"Oğlumun hayalini evimde yaşatıyorum"

"Oğlumun hayalini evimde yaşatıyorum"

HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun çağrısı üzerine, 6-7 Ekim 2014'te Ayn el Arap bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilerde katledilen Yasin Börü'nün anne ve babası, çocuklarının katledildiği günü unutamıyor- Hatice Börü:"Oğlumun hayalini evimde yaşatıyorum.

DİYARBAKIR (AA) - ÖMER YASİN ERGİN - HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun çağrısı üzerine, 6-7 Ekim 2014'te Ayn el Arap bahanesiyle düzenlenen izinsiz gösterilerde katledilen Yasin Börü'nün anne ve babasının evlat acısı her geçen gün daha da derinleşiyor.

Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te, Kurban Bayramı'nda ihtiyaç sahiplerine et dağıtırken arkadaşları Hasan Gökguz, Hüseyin Dakak ve Riyat Güneş ile vahşice katledilen Yasin Börü'nün anne ve babası, 2 yıl önce kaybettikleri evlatlarının acısını ilk günkü gibi yaşıyor.

Anne Hatice Börü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yasin'in katledildiği günü unutamadığını, yüz yıl geçse dahi hatırlayacağını söyledi. Oğlunun ve arkadaşlarının binadan atıldığını, başlarının arabayla ezildiğini, darp edildiğini ve yakıldığını anımsatan Börü, onların yaşadığı ölümün normal bir ölüm olmadığını dile getirdi.

- "Onların davası Kürtlük davası değildi"

6-7 Ekim'de sakallı ve örtülü herkesin hedef alındığını savunan Börü, şöyle konuştu:

"Onların başına gelenler normal bir şey değildi, hiç kimsenin başına gelmedi. Normal bir ölüm olsaydı 'hastaydı, Allah'u Teala o kadar ömür biçti, o da vefat etti.' derdim. Kabullenmiştim belki ama ben bunu kabullenemiyorum. Ölene kadar da bunu kabullenemeyeceğim. Biz o canavarları desteklemedik, onları beslemedik. Onların davası Kürtlük davası değildi. Yasin ve arkadaşları Müslümandı ve İslamın gereği olan kurban etini dağıtmak üzere yola çıktılar, şehit oldular. Onların davası Kürtlük değil, İslama savaştı. O gün burada Müslümanlara saldırı vardı."

Börü, oğlunun bilgisayar mühendisi olmak istediğini anlattı.

- Oğlunun yokluğunun acısını çok derinden yaşıyor

Hatice Börü, "Yasin çalışıyordu. Geleceği parlaktı, önce doktor olmak istiyordu, daha sonra fikrini değiştirdi bilgisayar mühendisi olmak istediğini söyledi. Eğer yaşasaydı belki o da istediği üniversiteyi kazanmış olacaktı. Okula giderdim öğretmenleriyle tek tek görüşüp durumunu sorardım. Sınav olduğunda gidip okulun kapısında beklerdim. Onun geleceği için elimden geleni yapardım." ifadelerini kullandı.

Yasin'in parklarda gezmek, kafelerde oturmak yerine babasına yardımcı olmak için fırında çalıştığını aktaran Börü, oğlunun yokluğunu çok derin yaşadıklarını dile getirdi.

Börü, şöyle konuştu:

"O gitti diye biz onu unutmadık. Oğlumun hayalini evimde yaşatıyorum. Geride kalan iki çocuğuma sürekli Yasin'i anlatıyorum. Kitaplarını gösteriyorum 'bakın bu Yasin ağabeyinizindir' diyorum. Yemek yaptığımda, 'bunu severdi', 'bunu sevmiyordu' diyorum. Sanki bir yere gitmiş tekrar dönecek gibi içimizde yaşatmaya çalışıyorum. Ütü yapsam gözüm onun elbiselerini arıyor. O vahşet aklımıza geldikçe herkes köşesinde kendi kendine üzülüyor. Kimse kimseye belli etmemeye çalışır ama onun yokluğu çok zor. İçimizdeki yara hiçbir zaman kabuk tutmuyor."

- "Demirtaş'ın ve diğerlerinin de yargılanmasını istiyorum"

Yasin Börü davasında sanık avukatlarının FETÖ'yü gerekçe göstererek davayı kendi lehlerine çevirmeye çalıştıklarını ileri süren Börü, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sokağa çağıran HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tı. Bu vahşeti yapan PKK yandaşlarıydı. Demirtaş'ın ve diğerlerinin de yargılanmasını istiyorum. Dava nasıl başladıysa öyle devam ediyor. Buradan Ankara'ya gitmek kolay değil. Vahşet burada işlendi mahkemenin de burada olmasını istiyorum. Artık geri gelmeyeceğini biliyoruz ancak bir nebze de olsa içimize su serpilsin. Özellikle Demirtaş, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve eski DBP İl Başkanı Zübeyde Zümrüt'ün yargılanmasını istiyorum. Çünkü onları sokağa salanlar bunlardı."

- "Yasin'in davası 200 yıl da geçse unutulmayacak"

Bir fırında işçilik yapan Yasin Börü'nün babası Fikri Börü ise oğlunun ve arkadaşlarının kurban eti dağıtırken vahşice katledildiğini anımsattı.

6-7 Ekim'de yaşananların sık sık gündeme gelmesi gerektiğini belirten Börü, oğlunun yokluğuna halen alışamadığını söyledi.

Yasin'in boş vakitlerinde gelip fırında kendisine yardımcı olduğunu ifade eden Börü, "Hafta sonları ve tatil günleri gelip fırında çalışırdı. Kurban Bayramı'nda benden izin alıp 'bugün kurban eti dağıtmaya gidiyorum' dedi. Ben de ona 'serbestsin' dedim. Gittikten sonra da şehadet haberini aldık." dedi.

Börü, "Yasin şu an yaşasaydı üniversiteye kaydolmuş olurdu ama kısmet olmadı. O günkü olaylara destek olanlardan diğer dünyada hakkımızı geri alacağız." diye konuştu.

- "Allah onların oyununu bozdu"

Demirtaş, Kışanak ve Zümrüt'ten davacı olduğunu, bunu her seferinde dile getirdiğini ifade eden Börü, Demirtaş'ın halen vatandaşları sokağa çağırdığını ancak kimsenin ona uymadığını kaydetti.

Oğlunun ve arkadaşlarının Kurban Bayramı'nda yarım kalan kurban eti dağıtımını Türkiye genelinde Müslümanların bir olarak yaptığını ifade eden Börü, dağıtılamayan kurban etlerinin yerine binlerce fakir ve yetime et dağıtıldığını belirtti.

Börü, 6-7 Ekim olaylarında sokaklarda olup, saldırılarda bulunanların yakalanıp cezaevine konulmasını istediklerini belirterek, "Yasin'in davası 200 yıl da geçse unutulmayacak." ifadesini kullandı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :