Okyanus Sürücü Kursları adaylara uyarı!  ‘İlk dersi sürücü kursundan alın’

Okyanus Sürücü Kursları adaylara uyarı! ‘İlk dersi sürücü kursundan alın’

Bugüne kadar en az 15 bin kişiye trafik eğitimi veren Okyanus Sürücü Kursları Sahibi Rıza Şenol, sürücü kurslarını, trafik eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğini ve Okyanus Sürücü Kursu’nun eğitim programlarını anlattı

Okyanus Sürücü Kursları’nın kuruluşundan bahseder misiniz?

Okyanus Sürücü Kursları 2006 yılında kuruldu. Babam Konya’da ilk sürücü kursu açanlardan. Konya’nın ilk sürücü kursunda müdür olarak görev yapan babam daha sonra kendi sürücü kursunu açarak hizmet etmeye başladı. Ben de 18 yaşında babamın yanına gelerek işe dahil oldum. 2002 yılında da Yavuz Sürücü Kursu’nu açarak sektöre girdim. 2005, 2006’da geçiş süreci oldu ve Okyanus Sürücü Kursları olarak devam ettik. Bu arada da reklamcılık sektörüyle de ilgilendik.

Sürücü kursuna gidip ehliyet aldığı halde trafiğe çıkamayan yüzlerce insan var. Bunun sebebi nedir?

Bunun nedeni kolay alınan ehliyet. Kişi zamanında ehliyeti almış ama kimlik niyetine taşıyor. 2000’ li yıllardan sonra geri dönüp baktığımızda ehliyetlerin geriye dönük rehabilite edilmesi lazım. Şu anda hala trafikten alınan ehliyeti taşıyanlar bile var. Rehabilite edilmeli çünkü uzun yol şoförü, kamyon şoförü, tır şoförü gibi hala şehir içinde ticari araç kullananlar var. Mesela bu kişilerin büyük bölümü yeni çıkan trafik levhalarını bilmiyor. Kazaların sebebi zaten o. Trafik levhalarını okuyamamak. Onun ne anlama geldiğini bilmediği için hatalı yoldan çıkıyor. 2016 yılının ilk ayından itibaren müfredata yeni dersler eklendi. Mesela Trafikte Adap dersi. Son bir yıldır herkes bu dersi alıyor. Bu dersleri önce ehliyet alanların hiç biri almadı. Adap dersi nedir? Trafikte saygı. Trafikte en büyük sorunumuz saygı. Geçiş önceliği. Bunlar olmadığı sürece trafikte sürekli problem yaşıyoruz. Bu adap dersini de özellikle ticari araç kullananlar almalı. Şehir içinde otobüs kullananlar, taksiciler, dolmuşçular, servis kullananlar ve diğerleri.

Hiç direksiyon koltuğuna oturmamış birisi sürücü kursuna giderek trafiğe çıkacak kadar beceri kazanabilir mi?

Bunun zaten sınav gibi bir ölçme değerlendirmesi var. Aday belli kriterleri yerine getirmediğinde sınavda hiçbir şekilde müsemma gösterilmiyor. Taviz verenler bu sefer suçlu durumuna düşer ve idari ceza almak zorunda kalır. Çünkü araç içinde sınav yapılıyorsa araç dışında da sınavcıyı denetleyen bir komisyon var. Yani denetleyeni denetliyorlar. Acaba tolerans gösteriyorlar mı? Acaba kayırma yapıyorlar mı? Acaba göz yumuyorlar mı? İçerdeki komisyoncu geçirse bile dışarıdaki bunu fark ettiğinde zaten adayı hemen bırakıyor. Bunun sorgulaması yok. Benim hatam yoktu gibi sorgulama yapma lüksü yok. Eğer komisyon uygun görmezse, bu vatandaşın araç kullanabildiğine zaten inanmamışsa direk bırakıyor. Çünkü sınavdaki verilen sistem vicdanen verilen sistemler. Veballi bir iş. Bir kişinin haksız yere ehliyet almasına göz yumulursa bir trafik canavarı olarak karşısına çıkabilir.

Herkes ehliyet alabilir mi?

Özellikle bayanlarda, bazen %1 de olsa erkeklerde aşırı panik, heyecan olduğu zaman bunun önüne geçemiyoruz. Yapabilecek bir şey kalmıyor. Psikolojik destek alması gerektiğini söylüyoruz. Çocukluğunda bilinçaltına yerleştirmiş, yaşamış olduğu kazalar ya da başka şeyler ister istemez eğitimi zor hale getiriyor. Bir diğer şey de eşlerin ve babaların öğretmek isterken çocuklarında bıraktığı izler. “Bende o beceri yok” düşüncesi bilinçaltına yerleştiği zaman bizi en çok zorlayan kişileri oluşturuyor. Eşten veya babadan direksiyon öğreticisi olmaz. Çünkü bu psikolojik bir eğitim. Rehberlikten ziyade öğretici kişinin psikolojisinin de çok iyi olması lazım. Deneyimli bir eğitim kadromuz var. Tehlike anında nasıl tavır alacaklarını, kursiyerlerin can güvenliklerini nasıl sağlayabileceklerini bildikleri için daha esnek ve bozulmamış bir psikolojik yapıları var. O yüzden biz diyoruz ki; ilk eğitimi sürücü kursları versin. Yani bir aile bunu yapamaz, daha büyük sıkıntılara yol açar. Kişi bir ömür boyu o arabaya dokunamaz. Bu sektör yaklaşık 30 yıla yakındır var. Kimsenin ehliyet verme hakkı yok. Ehliyet alabilecekleri, müracaat edebilecekleri tek yer sürücü kursları. Eğitimi de tam anlamıyla buradan almalılar.

Son olarak ne eklemek istersiniz?

Sürücü kursu bazında baktığımız zaman mutlaka eğitimlerini alsınlar. Sonuçta kurslara belli bir bedel ödeniyor. Bakanlığın verdiği resmi rakamlara göre resmi eğitimlerine, saatlerine göre alınmalı yani bunun kaçışı yok. Kurslar eğitim vermek için var. Eğer bu kursları almazsanız almadığınız her eğitim hem mal hem can kaybına yol açabilir. Buradan kısalım derken geri dönüşü olmayan kayıplara yol açabilirsiniz. Büyüyen Türkiye için eğitim ön planda. Doğuştan gelen yetenek olarak bakılmamalı, bunun eğitimi alınmalı. Herkeste araba kullanma yeteneği var ama geliştirme sürücü kurslarına ait. Temeli biz atarsak sürücü zamanla tecrübe ederek, üstünü katlayarak, nasıl araç kullanılacağını, nasıl hal ve hareketlerde bulunacağını öğrenir. Ahmet Ünver – Memleket