Muzaffer Büyük: Siyasiler bu konuya el atsın

Muzaffer Büyük: Siyasiler bu konuya el atsın

Türkiye'de maddi-manevi gelişmelerin Anadoluda'ki ana kucağı durumundaki Konya'dan 81 ile ve dünyaya açılan Anadolu aslanlarının maddi alanda şahlandığı gibi manevi alanda da şahlandığı bir yardım köprüsü olmaya çalışan Ribat Eğitim Vakfı, Ramazan'da da m

Memleket gazetesinin sorularını yanıtlayan Ribat Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Büyük, STK’nın önemine ve vakıfların devletle halk arasında bir köprü görevi gördüğüne değindi. 'FETÖ ihanetinin dernek ve vakıflara da çok büyük darbe vurduğunu' hatırlatan Muzaffer Büyük, "Diyanet ve siyasiler bu konuya el atmalı" diye konuştu.

Ribat'ın kuruluşu hakkında kısa bilgi verir misiniz?

1980'li yıllarda, 20. yüzyılın son döneminde insanın manevi boşluğunun doldurulması için yola çıkılmıştı. Bu düşünceyle Ribat'ın temeli atıldı. Temel insan üzerine inşa edilen bir mektepti. Ribat, Abdullah Büyük Hocamızın uzun fikri yoğunlaşmalarının bir tespitidir.

Önce şu soruları sorarak yola çıktık; Çağımızda Müslümanların ihtiyaçları nelerdir? Çağımızda Müslümanlar sorunlarına hangi metotlarla çözüm üretilebilirler? Ve ihtiyaçlara göre farklı zamanlarda farklı birimleri de bünyemizde kurarak Konya'ya kazandırdık. Ribat FM, Ribat Dergi, Ribat Aşevi gibi... Vakfımız yoksullara yardım etmek isteyen duyarlı vatandaşlarımızla ihtiyaç sahipleri arasında bir köprü vazifesi üstlenmektedir. Alışılmış usullerin dışında yeni bir sistemle sosyal yardımlaşma alanında faaliyet gösteren Ribat,  her geçen gün yaptığı faaliyetlere yenilerini ekleyerek yardımlaşma yolunda emin adımlarla yürümektedir. Çıkmış olduğu yolda ırk, din, mezhep farkı gözetmeksizin ve siyasi düşünce yapısına bakmaksızın yalnızca ihtiyaç sahiplerine yardım etmek gayesini gütmektedir.

buyuk-7.jpg

-Sivil toplumun önemi nedir ve ne zaman anlaşılmıştır?

1983 yılından itibaren vakıflar haftası kutlanmaya başlandı. Günlerin haftaların ayların önemi taşıdığı değerle orantılıdır. İçerik güzel olursa bu haftalar anlam kazanmış olur. Sözgelimi bugün Londra, Paris, Cenevre dediğimiz zaman bize bir şey ifade etmiyor. Şam, Kahire, Medine, Konya, İstanbul dediğimiz zaman çok şey çağrıştırıyor. Vakıf haftasında her sene bir önceki seneden farklı bir konu işleniyor. Geçtiğimiz yıllarda vakıf ve iktisat, vakıf ve sanat konuları işlenmişti. Bu yıl da vakıf ve sivil toplum konusu işlendi. Sivil toplum, 80’li yılların ortasına kadar kullanılmayan, önemli olmayan bir konuydu. Bu yıldan itibaren önem kazanmaya başladı fakat devlet karşıtı olarak bilindi. Oysaki son dönemlerde devlet bizatihi sivil toplumun içinde yer aldı. Sivil toplum ayrı, devlet ayrı olduğu sürece sivil toplum görevini icra edemeyecekti.

-Derneğiniz nasıl bir çalışma stili benimsemiştir?

Bünyemizde bulunan Ribat Aşevi vasıtasıyla gıda/ giyim yardımı almaya yapılan araştırmalar sonucunda hak kazanan aileler sistemli bir şekilde alışverişlerini yaparlar.

Yine Aşevi bünyesinde farklı bir yardım anlayışıyla hizmete sunulan gıda marketi ve mağazası, derneğimizden yardım alan kişilere, rahat ve ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yapma imkânı sağlamaktadır. Market ve mağazada bulunan ürünler bağış yolu ile temin edilip barkodlama sistemi ile takibi yapılmaktadır. Barkot sistemi ile bilgisayarda kayıtları bulunan bu ürünler ihtiyaç sahiplerine verilerek alan kişi adına faturalandırma yapılıyor. Böylelikle bağışçılar açısından şeffaflık ve güvenilirlik de sağlanıyor.

buyuk-10.jpg

-Doğal afetlerde de yardımlar da bulunuyor musunuz?

Doğal afetlerin yaşandığı ve yoksulluğun çok fazla görüldüğü bazı illere ve bu illere bağlı köylerde yaşayan mağdur kişilere de yardım ediyoruz. Misal, geçtiğimiz yıllarda Türkiye'nin birçok yerinde terör ve doğal afetlerden etkilenen yüzlerce vatandaşımıza da yardımlarımızı ulaştırdık. Cizre'de Aşevi kurarak terör mağduru kardeşlerimizin yanında olduk.

Ribat Eğitim Vakfı yaptığı çalışmalarda binlerce insan, binlerce farklı yüz, birbirinden ayrı çatılar altında yaşanan zor hayatlar koşullarıyla mücadele edenlerle karşılaşmaktadır. Onlar bizim ailelerimiz, bizim kardeşlerimiz… Onlar hayırseverlerin desteğiyle ihtiyaçlarını giderdiğimiz ihtiyaç sahipleri... Ve sadece karınlarını doyuracak erzaka ulaşmalarını, bedenlerini saracak yeni kıyafetlerle mutlu olmalarını sağlamakla kalmıyor, düzenlediğimiz sosyal etkinliklerle onların yanında oluyor ve onların toplum içerisinde manen güçlü bireyler olmalarını istiyoruz.

-Biraz da Ramazan çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

 Yurt dışı yardım faaliyetlerimizle birlikte yurt içinde de birçok yardım konularımız olacak. Ribat Eğitim Vakfı olarak Konya’da yıl boyunca Ribat Aşevi tarafından birçok aileye yemek ve gıda yardımı sağlıyorduk. Ramazan ayı boyunca bu faaliyetlerimiz rutin olarak devam edecek. Bunların yanında Ribat Aşevi binamızda Ramazan iftarı programlarımız olacak. İftar programlarımızın yanında kıyafet, zekât ve sadaka dağıtımı yapılacak. Tabi ki yardımlarımız ve desteklerimiz sadece yurtdışında değil, Konya başta olmak üzere 81 ilde yoksul ve kimsesiz ailelerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Konya'da da yoksul belirlenip Ribat Yardım marketinden belirlenen miktarda gıda ve giyecek alışverişi yapıyorlar. Bunların yanında birçok aileye de birebir yardım malzemeleri gönderiyoruz. Ramazan ayı sonuna doğru da kimsesiz çocuklar için Bayramlık giysi yardım programlarımız olacak. Yine Ribat Eğitim Vakfı olarak Ramazan ayında yoksul ve kimsesiz ailelere yapılacak yardımların fazlalaştırılmasını sağlamak için Konya’da 6 ayrı noktaya stant kurduk. Bu standlar Kayalıpark, Kule Site, Büyük Makro binası, Eski Garaj, Selçuklu Çelikkayalar Market yanında yerini aldı. Buradaki yardım toplama merkezlerimize Konyalılardan destek bekliyoruz.

-FETÖ ihaneti dernek ve vakıfları etkiledi mi?

Şuurlu kesimin yetişmesi hep dernekler ve vakıflar sayesinde gerçekleşmiştir. Bizler, Milli Türk Talebe Birliği'nde yetişmiş insanlarız. Oradaki çalışmalara katıldık. Bildiğiniz üzere kişi, bir hareket üzerine yetişiyor. Biz de bu hareketle kimliğimizi bulmuş oldu. Milyonlarca insan bu sayede kimliklerini kazandılar. Vatanına, milletine faydalı birer birey olarak yollarına devam etmektedirler. Ama son zamanlarda FETÖ'nün haince girşiminden dolayı insanların bunu olumsuz örnek alarak, bütün vakıf ve derneklere bakışı biraz değişmiş durumda. Güven sıkıntısı var. Bu güvenin tekrar oluşturulması için hepimizin biraz daha fazla gayret göstermesi lazım. Misal, Diyanet bu konuya el atabilir, siyasiler bu konuda çalışmalar yapabilir. Hepimiz için bir hüsran oldu bu olay. Yardımlar ve mazluma uzatılması gereken eller ancak dernek ve vakıflar aracılığıyla olabiliyor. Misal, biz Sudan'a ancak Ribat Eğitim Vakfı olarak gidebiliyoruz. Veya Arakan, Gazze ve diğer mazlum coğrafyalara da ancak Ribat Eğitim Vakfı olarak gidebiliyoruz. Bu demektir ki bireysel bir çalışma kadük kalır ve insanların vakıf ve dernek çatısı etrafında şekillenmesi lazım.

M. Ali Elmacı-Memleket