New York Global reklam kampanyası yapıyor!

Öyle değil mi? Böyle cümleleri etrafınızda duymazsanız şaşarsınız.

İçi geçmiş adam tipi diyelim. Eğer siz de böyle diyenlerdenseniz, sizin de içiniz geçmiş…

Geçmiş olsun.

Başlık aynen böyle “New York global reklam kampanyası hazırlıyor”. New York eğer reklam kampanyası hazırlıyor ve bu kampanyaya yaklaşık 30 milyon dolar harcıyorsa, bizim şehirler hala ne duruyorlar bilemiyorum.  

New York’a göre bizim şehirlerin 10 kat reklama ihtiyacı yok mu sizce?

New York’un resmi pazarlama ve turizm şirketi NYC&Company ve o şirketin baş yaratıcısı Willy Wong kampanyanın şehrin enerjisini, çeşitliliğini ve tutkusunu yansıtacağını, bununla potansiyel ziyaretçileri New York’a çekmek istediklerini söylüyor. ABD’de Avrupa’da ve Brezilya, Kanada ve Avustralya’da yayınlanacak reklamlarla toplam 41 milyon ziyaretçiyi New York’a çekmeyi hedefliyorlar. 2012’ye kadar ise bu hedef 50 milyon ziyaretçi.

Dilimde tüy bitti şehirleri aman pazarlayalım diye bu yazı ile bir tüy daha gitti. Yine söylemeye devam edeceğim. Yılmak yok…

Şehirler de artık şirket gibi yönetilmeli. Hedefleri olmalı. Müşteri çekmek için iletişim kurmalı. İletişim kuracağı yerleri planlamalı. Türkiye’de bunu ilk yapacak kişinin anıtı dikilir herhalde.

Konya için bu sene şehir pazarlamasında umarım farklı bir pazarlama anlayışı uygulanır. Yoksa yine Mevlana Haftası sade bir hafta olarak gelir geçer. Şeb-i Arus’a bir bilet en önemli satış aktivitesi olur.

Her reklama Kadir Çöpdemir

Son dönemin yükselen reklam yıldızı eski radyocu, sunucu, oyuncu Kadir Çöpdemir. Öyle küçük markaların reklam yüzü de değil. İllaki Pınar Sucuk, Digitürk, Garanti Bonus Kart, Ülker Babystar, World Card derken en sonunda MNG Kargo reklamlarında Kadir Çöpdemir göründü.

Kadir Çöpdemir açısından süper. Tamam.

Markalar açısından ise… İşin kolayına kaçmak!

Başkalarının kullandığı bir yüzü niye kullanırsın ki?

Diğer marka kategorilerinin arasında sayılmak için. (sıyrılmak değil) Yani kiminle karıştırıyorlar sizi? Markalarla karıştırıyorlar. İyi güzel. Amaç da o zaten. Karışıklığa oynamak.

Daha ucuz ama daha iyi. Konuşuluyor mu konuşuluyor. PR destekli işin kolaycılığı. Bakın ben de yazdığıma göre MNG Kargo’nun amacına ulaştığını söyleyebiliriz.

McDonald’s 1000 kişiyi işe alacakmış

Bu haber bir halkla ilişkiler haberi. Halkla nasıl ilişki kurarsınız? İşte bu tür haberlerle kurduğunuz ilişki daha bulaşıcı etkiye sahiptir. Bizim firmaların kurdukları ilişki haberlerini düşününce bizdeki PR’ın nerelerde olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Bizim habere ihtiyacımız yok diyen, halkla ilişkileri bilmeyen halkla ilişkilerciler yüzünden nice firmamız halkla ilişki kuramıyor. Zannediliyor ki reklamla ilişki kurmak yeter. Yok öyle önce halkla ilişki kur sonra reklam yap. Reklamla ilişki kuranlara tavsiyem önce halkla ilişkileri öğrenmeleri.

Bakın McDonald’s’ın bu haberini duyduğunda heyecanlanmayan, sevinmeyen, başkasıyla paylaşmayan kaç kişi olabilir ki? Aferin McDonald’s’a diyerek markaya değer yüklersiniz.

McDonald’s bu sene 31 restoran açmayı hedefliyormuş. 2010’da hedefledikleri ciro 330 milyon dolarmış. McDonald’s etleri Pınar’dan turşuları da Fersan’dan alıyormuş. Ayrıca McDonald’s’da açık mutfak projesi varmış ve isteyen McDonald’s mutfaklarını rahatlıkla görebiliyormuş. Açık mutfakla üretimin ilk aşamasından tepsi sunumuna kadar her adımı görebiliyormuşsunuz.

Buyurun. Bu haberle McDonald’s hem halkla ilişkiler yaptı hem de pazarlama yaptı. Yani buna da pazarlama amaçlı halkla ilişkiler adı veriliyor.

Bilmem anlatabildim mi?

Son olarak geçen hafta İzmir’de katıldığım Hürriyet Kırmızı toplantısı sonucunda daha önce azıcık ifade ettiğim Hürriyet Kırmızı Bölge kategorisinin oluştuğunu söyleyeyim. Böylece yerelde reklamcılar ve firmalar ulusal ödül alma yarışına giriyorlar. Eylül ayına kadar bu yarışmanın lansmanı yapılacak. Son katılım Ekim ayı olacak. Aralık ayında da belki de Konya’nın reklamcılığı ödüllere kavuşacak. İnanmak ve katılmak lazım. Hadi başarılar.