Fetullahçı Terör Örgütü’nün kumpasına mağdur kalan Konyalı işadamı Nusret Argun ve eşi Fikriye Argun,  24 Tv’de yayımlanan “Dar Hayatlar” belgeselinde FETÖ’nün kumpasını anlattı.

TALEPLERİNİ YERİNE GETİRMEYİNCE KUMPAS KURDULAR

Şehrin çehresini değiştiren yatırımlara imza atan bir işadamı olduğuna işaret eden Nusret Argun,  bunun FETÖ’nün dikkatini çektiğini söyledi. Argun, “12 bin işçi çalıştırıyorum. 12 ilde doğalgaz dağıtımı yapan şirketin büyük ortağıydım. Ticaret hacmimiz dikkatlerini çekmiş. Bizden talepleri oldu. Ya okul ya yurt yaptıracaksın dediler.  Biz olumsuz cevap verdik hatta tersledik. Bu olaydan sonra baskı giderek arttı. 2014 yılının 10. ayında kumpas olacağını anladım. Hisselerimi devrettim. Hem kendime hem de şirketime zarar gelmesin dedim.  Ama öyle olmadı. O dönem generaller bağırıyordu, paşalar bağırıyordu kimse duymuyordu. Biz de bağırdık” dedi.

KUMPASLA ÖRGÜT BAĞLANTISI KURDULAR

Çok haksızlıklara uğradığını ancak mücadele azmini bırakmadığını belirten Nusret Argun şöyle devam etti: “Şirket çalışanı hırsızlık suçundan hüküm giymiş bir bayan çalışanı gözaltına alıyorlar. Korkutarak “Şöyle şöyle ifade verirsen seni bırakırız” diyorlar. Benim ondan zorla şiddet tehdit ve cebir yoluyla senet aldığıma dair ifade verdiriyorlar. Bundan sonra hiç görmediğim tanımadığım örgütlerle benim bağlantımı kuruyorlar. Haraç vermediğim için her şey başıma geldi. Daha karar çıkmadan tutuklama kararları çıktı. Hayatta görmediğim insanların örgüt lideri olarak yargılandım. Cezaevine girdiğim gün karıma 8 sayfa mektup yazdım. Ayakta durmamız ve mücadele etmemiz gerektiğini söyledim. Mücadeleyi bırakmadım. Çok haksızlıklara uğradım. O zamanlar kumpastan kurtulmak mümkün değildi. 300-400 polisle PKK’ya baskına gelir gibi geliyorlardı. 18 şirkete el koyarken enerji şirketimi tedbir dışı bıraktılar. Bayram günü gelip şirketi satın ancak çıkarsınız dediler. Polis onlardan müdür onlardan savcı onlardan. Network gibi çalışan bir örgüt. Mahkemelerde aylarca kitap şeklinde savunmalar hazırlıyorduk 5 dakika bile dinlemiyorlardı.” 

ŞEREFSİZLERE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM

Özellikle annesinin vefatı esnasında yaşadıklarıyla ilgili hakkını helal etmediğini ifade eden Argun, “Annemim vefatı esansında kanuni olarak 4 gün izin hakkım vardı. 10 saat izin verdiler. Bir de vefat eden annemle en özel vedalaşmamda postallarla başımda beklediler Bu şerefsizlere hakkımı helal etmiyorum.” dedi. 15 Temmuz’un FETÖ’nün gerçek yüzün gösterdiğini ifade eden Argun, “15 Temmuz olamasaydı gerçek yüzlerini göremezmişiz. Devleti işgal ettiğini bilemezmişiz. 15 Temmuz’da ikinci Çanakkale destanı yazdı Millet. Şehitlerimize gazilerimize müteşekkiriz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da teşekkür eden Argun, “Cumhurbaşkanımız olmasaydı cezaevinden cenazem çıkacaktı” ifadelerine yer verdi.

FİKRİYE ARGUN YAŞADIKLARINI ANLATTI

Belgeselde Nusret Argun’un eşi Fikriye Argun da yaşadıklarını anlattı. Salih Tuzcu’nun Emniyet müdürü olmasıyla her şeyin başladığını ifade eden Fikriye Argun, “2014’te üç aile geldi. Eşim taleplerini reddetti. Ertesi gün polis arabası. Şirkete de gelmişler. Eşim tutuklanınca çocuklarım yanımdaydı. “Ağlamak bana yasak” dedim. “O çıktığı güne kadar ağlamayacağım. Dik durmak zorundayım” dedim” diye konuştu.

Yaşadıklarını en yakınlarındaki insanlara bile anlatmakta zorluk çektiklerini ifade eden Argun şöyle devam etti:  "Yargı bunların elindeydi. Yayın araçlarını kendi lehlerine çeviriyordu. Yaşadıklarımızı yakın bir dostuma bile izah edemiyordum. Ne kadar anlatsak da anlatamıyorduk.”

ELLERİNE ŞEHİT KANI BULAŞTI

15 Temmuz’da örgütün eline şehit kanı bulaştığını ifade eden Argun, “İşte o zaman bunlar bitti dedi. Çektiklerimi bir ben bir Allah biliyor. Bu örgütün bu kadar büyük örgüt olduğunu bilseydim. Eşimin arkasında duramazdım. Ona mücadele et diyemezdim. Okumuşlar, keşke vatanını milletini seven kişiler olmasaydı. Keşke hain olmasalardı” diye konuştu.

Fikriye Argun’un zaman gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Belgeselde FETÖ tarafından tutuklanan ve cezaevinde 6 yıl yatan Nusret Argun’un avukatı İlker Turdan’ın görüşlerine de yer verildi.