'Neyi ödüyoruz?' sorgulaması fiyatları yükseltti!

'Neyi ödüyoruz?' sorgulaması fiyatları yükseltti!

EFC Sigorta Genel Müdürü Alper Çalık, sigorta poliçelerindeki artışın nedenini Memleket'e anlattı.

Son yıllarda kullanılan araçların ithal ve pahalı olmasının sigorta bedellerinin artmasında en önemli etken olduğunu ifade eden Çalık, "Otomobil fiyatları arttıkça hasar bedelleri de arttı ama sigorta poliçelerinde artış olmaksızın devam edince sigorta şirketleri de zarar etmeye başladı. 2007 yılında 7.000 lira olan teminat 2015'te 31 bin liraya yükseldi. Dolayısıyla fahiş fiyatlar ortaya çıktı" dedi.

-EFC Sigorta'yı kısaca tanıyabilir miyiz?

2007 Yılında tek sermayesi dürüstlük ve güven üzerine kurmuş olduğumuz EFC SİGORTA bugün Edirne'den Kars'a, Türkiye'nin dört bir yanında özverili personeli ile hizmet vermektedir. Müşteri odaklı bakış açımız gereği, sigortalı ihtiyaçlarını belirlemek ve bu doğrultuda sigortanın her branşında sigortalılarımıza kaliteli hizmet ve güveni sunmaktayız.

-Sigortacının sunduğu hizmet nelerdir, ayrıntılardan bahseder misiniz?

Motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü şahısların bedeni ve maddi zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre aracın işletenine düşen sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar teminat altına alır. Trafik sigortası manevi tazminat taleplerini karşılamaz. Teminat limitleri Hazine Müsteşarlığınca belirlenip Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girer. Poliçelerin içinde teminatlar ve ilgili teminatların bedelleri var. Bu bağlamda sözleşme içerisinde yer alan teminatları yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu talepler genelde tüm sigortalılar arasında artıyor. Hizmetler açısından acenta ne yapıyor? dersek bir farklılık yaratmak zorunda. Bu noktada sigortalıların bilmediği, eksik kaldığı durumlarda yardımcı oluyoruz. Yoğunlukları yaşatmıyoruz. Kısacası bir şekilde çözüm üretiyoruz.

-Poliçedeki teminatın kıstası nedir?

Poliçe üzerinde araç başına maddi bedelle teminat veriyor. Sigorta poliçesi size aynı teminatı sunmak zorunda. Farklı olarak konut sigortasında evin yapım değerini baz alıyoruz. O değerde ise müşteriye teminat veriyoruz. Konut teminatında sizin evinizi belirliyoruz. Eşyaların değerlerini veriyoruz, yangın olursa ev için 100 bin, eşyalar için 15 bin lira para ödüyoruz. Sigortalıyı garanti altına almış oluyoruz.

-Sigortacılık alanında müşterilerin en çok seçtiği kalem nedir?

Önce zorunlu olanı halletmemiz lazım. Tabi ilk akla gelen araç trafik sigortası. Bunu ne kadar bilinçli yaptırıyoruz ve ne için yaptırıyoruz? bilinmesi lazım. DASK da zorunlu bir sigorta. ' Konya deprem ihtimali düşük bir ilimiz' diyoruz ve bunu önemsemeden yaptırıyoruz. Maalesef il ve ilçeye göre sigorta yaptırıyoruz. Trafik sigortasının da çok iyi bilindiğini sanmıyorum.

-Zorunlu trafik sigortası neden yükseldi?

Adı üzerinde zorunlu trafik sigortası ki, herkes de şimdiye kadar sadece 'zorunlu' diye yaptırıyordu. Rakamların komik olmasıyla birlikte yine de sürücülerde 'Trafik polisi sorduğu zaman gösterebilelim yeter' düşüncesi vardı. Hatta ve hatta 10 yıl önceki küçük maddi hasarlı kazalarda, araçtan inilir, her iki tarafa da 'geçmiş olsun' denir ve iş biterdi. Rapor bile tutturulmazdı. Bilinçsizlik de vardı tabi ki. Sonradan bilinçlenme arttı, insanlar 'biz neye para veriyoruz'u sorgulamaya başladı. Malum, bir şeyin rakamı arttıkça insanlar o şeyden kaçar ve son dönemde yükselen sigorta ücretleri nedeniyle de sigorta poliçelerinde de bir azalma oldu. Bilinçlenmeden önce kendi aralarında anlaşan sürücüler, neyi ödüyoruz? sorgulamasından sonra sigorta şirketleri de zarar etmeye başladı. Sigortanın maddi hasarlara ödediği miktar da yükseldi. Neden? Otomobil fiyatları arttıkça hasar bedelleri de arttı ama sigorta poliçelerinde artış olmaksızın devam edince sigorta şirketleri de zarar etmeye başladı. Araçların hepsi ithal ve parçaları çok yüksek olan modeller... Ölümlü kazalarda sigorta şirketlerinin ödediği rakamlar trilyonları bulduğu oluyor. Kısacası insanların bilinçlenmesi ve bunu da kullanıyor olması fiyatları artırdı. Yine 2007 yılında 7 bin lira olan teminat, sigorta şirketleri tarafından 2015 yılında 31 bin liraya yükseltildi.

-Devletin belirlediği sigorta rakamı var mı?

Hızlı yükselişin önüne geçebilmek adına devlet bir tarife belirleme teklifi de yaptı aslında. Otomobil için şu kadar, kamyonet için şu kadar gibi tavan fiyat belirleme çabasına girişti. Bu uygulama başlayalı 2 ay kadar oldu. Fakat şunu hatırlatmak lazım; 2006 yılından itibaren Türkiye'de bir serbest piyasa uygulaması var.

-Şu anki uygulamada devletin belirlediği tavan tarife mi geçerli?

Sadece sık sık kaza yapanlara devletin belirlediği tavan tarife uygulanıyor.

-Sigorta primleri şirketine bağlı olarak değişkenlik gösterir mi?

Serbest piyasa uygulamasına göre tabi ki sigorta şirketine göre poliçeler değişkenlik gösterebilir. Bazen bu değişkenlikler abartılı bulunabilir. Misal birinin 500 lira dediği poliçe rakamına başka bir sigorta şirketi 2.500 lira diyebilir. Bu fark da o şirketin araç modeline yaklaşımı, aracın üretilip üretilmemesi gibi kriterlere göre değişebilir.

-Sigorta yaptırırken nelere dikkat etmek lazım?

Sigorta durumunda dikkat edilecek en önemli şey, sigorta şirketinin mali durumunun sağlam olup olmadığıdır. Çünkü geçtiğimiz yıllarda iki tane sigorta şirketine devlet el koydu. Sigorta şirketlerinin garanti fonu var, mağduriyeti gidermeye çalışıyor ama yine de çok fazla prosedür olduğu için de, farklı mağduriyetler yaşanmaması adına finansı güçlü ve hizmeti en hızlı sunabilecek sigorta şirketleri tercih edilmelidir.

-Acentaların önemi nedir?

Tam da burada acentaların önemi ortaya çıkmaktadır. Sağlam finans kaynağı ve güvenilir sigorta şirketlerini müşteri adına biz seçiyoruz. Yine arıza, hasar, kaza gibi durumlarda direkt olarak arayacağınız muhatap acentalardır.

-Düşük modelli araçların bedeli kadar sigorta rakamı çıkması normal midir? Misal, aracın değeri 3.000 lira ama çıkan sigorta bedeli 2.100 lira gibi...

Evet, son günlerde bunlarla sık karşılaşıyoruz ama bu abartılı rakamı belirleyen bir sistem var. Sistem diyor ki; bu modellerdeki araç sürücülerinin yüzde 80-85'i çok sık kaza yapıyor ve bunun geri ödemeleri de yükseliyor. Buna göre hesaplamalar yapılıyor, dolayısıyla da ortaya böyle bir garip rakamlar çıkıyor.

-Bayan ve erkek sürücü istatistikleri tutuluyor mu, trafikte en çok hatayı bayanlar mı yapıyor?

Evet, bu tür istatistikleri tutuluyor. Hiçbir sigorta şirketi sürücü bayansa sigorta bedeli şu, erkekse rakam şu olacak gibi bir ayrım yapmıyor. Bayanlar gerek ehliyet alırken gerekse aldıktan sonra kurallara daha çok riayet ediyorlar. Erkek sürücüler de mutlaka riayet ediyorlardır ama bu konuda bayanların daha hassas olduklarını söylemeliyim. Şöyle bir realite var, bir caddede 50 hızla gidilecekse trafiğin akışına baktığınız zaman 50 ile giden kimse yok, herkesin normal hızı 70-80. Ama bayan sürücü 50 hız seviyesini gördüğü için kurallara uyarak 50 ile seyretmeye devam ediyor. Kural doğru ama maalesef herkes 70-80 ile gittiği için 50 ile giden bayan sürücünün trafiği aksattığını görüyoruz.

-Kaza oranı azalırsa sigorta rakamları düşer mi?

Tabi ki, kaza oranı düşerse sigorta rakamları da düşer.

-Sigorta rakamları ne zaman düşecek?

Hayır, kısa vadede düşüş olmaz. Önce sigorta şirketleri zararını telafi edecek, kâr etmeye başlayacak ki sigorta rakamları da düşüşe geçebilsin. Düşüşte ise en belirgin etken, sigorta şirketlerinin pazar payını kaybetme korkusu olacaktır. Dediğim gibi kısa vadede bir düşüşün yaşanması mümkün görünmüyor.

-Trafik sigortasında neden EFC Sigorta ?

 Trafik sigortanızda Hazine Müsteşarlığı'nın belirlemiş olduğu limitlerden daha yüksek limitler tercih ederek, büyük maddi hasarlı kazalarınızda mağduriyetinizi minimuma indirebilirsiniz. Trafik sigortanız ile birlikte alacağınız asistans hizmeti ile aracınızın arızalanarak yolda kalması veya trafik kazası durumunda en yakın yetkili servise ücretsiz çekim sağlanabilmektedir. Çalıştığımız sigorta şirketleri, toplamda pazar payının %52,85'ine sahip ve sektörde ilk 5'te yer alan şirketler olması sebebiyle kaliteli hizmeti sigortalılarımıza en uygun fiyata sunmaktayız.

Röportaj: Ahmet Gökbaş- M. Ali Elmacı