dursun" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, başından beri Suriye'deki muhalefete destek olduğunu iddia eden ülkelerin hemen hiçbirisinin "Suriye'de nasıl barış sağlanır" konusunda bir master planı olmadığını savundu. 

Bu ülkelerde "Olaylar gelişsin bir sonuç bulunur" gibi bir anlayış olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Temel mesele ellerinde ciddi bir yol haritasının olmamasıdır. Şimdi BM'de Rusya varken, Rusya Esed rejimine arka çıkarken, Suriye meselesini nasıl çözeceksiniz. BM'nin Suriye'ye müdahalesini nasıl bekleyeceksiniz. Mümkün değil. Orada herhangi bir müdahale için BM kararını esas almak hemen hemen imkansızdır" diye konuştu.

Kurtulmuş, Suriye için Bosna modelinin uygulanabileceği noktasında Rasmussen'den farklı düşündüğünü belirtti. 

Baştan beri en büyük korkularının Ortadoğu'da "Balkanizasyon" senaryosunun uygulaması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"1. Dünya Savaşı'ndan sonra Ortadoğu'nun dikiş tutmamasının temel nedeni, mevcut Sykes-Picot düzenidir. Sınırlar öylesine bölünmüş ki; bunun hiçbir sosyolojik temeli yok. Hatay, Türkiye toprakları içinde değildi. Hatay'ı Adana'dan, Dörtyol'dan, İskenderun'dan ayırt eden şey neydi. Ya da Dohuk'u Hakkari'den ayıran hangi sosyolojidir. Yani Sykes-Picot Ortadoğu'daki savaşların devamı perspektifi üzerine kurulmuş bir düzendir. Dolayısıyla bu sınırların daha fazla bölünmeyi zaten tek başına körükleyeceği, dış desteklerle bu bölünmenin daha fazla artırılacağı aşikar. Bizim amacımız bu bölgede halkların daha fazla bölünmesi üzerinden bir sistem çıkarmak olamaz, olmamalıdır."

Bosna Hersek'te uygulanan modelin, yönetim şeklinin aslında Bosna'yı yönetilemez bir ülke haline getirdiğini kaydeden Kurtulmuş, "Bu 'kantonel modelin' Bosna Hersek'in iyi yönetilememesinin önemli gerekçelerinden biri olduğunu biliyoruz" dedi.

- Birlikte yaşama kültürü

Bölgedeki insanların asırlarca birlikte yaşama kültürüne sahip olduklarını dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Uluslararası camia olarak vereceğimiz en büyük destek, bu birlikte yaşama kültürüne sahip insanların demokratik standartları yüksek rejimlere kavuşmasını sağlamaktır. Bu ülkenin kendi demokratik sürecini hızlandırmak ve bütün farklı unsurların demokratik Suriye rejiminin bir parçası olmasını sağlamak en doğru yoldur. Bunu yapabilirsek, uluslararası sistem Esed rejiminin kenara çekilmesini sağlar ve onun üzerinden kalan demokratik unsurlarla bütün radikal grupları temizleyerek, yeni bir demokrasiyi Suriye'de inşa etmeyi başarırsak, en doğru yol budur. Aksine Bosna benzeri bir modelin kurulması, Suriye'nin pratik olarak bölünmesi, çatışmaların yıllarca devam etmesi anlamına gelir."

Kurtulmuş, bölge halkını, "İnsanlığın yaradılıştan ötürü eşitliği prensibi"nin asırlardır bir arada tuttuğunu belirtti.

-"İsrail'in politikaları bölge barışını etkiliyor"

İsrail'in yürüttüğü politikaların bölgedeki barışı olumsuz etkilediğini öne süren Kurtulmuş, "İsrail, 1. Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte oluşmaya başladı ve 2. Dünya Savaşı'nın ardından da doğal yöntemlerle değil, tüp bebek olarak dünyaya geldi. İsrail, suni yollarla doğumu yapılan bir ülkedir" ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, İsrail devleti ve hükümetinin sürekli saldırgan tavır sergilediğini, genişlemeci tavırlarını da sürdürdüğünü ileri sürdü.

İsrail'in, kendisine bırakılan topraklar yerine geniş coğrafyayı hakimiyeti altına almayı hedeflediğini ifade eden Kurtulmuş, "Müslümanlara ve oradaki İslami mabetlere yapılan zulümler de barışı engelleyen en önemli nedenlerden biridir" diye konuştu.

Rasmussen ise katıldığı toplantılarda kendisine, "NATO'nun Libya'da bu kadar başarılı bir operasyon yapmışken neden Suriye'de yapmadığının" sorulduğunu söyledi. 

Suriye konusunda NATO'ya böyle bir yetki verilmediğini anlatan Rasmussen, şunları kaydetti:

"Suriye için durum aynı değil. Birinci olarak hukuksal bir mesele var ortada. İkincisi bölgesel bağlamda farklılıkları var. Libya'da bizim açık, seçik bir bölgesel desteğimiz vardı. Bölge ülkeleri NATO operasyonlarına katkıda bulundu. Suriye'ye geldiğimizde bölgesel bir mutabakat yok. Bölgedeki ülkelerin Suriye ile ilgili fikirleri bölünmüş durumda. Adeta vekaleten bir savaş yapılıyor. Üçüncü nokta ise Suriye'deki muhalefet o kadar bölünmüş durumda ki, hiçbir garantiniz yok. Dışarıdan yapılacak bir askeri operasyonla ülkede bir istikrarın sağlanacağı garanti değil."

Rasmussen, Suriye'nin bir devlet olarak muhafaza edilmesinden yana olduğunu anlattı. 

Ortadoğu'daki sorunları çözmek için mezhepçi politikaların durdurulması gerektiğine işaret eden Rasmussen, "Suriye'deki gibi Alevi bir azınlığın Sünni bir çoğunluğa hükmetmesi kabul edilemez" şeklinde konuştu.

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı