Nesneleri nasıl görüyorsunuz

Nesneleri nasıl görüyorsunuz

Doç. Dr. Berker Bakbak nesneleri nasıl gördüğümüze dikkat etmemiz gerektiğini, şuan önemsemediğimiz bir görme kusurunun ilerde olumsuz sonuçlara yol açacağını vurgulayarak göz kusurları ve tedavileri ile ilgili bilgi verdi.

 

 

Dünyagöz Hastanesi Konya Şubesi doktorlarından Doç. Dr. Berker Bakbak, sağlıklı gözde nesnelerden yansıyan ışınların gözün görme merkezinde odaklanacağını ve kişinin gözlük ya da kontakt lens ihtiyacı olmadan net görüş sağlayacağını söyledi. Gözlerde en sık görülen hastalıklara değinen Bakbak, “Bunlardan biri astigmat. Gözlerimizin kornea bölümünde oluşan deformasyon sonucunda meydana gelen astigmat göz hastalığı kendisini görmede bulanıklık ile belli eder. Kişi hem yakın hem uzak mesafede net görüş sağlayamaz. Miyop gözde ise kişi uzağı yakınına göre daha net görür. Bunun sebebi nesnelerden yansıyan ışınların retinanın önünde odaklanıyor olmasıdır. Miyop gözün tam tersi olan hipermetrop göz var. Hipermetrop gözde kişi yakını uzağa göre bulanık görür. Hipermetrop rahatsızlığı bulunan hastalarda yansıyan ışınlar retinanın arkasına odaklanır.Bu durumlardan birini yaşayan kişilerde gözlük- kontakt lens kullanımıyla görüntüyü netleştirebiliriz ya da Excimer laser&Lasik yöntemi ile astigmat, miyop, hipermetrop rahatsızlıklarını tedavi edebiliriz” dedi.

“GLOKAM’DA ERKEN TEŞHİSLE GÖRME KAYBINA SEBEBİYET VERMEZ”

Doç. Dr. Berker Bakbak, halk arasında ‘Göz Tansiyonu’ ya da ‘Karasu Hastalığı’ olarak bilinen glokom’un göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin zarar görmesi üzerine ortaya çıktığını ifade ederek, “Buna bağlı olarak kişinin görme alanı yavaş yavaş daralır. Sabahları belirginleşen baş ağrıları, zaman zaman bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görme ve televizyon izlerken göz etrafında ağrı glokom belirtileridir. Göz muayenesinde erken teşhis edildiğinde görme kaybına sebebiyet vermeden göz damlası, yağ lazer ve cerrahi müdahale ile rahatsızlık tedavi edilebilir” diye konuştu.

“KATARAKT'IN YAŞI YOK”

Katarakt’ın göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek matlaşmasıyla her yaşta görülebildiğini dile getiren Doç. Dr. Bakbak, “Kişi buğulanmış bir camın arkasından bakıyormuş gibi görür. Katarakt rahatsızlığının yaşı yoktur. Yeni doğan bebeklerde, şeker hastalarında, göze gelen fiziksel darbeler sonrasında uzun süreli kortizonlu ilaç kullananlarda görülebilen bir göz hastalığıdır. Işığa hassasiyet, çift görme, okuma zorluğu, gece görüşünde bozulma, renklerde soluklaşma veya sararma, gözlük numaralarının sık değişmesi en önemli belirtileridir. Katarakt ilaç veya gözlükle tedavi edilmez. Modern teknikler ile günümüzde katarakt ameliyatı iğnesiz, narkozsuz, ağrısız yapılarak kişi aynı gün evine dönebiliyor. Biz hastanelerimizde katarakt rahatsızlığını Femtosaniye Lazer ve Fako yöntemi ile tedavi edebiliyoruz. Ayrıca katarakt ameliyatı sırasında hastalara akıllı mercek takılabilir. Bu sayede hastalar aynı seansta hem katarakt problemlerine hem de uzak ve yakın görme problemine çözüm bulabilirler” şeklinde konuştu.

“RETİNA HASTALIKLARI TEDAVİ EDİLMEDİĞİNDE KÖRLÜKLE SONUÇLANABİLİR”

Doç. Dr. Bakbak, retina dekolmanı rahatsızlığının retinada oluşan yırtık veya delikler nedeni ile gelişerek sıklıkla yüksek miyop hastalarında görüldüğünü, tedavi edilmezse körlükle sonuçlanabileceğini kaydetti. Orta yaş ve üzerinde daha çok olmak üzere her yaşta ortaya çıkabilen rahatsızlığın ışık çakması, sinek uçuşması, ani görme kaybı gibi belirtilerin en büyük habercisi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bakbak, “Erken teşhis, detaylı muayene, zamanında ve en önemlisi doğru tedavi ile görme kaybına varabilecek sonuçları engellemek mümkündür. Retina ameliyatları büyük sterilizasyon önlemleri ile ileri teknolojinin kullanılmasını gerektiren, aksi takdirde sonucu görme kaybına varabilecek olan önemli ameliyatlardır. Biz bu rahatsızlığı öncelikle Argon Lazer ile emniyet altına alıyoruz. Daha sonra gerekli ise cerrahi müdahaleye başvuruyoruz” ifadelerini kullandı. iha