"Müslüman ve Arap ülkeleri susuyor"

"Müslüman ve Arap ülkeleri susuyor"

Makedonyalı insani yardım gönüllüsü ve Mavi Marmara aktivisti Recepi:- "Vatandaşlar protesto ettikçe, kutsal caminin korunması için seslerini yükselttikçe Müslüman ve Arap ülkeleri ve yöneticileri susuyor"- "Mescid-i Aksa ve Filistin'in yalnız sesi olan T

ÜSKÜP/PRİŞTİNE (AA) - Makedonyalı insani yardım gönüllüsü ve Mavi Marmara aktivisti Yasmin Recepi, uluslararası toplumun 69 yıldır "Filistin sorununda sınıfta kaldığını" söyledi.

AA muhabirine Mescid-i Aksa'da son yaşananlara ilişkin değerlendirmede bulunan Recepi, İsrail yönetimlerinin yıllarca uluslararası yasa ve savaş sözleşmelerini ihlal ettiğini dile getirdi.

Recepi, bunların arasında İsrail'in Filistin'i devlet olarak tanımaması ve Batı Şeria'yı işgal etmesi ile Gazze'ye yapılan abluka ve saldırganlık, Filistinli sığınmacıların tahrip edilmiş ve işgal edilmiş köylerine dönememesi, yasa dışı İsrailli işgalciler ve yasa dışı yerleşim yerleri sorunu, Filistin'in dini ve kültürel mirasının yok edilmesi gibi birçok maddenin sıralanabileceğini kaydetti.

Recepi, Filistinlilere yönelik ihlallerin arasında en hassas konunun Müslümanların Mescid-i Aksa'da ibadet etmesinin engellenmesi olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu engel İsrail tarafından caminin kapılarına metal dedektörlerin konulmasıyla gün yüzüne çıktı. Buna Filistinliler karşı çıktı. Bu tarz dedektörler bizim ülkelerimizdeki her kurumun girişinde bulunuyor. Buradan yola çıkarak uluslararası kamuoyunda Filistinlilerin tepkisinin haksız olduğu yönünde görüşler bulunmakta. Aslında burada İsrail yönetiminin Filistinliler üzerinde yönetim ve güç sınırlarını belirleme meselesi söz konusu."

Dedektörlerin aslında Filistinlilerin bulunduğu her şehirde ve kendi yerleşim birimlerinin çıkış noktalarında da bulunduğunu anımsatan Recepi, bu güvenlik noktalarının camiye girişleri zorlaştırmayı amaçladığına dikkati çekti.

- "Camilere el koyma politikasına katkı sağlıyor"

Amacın, ziyaretçilerin bu uygulamalarla kendilerini aşağılanmış hissetmelerini sağlamak ve Mescid-i Aksa'yı sıkça ziyaret etmelerini engellemek olduğunu belirten Recepi, şöyle devam etti:

"Böylece camiye gelen ziyaretçi sayısının azaltılması amaçlanmakta. Azalan ziyaretçi sayısı ise İsrail yönetiminin kutsal yer ve camilere el koyma politikasına katkı sağlıyor. Aşırılıkçı Yahudilerin Aksa'ya çok kez zorla girerek ibadet yapma girişimi, işgalci güçlerin İbrahim Camisi'nde yaptığının aynısını yapmasına imkan sağlamayı amaçlamakta. Başka bir deyişle Yahudilere bir gün ibadet etmeyi teklif edecekler ardından bunun her iki günde bir değişimli yapılmasını teklif edecekler, sonunda Müslümanların ibadet etmesi için sadece bir gün bırakılana kadar bu böyle devam edecek. Böylece camiye ziyaretçi sayısının azaldığını bahane ederek arkeolojik olarak bir kısmı ağlama duvarı olan büyük Siyonist rüyası Yahudi mabedinin inşa edilmesiyle sonuçlanacak."

Eski şehrin ve caminin altında 60'ın üzerinde tünelin bulunduğunu anlatan Recepi, böylece Aksa'nın duvarlarının çökmesinin sağlanacağını ve Yahudi mabedinin inşasına imkan tanınacağını savundu.

İsrail devletinin bu planının, provokasyon ve şiddetin dünyadaki Müslümanların ve yönetimlerin nabzını kontrol etmek adına yapıldığını ileri süren Recepi, son günlerde yaşananların ilk olmadığını ifade ederek, Mescid-i Aksa'da 1967'deki olayları ve dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir'in sözlerini hatırlattı.

- "Mescid-i Aksa ve Filistin'in yalnız sesi: Erdoğan"

Filistinli Hristiyanların da sorunun farkında olarak Müslümanlara kitlesel destek verdiğini, protestolara katıldığını belirten Recepi, şunları kaydetti:

"Gelişmeleri her gördüğümde bu zulmü hatırlıyorum, şahsen de bunu insani yardım gemisi Mavi Marmara'ya 2010'da yapılan saldırıda yaşadım. Vatandaşlar protesto ettikçe, kutsal caminin korunması için seslerini yükselttikçe Müslüman ve Arap ülkeleri ve yöneticileri susuyor. Mescid-i Aksa ve Filistin'in yalnız sesi olan Türkiye Cumhurbaşkanı'nın (Recep Tayyip Erdoğan) tepkisinin dışında Arap kral ve emirleri derin şekilde taht kavgalarıyla meşguller."

Recepi, uluslararası toplumun 69 yıldır "Filistin sorununda sınıfta kaldığını" söyledi.

- "Ortadoğu'nun barış sürecine katkı sağlamıyor"

İnsani Yardım Derneği NUN Başkanı ve ilahiyatçı Bekir Halimi, Mescid-i Aksa'yla ilgili gelişmeleri Müslümanların asırlardır sahip olduğu ibadet hakkına yapılan "en vahşi" ihlallerden biri olarak nitelendirdi.

Mescid-i Aksa'nın kapılarının kapatılması ve metal dedektörlerin yeni bir intifadaya neden olabileceğine işaret eden Halimi, şöyle konuştu:

"Hepsinden tehlikelisi de terör ve İslamofobi yüzünden dünyadaki milletler arası ilişkilerin gergin olduğu bu dönemde, İsrail'in Aksa'ya her saldırgan adımı Müslüman toplumda isyana neden olabilir. Arap dünyasının bu saldırgan tutuma güçsüz yaklaşımı dünya için kaygı verici bir dini savaşa neden olabilir."

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), İsrail'e Müslümanların duygularını kışkırtmaması için baskı yapması gerektiğini söyleyen Halimi, bu kışkırtmaların Ortadoğu'nun barış sürecine katkı sağlamadığını vurguladı.

- "Türkiye dışında kimse bir şey yapmadı"

İslam Felsefesi uzmanı ve ilahiyatçı Dr. Mustafa Bajrami, Kudüs'te yaşananların Arap ve İslam dünyasına "baskı" anlamına geldiğini dile getirerek, İsrail'in bu tür durumları Filistinlilerin aleyhine kullanmakta tecrübeli olduğunu söyledi.

Filistinlilerin, "gerçek bir karmaşanın içinde bulunan" İslam dünyasının siyasi, ekonomik ve sosyal dengesizliğinin bedelini ağır ödediğini belirten Bajrami, "Ümit edelim ki durum daha da fazla gerginleşmesin. İsrailliler ile Filistinliler arasında bir dinler arası savaşın çıkmasını hiçbir Müslüman devletinin isteyeceğini düşünmüyorum." dedi.

Bajrami, Türkiye dışında İslam dünyasının Aksa'daki son gelişmeler hakkında hiçbir şey yapmadığını kaydetti.

İsrail makamlarının uyguladığı şiddete Türkiye ve zaman zaman Pakistan dışında ciddi tepki gelmediğini de ifade eden Bajrami, İslam dünyasının bulunduğu durumdan uyanması gerektiğini vurguladı.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :