OHAL'i üç ay uzatan tezkere Genel Kurulda görüşülüyor

OHAL'i üç ay uzatan tezkere Genel Kurulda görüşülüyor

CHP Grup Başkanvekili Gök:- "Avrupa Birliği normları, kendi yasalarımız, kendi uygulamalarımız ve geçmişten gelen tecrübelerimize bakıldığında olağanüstü halin bir an önce sona ermesi, Meclisin çalışır halde olduğu gerçeği göz önünde tutularak olağan, nor

TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, "Avrupa Birliği normları, kendi yasalarımız, kendi uygulamalarımız ve geçmişten gelen tecrübelerimize bakıldığında olağanüstü halin bir an önce sona ermesi, Meclisin çalışır halde olduğu gerçeği göz önünde tutularak olağan, normal düzene gelmemiz en gerçekçi yoldur." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, ülke genelinde devam etmekte olan olağanüstü halin, 19 Ekim 2016 Çarşamba günü saat 01.00'den geçerli olmak üzere 3 ay süre ile uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresinin görüşmelerinde CHP Grubu adına konuşan Gök, 15 Temmuz gecesi yurttaşların ve TMBB'de milletvekillerinin bir darbe girişimine karşı silahların ve bombaların gölgesinde yaralanma ve hayatlarını kaybetme pahasına emsalsiz bir direniş gösterdiğini söyledi.

Darbe girişimi karşısında Meclisteki tüm partilerin, Meclis dışındaki tüm siyasi faktörlerin darbenin karşısında net bir duruş sergilediğini ifade eden Gök, "O gece tüm partiler burada uzlaşarak 'parlamento çalışmalıdır, çalışacaktır, bunu dosta düşmana ve darbecilere göstereceğiz' dediler. Sabaha kadar burada nöbet tutarak, bombalarla tahrip edilen Mecliste bütün milletvekilleri destan yazarak bu parlamentoyu çalıştırdılar." diye konuştu.

O gece sabaha kadar tüm milletvekillerininin omuz omuza vererek mücadele ettiğinin altını çizen Gök, "Türkiye'nin 15 Temmuz gecesi atlattığı FETÖ darbe girişimi karşısında ne denli dik durulduysa ondan sonraki süreçte yaşananlar o gece yansıtılan iradenin dışına taşmıştır. Niçin mücadele ettik? Parlamento kapanmasın, olağan dönem sürsün... Bu nedenle hükümetin 21 Temmuz'da getirdiği olağanüstü hal tezkeresinde 'hayır' oyu kullandık. 'Gerek yok, ne gerekiyorsa her şeyi parlamentoda yapalım' dedik." ifadelerini kullandı.

Darbe girişimi sonrasında hiçbir dünya ülkesinin darbeyi kınayan açıklamada bulunmadığını dile getiren Gök, şunları kaydetti:

"Fetullahçı darbe girişimini niçin anlamıyorsunuz' diye sorduğunuzda onların cevabı 'kardeşim yıllarca bunun siz bize reklamını yaptınız, anlattınız, bu yapıyı koruyun diye anlattınız' diye cevap verdiler. Böyle bir tablo içerisinde olağanüstü hal ilan edildi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da 'arkadaşlar biz kısa tutacağız olağanüstü hali. 1.5 aya kadar işimizi bitirir olağanüstü hali kaldırırız, Türkiye normalleşir' dedi. Olağanüstü halin 3 ay daha uzatılmasının gerekçelerini Türkiye bilmelidir."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclise yönelik sözlerini de eleştiren Gök, "Meclisin devre dışı kalmasını hiç kimse kabul etmemelidir. Türkiye hükümet olarak, olağanüstü hal ilan edildikten sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine bir mektup sundu ve 13 kişisel ve siyasal haklar sözleşmeninin maddesini askıya alacağını bildirdi. Toplam madde sayısı 27. Türkiye yarısını askıya alacağını ilan etti." dedi.

Bir devletin ne olursa olsun adil yargılama hakkını askıya alamayacağını savunan Gök, bu maddenin derhal geri çekilmesi gerektiğini, aksi halde Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde çok büyük tazminat davalarının beklediğini dile getirdi.

- "Ret oyu vereceğiz"

FETÖ darbe girişimi sonrası çıkarılan kararnameler ile mağduriyetlerin yaşandığını, mağduriyet tablosunun da giderek genişlediğini iddia eden Gök, şöyle devam etti:

"Biz bizi neyin beklediğini de biliyoruz. Türkiye'nin, iktidarın yaptığı uygulamalar, gerçekten çok kaygı verici bir tablo içerisinde. Yaratılan mağduriyetlerin büyüklüğü, Türkiye'yi onarılamaz tazminat davalarıyla karşı karşıya bırakacak boyuttadır. Biz bu tabloyu görüyoruz. Bu tablonun içerisinde iktidarın olağanüstü halin kolaycılığına kapılarak Meclisi devre dışı bırakmak suretiyle, Mecliste yapılması gereken işleri yürütmeye devretmek suretiyle de keyfi bir yönetim anlayışına doğru kaydığını görüyoruz ve bunu kaygıyla izliyoruz. Türkiye'nin en önemli problemi budur. Eğer böyle bir kaygıyla siz Türkiye'yi yönetmeye, devletin organlarını değiştirmeye, kurumları ortadan kaldırarak, başka kurumlar ihdas ederek Türkiye'yi yeniden bir yapılandırmaya kalkarsanız bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesine aykırı olur.

Olağanüstü halin kolaycılığıyla okullarda laik eğitim sisteminden vazgeçiliyor, en barışçıl gösteriler yasaklanıyor ve Türkiye'de olağanüstü hal keyfi bir uygulama olarak bugün önümüzde duruyor.

Sonuç olarak Avrupa Birliği normları, kendi yasalarımız, kendi uygulamalarımız ve geçmişten gelen tecrübelerimize bakıldığında olağanüstü halin bir an önce sona ermesi, Meclisin çalışır halde olduğu gerçeği göz önünde tutularak olağan, normal düzene gelmemiz en gerçekçi yoldur. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak FETÖ'ye karşıyız, darbelere karşıyız ama hukuka saygılıyız, Anayasa'ya saygılıyız ve tüm dünyadaki evrensel normları biliyoruz. Bu açıdan, olağanüstü halin uzatılmasına ret oyu vereceğimizi hepinize saygıyla arz ederim."


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :