Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı Genel Kurulda

Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı Genel Kurulda

İçişleri Bakanı Soylu:- "(Açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça) Bunlar, hastaneye götürülmek istendi, direniş sergilendi. 'Ben hastaneye gitmem' dendi. Tedavi edilmek istendi. 'Ben tedavi ettirilmek istemiyorum' dendi. Sürekli, 'Hayati tehlikesi

TBMM (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya ilişkin, "Bunlar, hastaneye götürülmek istendi, direniş sergilendi. 'Ben hastaneye gitmem.' dendi. Tedavi edilmek istendi. 'Ben tedavi ettirilmek istemiyorum.' dendi. Sürekli, 'Hayati tehlikesi var.' dendi. Doktorlar, 'Haydi biz sizi götürüyoruz.' dediğinde, 'Ben kitap okuyorum, gitmek istemiyorum.' dendi. Bana lütfen birisi bunu izah etsin." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine devam ediliyor.

İçişleri Bakanı Soylu, tasarının ikinci bölümü üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Olağanüstü hal kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen ve açlık grevine giren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya ilişkin soru üzerine Soylu, Gülmen ve Özakça'nın, açlık grevi yaparak tekrar KHK ile görevlerine iadelerini talep ettiklerini söyledi.

Konuya ilişkin devletin kendine ait bilgileri olduğunu, bu bilgileri paylaştıklarını ve bilgilerin şu anda yargıda olduğunu anımsatan Soylu, "Biz, herkesin hayat hakkının devamı için bir çaba sarf ediyoruz. Bunlar, hastaneye götürülmek istendi, direniş sergilendi. 'Ben hastaneye gitmem.' dendi. Tedavi edilmek istendi. 'Ben tedavi ettirilmek istemiyorum.' dendi. Sürekli, 'Hayati tehlikesi var.' dendi. Doktorlar, 'Haydi biz sizi götürüyoruz.' dediğinde, 'Ben kitap okuyorum, gitmek istemiyorum.' dendi. Bana lütfen birisi bunu izah etsin." diye konuştu.

Yargılamanın hukukun işi olduğunu dile getiren Soylu, ciddi bir terör örgütüyle karşı karşıya olduklarını söyledi.

Soylu, bu terör örgütünün esaret altına aldığı ve tehdit ettiği insanları bildiklerini belirterek, söz konusu terör örgütünün DHKP/C olduğunu anlattı.

Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"Yargıya aktardığımız bilgilerde, belgelerde ve en son yaklaşık 200 kişinin üzerinde yapmış olduğumuz DHKP/C operasyonuna mesnet teşkil eden bilgilerde, bu kişilerin isimleri açık ve net bir şekilde geçmektedir. Ondan önce de vardı. Bizim görevimiz eğer bunlar bir terör örgütünün elindeyse bunları bu terör örgütünden kurtarmak mıdır, değil midir? Hayatını kurtarmak için herkes görevde ama o direniyor, 'Ben hayatımın kurtarılmasını istemiyorum.' diyor.

Burada hepimiz neyin ne olduğunu ve ne şekilde olduğunu biliyoruz. Biz meşru insanlarız. Bizim hukuktan başka hiçbir gücümüz yok ama terör örgütleri gayrimeşrudur ve hukuktan başka bütün güçlerini kullanırlar."

İş adamı Osman Kavala'nın, Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alınmasına ilişkin soru üzerine Soylu, soruşturmanın gizliliği olduğunu kaydetti.

Soylu, bireysel silahlanma konusunda internet üzerinden yivsiz tüfeklerin satışına ilişkin KHK ile düzenleme yaptıklarını ve bununla satın alma belgesi bulunmayanlara satış yapılması halinde uygulanan 200 liralık cezayı 2 bin liraya, ruhsatnamesiz tüfek bulunduranlara uygulanan 50 liralık cezayı her tüfek için 500 liraya çıkarttıklarını anımsattı. Soylu, "İnternet üzerinden satışların engellenmesi konusunda siber dairede, bir sanal devriye sistemi kurduk. Bunları takip ediyoruz. 37 adres tespit edildi. Bunlar, adli ve idari işlemlerinin yapılması için ilgili birimlere bildirildi." dedi.

Mersin'de üç gün önceki bombalı saldırıyı anımsatan Soylu, "Allah'ımıza çok şükürler olsun ki mesele atlatıldı. Ondan, beş gün önce Türkiye genelinde 30 bin motosiklete işlem yaptık. 30 bin motosiklet konusunda da bu işlemlerde birçok motosikleti men ettik çünkü biz bu istihbaratları ve duyumları alıyoruz. Bu duyumları aldığımız andan itibaren terörle mücadeledeki temel politikalarımızdan birisi olan öngörü ve stratejiyi birbiri ile buluşturup, bunu gerçekleştiriyoruz. Bunlara devam edeceğiz." diye konuştu.

"Kamu güvenlik timine" ilişkin soru üzerine Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yani adı sanı olmayan, zıpırık bir şey. Bu konuda arkadaşlarımız gerekli tahkikatları yapıyorlar, kimdir bunlar, nedir ve bu arkadaşlara da ulaşacaklar. Yani bu tip çeteler, bu tip birtakım organize örgütler veya kendilerini bu noktaya getirmek isteyen isimler, dönem dönem ülkede ortaya çıkarlar, devlet bunlara gerekli cevabını verir ve devlet bunları bir daha ortaya çıkamayacak hale de getirir. Böyle bir şeye devletin ihtiyacı olur mu canım, kim bunlar? Yani kendi adına bir şey yapmaya çalışan var mı, yok mu, onu da bilmiyoruz ama ilgili araştırmaların yapılması konusunda haber çıkar çıkmaz kendi talimatımızı verdik, arkadaşlar o araştırmaları gerçekleştiriyorlar. Bunu bilmenizi isteriz.

Türkiye, bir hukuk devletidir. 1990'ların kendine ait şartları orada kalmış, gitmiştir. Bugün Türkiye 21. yüzyıldadır. Yaptığımız bütün mücadeleleri ve bütün operasyonları, hukuk devleti çerçevesi içerisinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz ve bu konuda hukuk devletinden de santim sapabilecek bir adıma bizim tahammül edebilmemiz mümkün değildir. AK Parti, iktidara geldiği günden itibaren bu konulardaki mücadelesini hukuk devleti içerisinde getirir, 'işkence' denilen meseleye sıfır tolerans ortaya koyar, kim yaparsa yapsın, buna ait bir tahammülümüz söz konusu değildir. Bizim ilerlediğimiz meselelerde geri dönme konusunda kesinlikle ve kesinlikle bir tahammülümüz söz konusu değildir, onlar geçmiş dönemlerde kalmıştır."

- "DHKP/C'yle ilgili güvenlik adımlarının tamamını atıyoruz"

HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu'nun Gülmen ve Özakça'nın avukatlarının da tutuklandığını anımsatması üzerine Soylu, "Avukatlar niçin tutuklandı? Nuriye'nin avukatı olduğu için mi tutuklandı?" sorusunu yöneltti.

Soylu, "DHKP/C denilen bir örgüt var. Savcıları öldüren, milletvekillerini tehdit eden, ona yön veren, yol veren bir örgüt var. Bu örgüt, Türkiye'de bir taraftan herkesi tehdit etmeye çalışıyor ve avukatlar üzerinden bu örgütü yönetiyor, gerekli bütün altyapısını ve iletişimini kuruyor. Bu, tespit edildi, yargıya verildi, yargı da tutukladı. Bu kadar basit. DHKP/C'yle ilgili biz, gerekli bütün güvenlik adımlarının tamamını atıyoruz ve atmaya devam edeceğiz. Bu konuda siyaseti de DHKP/C'nin baskısından kurtaracağımızı ifade etmek istiyorum. Bu kadar açık ve net." ifadelerini kullandı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :