Türkiye’de kütüphane denildiği zaman akla ilk olarak ders çalışmak için ideal bir yer olarak değerlendiriliyor. Oysa kütüphanelerde sadece ders çalışılmıyor. Aynı zamanda insanların çeşitli konularda meraklarını gidererek bilgi edinmelerini de sağlıyor.

Türkiye’de sessizliği ve kaynak bolluğu gibi nedenlerle kütüphane ders çalışmak için birinci sırada yer alıyor. Ancak kütüphaneler insanların ders çalışabileceği bir yer olmasının yanında insanlara yeni ufuklar kazandırmasının yanı sıra bilgi edinmesini kolaylaştırıyor.

Selçuk Üniversitesi öğrencileri için de kütüphane sınav zamanlarında ideal çalışma yeri olarak görülüyor. Ancak kütüphaneye gelen üniversite öğrencileri kütüphanenin bu yönün yanında “Kütüphanelerde ders çalışıyoruz. Ama Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde sadece ders çalışılmıyoruz. Burada biz kitap da okuyoruz ve bölümlerimiz hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyoruz. Konya’da gelinecek en güzel yerlerden biri. Burada bulamayacağımız kaynak yok. Her aradığımız buluyoruz. Gelişmiş arama sistemi sayesinde anahtar sözcük, yazar adı gibi şeyleri yazdıktan sonra aradığımız kaynaklara rahatlıkla ulaşıyoruz. Bu çok güzel bir şey” diyor.
“BİLMER’DEN DAHA FAZLA GELİNİYOR”

Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’ne, Alâeddin Keykubat Kampusu’nda bulunan ve Türkiye’nin en büyük bilgisayar merkezi olma unvanına sahip BİLMER’den bile daha fazla öğrenci geliyor. İnternetteki bilgilerin güvenilir olmaması gibi nedenlerle kütüphaneyi ziyaret edenler BİLMER’i geçiyor. Selçuk Üniversitesi’nin öğrencilerine sunduğu en güzel imkânlardan biri olan kütüphanenin yaz döneminde de açık olması hem araştırma yapan akademisyenlerin hem de Konya’da kalan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yüzlerini güldürüyor. Memleket