Nepal Ve Papua Yeni Gine'deki Depremler

Nepal Ve Papua Yeni Gine'deki Depremler

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanı Kalafat:

ANKARA (AA) - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanı Doğan Kalafat, Nepal ve Papua Yeni Gine'deki depremlerin Türkiye'ye etkisinin olmadığını bildirdi.

Kalafat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 25 Nisan'da Nepal'de 7.8, bugün de Papua Yeni Gine'de 7.4 büyüklüğünde şiddetli deprem meydana geldiğini anımsatarak, istatistiksel çalışmaların her yıl bu büyüklükte depremlerin dünya üzerinde ortalama 15 defa gerçekleştiğini gösterdiğini söyledi.

Bugün meydana gelen Güney-Güneybatı Kokopo, Papua Yeni Gine depreminin 2 plaka arasında Avustralya ve Pasifik tektonik levhalarının etkisi ile bir ters faylanma sonucu meydana geldiğini anlatan Kalafat, şöyle konuştu:

"Nepal depremi Hint levhasının Himalayalar'ın altına dalmaya başladığı bir yerde meydana gelmiştir. Dolayısı ile her iki deprem de farklı tektonik levhaların ürünüdür ve birbirinden bağımsız depremlerdir. Bu depremlerin direkt olarak ülkemizdeki deprem etkinliğini olumsuz etkilemesi düşünülmemelidir. Ancak ülkemizde her 7.4 yılda bir aletsel büyüklüğü 7.0 ve üzeri bir depremin, her 2.5 yılda da 6.0-6.9 arası büyüklüğündeki depremlerin olabileceği deprem istatistikleri ile ortaya konmaktadır.

Bu bağlamda düşündüğümüzde sorulması gereken soru bu depremlerin bizi etkileyip etkilemeyeceği değil, doğal olaylar olan ve afete dönüştürdüğümüz depremlerin zararlarını en aza indirebilmek için toplum olarak neler yaptığımız ve yapacağımız, nasıl afet bilinci yüksek bir toplum haline gelebileceğimiz ve bu konudaki çabalarımızdır."

- Depreme dayanıksız 6,5 milyona yakın konut var

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Dr. Bülent Özmen de uzak doğudaki depremlerin Türkiye'ye etkisinin olmayacağını ancak Türkiye'deki depremden korunma çalışmalarının beklenen hızda ilerlemediğini söyledi.

Medyada çıkan "Şu tarihte deprem olacak" türü haberlere itibar edilmemesi gerektiğini belirten Özmen, sadece İstanbul'da değil Türkiye'nin bir çok bölgesinde depreme karşı riskli bölgelerin bulunduğunu ancak nüfus yoğunluğu dolayısıyla dikkatlerin sadece İstanbul'a çevrildiğini ifade etti.

Deprem olmadan yapılması gereken çalışmalara odaklanılmasının önemine işaret eden Özmen, şunları kaydetti:

"Çalışmalardan en önemlisi; deprem tehlikesi yüksek olan yerlerden uzaklaşılması ya da depreme dayanaklı binaların yapılması.

Depreme dayanaksız yapı stoğumuz var. Yönetmelik dikkate alınmadan yapılan bir çok bina var. Bunun 6,5 milyona yakın konut olduğu ifade ediliyor. Depreme dayanıksız konut stoğunun eritilmesi lazım. 

6306 sayılı yasa çıkalı neredeyse 3 yıl oldu ama istenilen sayıda riskli alan belirlenmedi ve yapı yıkılamadı. Sadece 150 riskli alan belirlendi ve 60 bin binaya tekabül eden 200 bine yakın konut yıkıldı. Bu hızla devam ederse yapı stoğunun erimesi için çok zaman gerecek."

Kaynak:Haber Kaynağı