ZONGULDAK (AA) - GÖKHAN YILMAZ - Okulda hademelik yaparak ve komşusunun ödünç verdiği ineğin sütünü sokak sokak dolaşıp satarak para kazanan 52 yaşındaki Sultan Güler, harabe evde yaşayan akciğer hastası eşi ve iki çocuğuyla yaşam mücadelesi veriyor.

Dilaver Mahallesi'nde hasta eşi Muhammed ve iki çocuğuyla üzeri naylonla örtülü harabe evde yaşayan Güler, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün Toplum Yararına Çalışma Programı (TYÇP) kapsamında oğlunun okulunda geçici işe yerleştirildi.

Güler, ailesinin geçimini sağlamak için hem okulda hademelik yapıyor hem de komşusunun ödünç verdiği ineğin sütünü sokak sokak dolaşıp satıyor.

Sultan Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zorlu koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.

Durumlarının iyi olmaması nedeniyle eşinin babasından kalan harabe evde yaşamak zorunda kaldıklarını anlatan Güler, şöyle konuştu:

"Evimin oturulacak yeri yok. Arkadaşlarımı davet edip Kur'an-ı Kerim bile okutamıyorum. Kar yağdığı zaman çatımızda çatırtı olduğunda korkuyla yatıyorum. Geceleri çocuklarımın korkudan uykularından kalktığı zamanlar oluyor. Çocuklarımın ders çalıştığı, yemek yediğimiz yer, oturduğumuz odadır. Her şeyim bu oda. Mutfağım bile yok. Evimiz ormanlık alana yakın olduğu için yılanlar ve lağım fareleri giriyor. Yediğim ekmeğin içinde fareler oynuyor. Evimin çatısı göçüyor. Evimin üstünde branda var. Brandayla yaşıyorum. Yağmur yağdığı zaman nereye leğen koyacağımı bilemiyorum.

Yaptığım temizlik temizliğe benzemiyor. Sıkıntı içinde yaşıyoruz."

Eşinin maden ocaklarında çalışmasından dolayı akciğer rahatsızlığına yakalandığını belirten Güler, "Eşim ayrıca kalp krizi geçirdi. Bu nedenle kendisi çalışamıyor. Ekonomik durumumuz nedeniyle kızımı liseden almaya karar verdim ama bunu yapamadım. Çocuğumun günahına giremedim" ifadesini kullandı. 

- Süt parasıyla masraflarını karşılıyor

Güler, TYÇP kapsamında oğlunun okuduğu okulda geçici işe yerleştirildiğini dile getirdi.

"Okuldaki işimden çıktığım zaman ne yapacağımı bilmiyorum" diyen Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Komşum bana ödünç inek verdi. İneğin sütünü ev ev dolaşarak satmaya çalışıyorum. Kazandığım süt parasıyla çocuklarımın okul, yol ve evin masrafını karşılıyorum. İneğin sütüyle evimi mi geçindireceğim, çocuklarımı mı okutacağım, bilemiyorum. Komşum, ineğini bugün benden alsa yine ayazda kalıyorum. Bir kaşık yoğurt ya da et alıp çocuklarıma yediremiyorum. Bayramdan bayrama evimize et giriyor. Yıllardır hep böyle gidiyor. Çocuklarım bir şeyler almamı istediği zaman onların yanında boynum bükük kalıyor. Ne desem boş. Yerine göre ayakkabı almadığım, lastikle okula gittiğim günler oluyor.

Yetkililerden ve durumu iyi olanlardan Allah rızası için bize yardım etmelerini bekliyoruz."

Baba Muhammed Güler de maden ocağında çalıştığı sırada akciğer rahatsızlığına yakalandığını vurgulayarak, "Yaklaşık beş yıldır çalışamıyorum. İlaçlarımı karşılayamıyorum. Rahatsızlığımdan dolayı aileme bakamıyorum. Mağdur durumdayım" dedi.

İneğini ödünç veren Havva Şeker de Sultan Güler'in yaklaşık 20 yıllık komşusu olduğunu belirterek, "Geçici olarak okulda hademelik yapıyor. Ben ona katkıda bulunmak ve çocuklarına okul harçlığı çıkarması için ineğimi verdim. Sütünü satarak kazanç sağlayabilmesi için. Yardım edebildiysem ne mutlu bana. Evine kışın gidiyoruz. Çatıdan akan sular için leğenler koyuyor. Onların durumunu görünce üzülüyordum" şeklinde konuştu.