Türkiye’de arkeoloji hak ettiği yerde değil

Türkiye’de arkeoloji hak ettiği yerde değil

Çok köklü bir geçmişi olan ve medeniyetler beşiği konumundaki Türkiye’de önemsenmesi gereken arkeolojiye ilgi çok az.

Arkeolojik eseler bakımından dünyada çok önemli bir yere sahip olan Türkiye’de arkeolojiye neredeyse hiç önem verilmiyor. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Tırpan bu durumun çok üzüntü verici olduğunu dile getirerek, “Arkeoloji, ülkemizde sosyal bilimlere verilen değerle eşit konumda. Tabii ki ülkemizde sosyal bilimlere yeterince önem verilmiyor. Bu sebepten dolayı kültür temelli ve sosyal olarak ortak paydası olan bir toplum olamıyoruz. Atatürk bunu çok iyi biliyordu. Bu sebepten dolayı bakanlıklardan önce Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ni kurmuş. Bu fakülte bünyesinde Anadolu kültür tarihi hakkında çalışmaların yapılmasında önemli çalışmalara vesile olmuştur. Ölü diller olan, Sümerce, Akatça, Latince, Eski Yunanca, gibi kürsüler açmış o tarihlerde bu konularla ilgili araştırmalar başlatılmıştır. Yine Anadolu kültürünün araştırılmasında Türk Tarih Kurumu’nu, Türk Dil Kurumu’nu kurmuştur. Böylece Anadolu insanın yaşama biçimini ve alt yapısının incelenmesi için daha rahat anlaşılması sağlanmıştır. Ayrıca bu işlerle ilgilenen tek devlet başkanı olmuştur” dedi.

YETERİNCE BİLİMSEL ARAŞTIRMA MERKEZİ YOK

Türkiye’de arkeolojik çalışmalar için gerekli bilimsel araştırma merkezinin olmadığı dile getiren Prof. Tırpan, “Türkiye’de çalışan onlarca arkeolojik kazı grupları çok fazla bilimsel çalışma yapamıyor. Bu durum Türkiye’de ne yazık ki böyle. Bu yüzden Anadolu coğrafyasında yaşayan birçok önemli devletlerin başkentleri yabancılar tarafından kazılıyor. Hititler’in başkenti olan Hattuşaş’ı Alman’lar, Frigler’in başkenti Gordion’u Amerikalı’lar,

Bergama Krallığı’nın başkenti Bergama’yı Almanlar, Lidya’nın başkenti Sardes’i Amerikalı’lar, Efes’i Avusturyalı’lar, Truva’yı Almanlar kazıyor. Türk arkeologlar finansman ayrılmaması gibi nedenlerden dolayı da kazı çalışmaları ya yapamıyor ya da başlamış olan çalışmalar yarda kesilmek zorunda kalıyor” diye konuştu.

ÜNİVERSİTELERE BİLE BÜTÇE AYRILMIYOR

Üniversitelerin fen edebiyat ya da edebiyat fakültelerinin bünyelerinde bulunan arkeoloji bölümlerinin birçok bilimsel ve akademik çalışmasının kazı alanlarında gerçekleştiğinin ve akademisyenlerin tez çalışmalarının kazı alanlarında çıkan eserler baz alınarak yazıldığının üzerinde duran Tırpan, “Bir doktora, tez, ya da akademik unvanını yükseltme çalışmalarında bulunanlar buralar sayesinde çalışmalarını sürdürebiliyor. Ancak öyle zamanlar geliyor ki kazı çalışmaları için üniversitelere gereken ödenek sağlanmıyor ve ne yazık ki akademik çalışmalarımızı yapamıyoruz” dedi.

İNSANLAR ARKEOLOJİYİ TANIMIYOR

İnsanların arkeolojiyi boş bir uğraş olarak görmesini ve tam olarak nasıl bir iş olduğunu bilmemesini değerlendiren Tırpan, “Ülkemizde Anadolu kültür tarihi dersleri verilmiyor. Bizim medeniyetimizin olduğu topraklar yeni yetişen nesle aktarılmıyor. İnsanlar sanatla uğraşmıyorlar. Kendi kültürümüze ne yazık ki yabancıyız. Halbuki Anadolu kültürünün temelini eski çağ medeniyetleri oluşturuyor. Onların uğraş alanlarını, nasıl yaşadıklarını, geçim kaynaklarını, değerlerini, dinleri, sanatlarını bilmek zorundayız. Çünkü onların kültürü bizim kültürümüzün temelini oluşturuyor. Bu konularda da bilgi sahibi olabilmek için arkeoloji şarttır. Çünkü arkeologlar yaptığı okumalar ve bilimsel çalışmalarla, geçmiş aydınlatacak ve geleceğimize yön verecektir. İnsanlar antik kentleri ziyaret etsinler, bunlar hakkında bilgi sahibi olsunlar. Bunlar bizim kültür mirasımızdır çünkü. Anadolu’da yaşayan eski kültürler bizim geçmişimizdir. Çünkü onların bıraktığı şeyleri biz devam ettirdik. Geçmiş bilmeliyiz. İnsanlar geçmiş hakkında bilgi sahibi olduğu sürece geleceklerine yön verebilirler.

Arkeoloji ve arkeologluk küçümsenecek bir şey değildir” diye konuştu.

Ali Murat Mırçık- Memleket.