NATO PA 62. Genel Kurulu

NATO PA 62. Genel Kurulu

Adalet Bakanı Bozdağ: "Türkiye olarak, NATO'nun ve dünyanın NATO dışındaki bütün ülkelerinin terör karşısında iş birliğinin önemli olduğuna inanıyoruz. Bu iş birliğini başarabilirsek DEAŞ, PKK, FETÖ, PYD ve YPG gibi terör örgütleri veya dünyanın başka ülk

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, NATO'nun ve NATO dışındaki ülkelerin terör karşısında iş birliğinin önemli olduğuna inandıklarını belirterek, "Bu iş birliğini başarabilirsek DEAŞ, PKK, FETÖ, PYD ve YPG gibi terör örgütleri veya dünyanın başka ülkelerinde terör faaliyetlerinde bulunan bütün örgütleri yok etmeyi başarabiliriz. Bugün terör örgütleri canımızı yakmaya devam ediyorsa uluslararası iş birliğinin tam anlamda hayata geçirilememiş olmasının bunda büyük bir katkısı vardır." dedi.

Bozdağ, NATO Parlamenterler Asamblesinin 62. Genel Kurulu kapsamında düzenlenen "Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi" toplantısında "Darbe girişimi ve OHAL önlemlerinin uygulanması" konusunda konuşma yaptı.

Bakan Bozdağ, ittifaka zemin oluşturan parlamenter demokrasi, bireysel hak ve özgürlükler, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi son derece önemli değerlerin ve transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesinde büyük rol oynayan Asamblenin, bu toplantıyla güvenlik alanında ülkeler arasındaki diyalog ve iş birliğinin gelişimine katkı sunacağını kaydetti.

Terörizmin dünyanın ortak bir sorunu haline geldiğini belirten Bozdağ, Türkiye'nin 40 yılı aşkın terörle mücadele yürüttüğünü, mücadelede başarılı olunabilmesi için uluslararası toplumun samimi iş birliğinin ve dayanışmasının gerektiğini söyledi.

Herhangi bir terör örgütüyle mücadele edilirken uluslararası iş birliği sağlanamaması durumunda kısa sürede bir netice alınamayacağını vurgulayan Bozdağ, terörün, gerekçesi veya hedefleri ne olursa olsun, bütün insanlığın ortak düşmanı olarak kabul edilmesi gerektiğini anlattı.

Bozdağ, Türkiye'nin PKK, DEAŞ, FETÖ, PYD/YPG ve DHKP-C başta olmak üzere 10 civarında terör örgütüyle dünyada eş zamanlı mücadele eden belki de tek ülke olduğuna işaret ederek, "O nedenle terörden bugüne kadar en fazla zarar gören ve terör nedeniyle en fazla bedel ödeyen ülkelerin başında yer almaktadır. Biz Türkiye olarak NATO'nun ve dünyanın NATO dışındaki bütün ülkelerinin terör karşısında iş birliğinin önemli olduğuna inanıyoruz. Bu iş birliğini başarabilirsek DEAŞ, PKK, FETÖ, PYD ve YPG gibi terör örgütleri veya dünyanın başka ülkelerinde terör faaliyetlerinde bulunan bütün örgütleri yok etmeyi başarabiliriz. Bugün terör örgütleri canımızı yakmaya devam ediyorsa uluslararası iş birliğinin tam anlamda hayata geçirilememiş olmasının bunda büyük bir katkısı vardır." diye konuştu.

- Türk haklının darbe girişimine karşı verdiği mücadele

Adalet Bakanı Bozdağ, Güvenliğin Sivil Boyutu Komitesi için, ülkenin güvenliğini tehlikeye atan, demokratik cumhuriyeti ve hukuk devletini ortadan kaldırmak amacıyla gerçekleştirilen 15 Temmuz kanlı darbe girişimine karşı halkın gerçekleştirdiği büyük mücadelenin ve elde ettiği başarının emsalsiz bir örnek teşkil ettiğini, sivil halkın, ülke güvenliğinin korunmasında ne kadar hayati bir rol oynayabileceğini açıkça ortaya koyduğunu anlattı.

Bozdağ, FETÖ'nün darbe girişimine değinerek, 15 Temmuz gecesi yaşananlardan bahsetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine suikast teşebbüsünde bulunulduğunu, Boğaziçi Köprüsünün tanklarla kapatıldığını belirten Bozdağ, 248 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 2 bin 194 kişinin de yaralandığını söyledi.

FETÖ'nün dini değerleri istismar ettiğini, eğitim, medya, sivil toplum ve benzeri görünümler altında faaliyetlerini yürüttüğünü, böylelikle birey, devlet ve toplum nezdinde itibar kazanmayı hedeflediğini, sonrasında da devletin ve toplumun her yerinde güç sahibi olmayı, nihayetinde de örgütün ana hedefini gerçekleştirmeyi amaçladığını vurgulayan Bozdağ, bu doğrultuda pek çok suç işleyen ve işlettiren örgütün, gücünü yeterli gördüğü anda 15 Temmuz'daki gibi devlete tamamen hakim olmak ve kontrolünü ele geçirmek maksadıyla darbe teşebbüsünde bulunduğunu anlattı.

Bozdağ, örgütün eleman temininde özellikle dar gelirli ailelerin zeki ve okuma hevesi olan çocuklarını hedef olarak seçtiğini, ilkokul çağından başlayarak tespit ettiği bu çocukları, okul, yurt, yaz kampı ve dershanelerinde eğittiğini belirterek, bu eğitimlerde çocukların ve gençlerin aldıkları emir ve talimatlar dışında hareket edemeyen birer örgüt elemanı haline getirildiğini, örgütün emir ve talimatlarını ilahi bir emir, üstlendikleri görevleri kutsal bir görev telakki ettiklerini, girdikleri bu çıkmaz yolu kendilerini cennete götürecek bir yol olarak gördüklerini, bu uğurda ölmekten ve öldürmekten geri durmadıklarını kaydetti.

Darbe teşebbüsü gecesi Türksat'ı basan askerlerden birinin iki kişiyi öldürdükten sonra, besmele çekerek su içtiğini, bunu soran askerlere de "Ben onlara iyilik yaptım. Onlar şehit oldu, şimdi cennetteler. Ben de şehadet şerbeti içtim, geldim. Ölürsem cennete gideceğim" dediğini aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:

"Şu anda DEAŞ teröristleri de aynı şeyi söylüyor. Masum insanları canlı bomba olup öldürüyorlar. Öldürene 'siz kutsal bir hedef için mücadele ediyorsunuz, öldürdükleriniz masum, onlar da cennete gidiyor, siz de cennete gidiyorsunuz' diyerek uyuşturuyor, beynini yıkıyor. Bu örgütün yaptığı da aynısıdır. Örgüt liderinin talimatlarının dışına çıkmayı, dünyalarını ve ahiretlerini kaybetme olarak gören bir anlayışı ifade ediyorlar. Örgütün yapısı çok farklı, dünyadaki terör örgütlerine benzemiyor. Devlet içinde saklı, gizli bir şekilde Türkiye'de örgütlenmiş. Devletin kanunlarını, parasını, malzemelerini örgüt için gerektiğinde kullanıyorlar."

Örgüt üyelerinin, kendilerini gizlediklerini, görüntüde gerçek kimliği değil, karşısındakinin memnun olacağı kimliği yansıttığını, muhafazakar, liberal, laik, solcu gibi pek çok görünümde olduklarına işaret eden Bozdağ, Türkiye'de dini, eğitimi, çocukları kullanarak güç sahibi olduğunu kaydetti.

Bozdağ, örgütün NATO üyesi pek çok ülkede ve dünyanın başka ülkelerinde de aynı yöntemle çalışmalarını yürüttüğüne dikkati çekti.

Bakan Bozdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaveri olarak görev yapan Piyade Yarbay Levent Türkkan'ın ifadesine değinerek, şöyle devam etti:

"Buradan NATO Parlamenter Asamblesinin üyelerine şunu ifade etmek isterim; sizin ülkenizde Genelkurmay Başkanının odasına başka bir ülkenin Genelkurmay başkanı, 'ne konuşuyor, ne tartışıyor' diye birini sokmak istese, kendi vatandaşından sokmayı başarabilir mi? Başaramaz. Ama sizin vatandaşlardan birisi bu işi yaparsa o bilgiler oradan gidebilir. Bu örgütün içinde olan birisi sizin vatandaşınız. Devletin en önemli yerinde görev yapıyor ve her gün oradaki kayıtları alıyor ve ağabeyine veriyor, o da Fetullah Gülen'e gönderiyor. O da kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Bu açıdan da büyük tehlike ve tehdit oluşturmaktadır. Çok net söylüyorum; bunların okullarında yetişen kişiler, hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun, emin olun onların kullandığı usul ve yöntemle orada yetiştikten sonra sizin ülkelerinize, anayasanıza, milletinize ve devletinize sadakatten çok örgüt liderine bağlılıkla hareket edeceklerdir. Türkiye bunu 40 yıllık bir tecrübeden sonra görmüştür. Türkiye için bir ulusal güvenlik tehdidi oluşturan bu örgütün, faaliyette bulunduğu bütün ülkeler bakımından da kamu düzenini ve kamu güvenliğini bozucu bir tehdit oluşturacağına inanıyorum. Biz bunları anlattığımızda bazı dostlarımız 'Türkler bunu abartıyor, böyle bir şey olmaz, bunlar Türklerin dediği gibi değil' diye değerlendirmeler oluyor. Türkiye'de benzer değerlendirmeler geçmişte oldu. Ama geldiğimiz nokta, bu değerlendirmelerin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. Bizim bu noktadaki dostlarımıza uyarılarımızı ve bu örgüte karşı tedbir alma konusundaki taleplerimizi, dost ülkeler değerlendirmezlerse umarım 10 sene sonra bugün Türkiye'nin almak zorunda kaldığı tedbirlerden daha ağırlarını almak zorunda kalmazlar."

- "Türk halkı takdir edilmedi"

Fetullah Gülen'in Pensilvanya'da olduğunu, FETÖ'nün 18 yıllık bir sürede ABD'de sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla toplumun her alanında ve özellikle üniversitelerde büyük bir etkinlik ve güce ulaştığını ifade eden Bozdağ, "Seçimlerde dahi yatırım yapıyorlar. Geçen ABD seçimlerinde de bu yatırımı ve seçim çalışmalarında bir adayın kazanması için nasıl gayret ettiklerini hem ABD halkı gördü, hem de tüm dünya gördü. O nedenle bu örgüte karşı bütün ülkelerin, kendi kamu düzenlerini ve kamu güvenliklerini muhafaza etmek bakımından da tedbir almaları son derce önemlidir." diye konuştu.

Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusunda şu ana kadar bir adım atılmadığını ve geçici tutuklama yapılmadığını belirten Bozdağ, ABD, NATO üyesi ülkeler için Usame Bin Ladin ne anlam ifade ediyorsa, Türkiye için de terörist Gülen'in aynı anlamda olduğunu kaydetti.

Şu anda Gülen'in, Türkiye'de ve başka yerlerde terör faaliyetlerini yönetmeye de devam ettiğini ifade eden Bozdağ, toplantıya katılanlardan Türkiye'yi anlamaları için empati yapmalarını isteyerek, 15 Temmuz darbe girişiminin aynısının ülkelerinde yaşanması, Türkiye'nin de Gülen'i iade etmemesi durumunda, o ülkelerin halkının, devletinin neler düşüneceğini sordu.

Darbe teşebbüsü sonrasında Türkiye ve Türk halkının yalnız bırakıldığını belirten Bozdağ, darbe girişimine karşı çıkan halka dünyanın en prestijli ve onur ödüllerinin verilmesi gerektiğini ancak halkın bu duruşunun yeterince takdir edilmediğini söyledi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :