M. Faik Özdengül

M. Faik Özdengül

Önümüzdeki 30 Yıl

Önümüzdeki 30-50 yıl ülkemizde borderline ve narsisistik kişilik probleminin çok yaşanacağı yıllar gibi görülmektedir. Başlıca nedeni ise cemaat tipi toplumdan cemiyet tipi topluma geçiş süreci. Büyük şehirlerde kısmen bu geçiş daha belirgin ve sancılı görülmekte ise de özellikle toplumumuzun diğer katmanlarında da ilerleyen tarzda artıyor. Bunun anlamı çatışmacı, kırılgan, empatiden yoksun, mutsuz, sevme ve üretme kapasitesi düşük, var olma çabası içinde bencil, öfkeli ve depresif bir toplum olacağımızdır. O yüzden bu yazımda kısaca bu kişilik örgütlenmesi ile ilgili bilgi vermeyi uygun buldum. Daha sonra nedenselliği ile ilgili de yazmak istiyorum ve neler yapılabileceği üzerine düşüncelerimi söyleyeceğim.

Borderline yapı: sınırda kişilik, uçlar arasında gidip gelen, dengesiz, yeterince olgunlaşmamış yapı olarak da adlandırılabilir, narsizizm ise bu yapının üzerine oturmuş büyüklenmeci, sert, eleştiriye tahammülü olmayan kibirli yapı olarak açıklanabilir. Aşağıdaki belirtilerden en az beşinin varlığı ile birlikte, genç erişkinlik döneminde başlayan, kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla nitelendirilen bir durumdur.

Belirtiler:

Gerçek ya da varsayılabilecek, olası bir terk edilmeyi önlemek için çılgınca çaba harcamak.

Karşısındakileri aşırı büyütüp, göklere çıkarma veya aşırı değersizleştirip, gözden düşürerek, yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer/değersizlik verme ile giden tutarsız ilişkiler

Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışında, arkadaşlık, cinsel durum ya da önem verilen kültürel-ahlaki değer anlayışında değişkenlikler

Kendine zarar verme olasılığı fazla olan iki ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler (Aniden çok para harcama, madde kullanımı,hızlı ve tehlikeli araç kullanma, birden aşırı yemek yeme, önceden düşünülmeyen uygunsuz cinsel davranışlar).

Tekrarlayan bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendi kendine zarar verme (bıçak, jilet vs. ile kendi cildini kesme, sigara ile yakma, kafasını, yumruğunu sert yerlere vurma gibi)

Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen sürelerde birbirini izleyen öfkelilik, üzüntü, kaygı, sevinç dönemleri)

Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi.

Öfkeye hakim olamama (kavga etme, yüksek sesle hakaret, çığlık atma eşya kırma gibi).

Stresle ilişkili, gelip geçici kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler

Özellikler

Rahatsızlığın asal özelliği karşılıklı birebir ilişkilerde, kendilik algısı (kendine bakış , kendini kabul ediş ve kendini sergileyiş) ve duygulanımda tutarsızlık ile ilişkileri etkileyebilen ani hesapsız davranışlardır.

Bu kişilerde sürekli bir ayrılık ve reddedilme fikri yaşandığı için bu gibi bir durumun izlenimi edinildiğinde duygulanım, kendilik hissi ve davranışlarda önemli farklılıklar yaşanır. Ayrılık ya da planlananların oluşmaması durumlarında yoğun öfke ve diğer belirtiler yaşanır. Yalnız başlarına olmaya dayanamaz ve birilerinin varlığına gereksinim duyarlar. Bu yalnızlığı önlemek için intihara yeltenebilirler.

Birebir ilişkilerinde özellikle karşı cinsten kişilere sürekli bağlanma, onları bir eski yunan tanrısı ya da tanrıçası gibi görüp yüceltirler. İlişkilerine çok büyük iddia ve hedeflerle başlar, gerektiğinden fazla özel hayatlarını paylaşır, karşılığında aynısını beklediklerinden düş kırıklığına uğrarlar. Bu kez onları daha önce oturttukları tahtlarından indirip gözlerinden düşürürler. Bu nedenle arkadaşlıkları gelip geçici ve fırtınalı bir seyir izler.

Hedefleri, inandıkları değerler, arkadaş yapıları, cinsel eğilimleri, benimsedikleri görüşler, mesleki heves ve amaçları değişkendir.

Devamlı olarak kendilerini boşlukta hissettikleri için uğraşıp, oyalanacak bir şeyler arıyor gibidirler. Karşı taraftan beklediklerini bulamadıklarında öfkelerini sergiler, sonrasında bundan dolayı suçluluk, pişmanlık, utanç duyguları yaşar ve kendilerini değersiz, zayıf, kötü hissederler.

Yoğun stresli dönemlerde halüsinasyon denilen varolmayan ses,görüntü vs. gibi algılar, kendi vücuduna ve çevreye yabancılaşma görülebilmektedir.

Kendilerine ya da çevreye yabancılaşma yaşayabilirler. Kişisel ilişkilerinden ziyade kendilerini terketmeyeceklerini ve gerekli karşılığı alabileceklerini düşündükleri sanal şeyler, cansız nesneler ya da hayvanlar üzerinden doyum sağlamaya çalışıp, kendilerine güvenli bir liman oluşturabilirler.

Eğitim ve evlilik hayatları fırtınalı bir denizde filikayla yolculuk gibidir. Ayrılık, boşanma ve tekrar bir araya gelmeler görülebilir.

Bu genel özellikler konuyu anlamak için yeterli değil elbette. Ancak küresel ısınma, ekonomik ve etnik problemlerden belki de daha önemli ve tedbir alınması gereken bir konu koruyucu ruh sağlığı açısından. Daha sonraki yazılarımda örneklendirerek biraz daha üzerinde durmak istiyorum.

www.pozitifdegisim.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum