Seyit Küçükbezirci

Seyit Küçükbezirci

MUAZZEZ GAZİ'YE 74. HİCRAN..

“MUAZZEZ GAZİ”YE 74. HİCRAN, HASRET, MİNNET GÜNÜ

Yoğun yağmur altında, kimseden “talimat” almadan, gönüllerinin sesine uyarak; kendi imkânları ile onbinlerce insan, “O’NUN İÇİN” yollara düşerek ziyarete gitti; ANIT KABİR’e

Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” şiirindeki “Bu sevgi bir kuru ifade değil” mısrası gibiydi, yapılan iş: “Bu sevgi bir kuru ifade değil”di.

 “10 Kasım Cumartesi Günü” yapılan “İhtiram”; aslında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsında, bütün “Kurtuluş Savaşı Şehitlerine ve Gazilerine”ydi; “Cumhuriyet’e Emek Verenler”eydi. “O”nu, meydanlarda, anıtlarının başında, bir “Fatiha” ile mütevazi mekânlarında ananlara ne mutlu.

Cumartesi günü anma toplantılarında; sonra gün boyu, sonra dün, yâni Pazar bu yazıyı yazarken, “zaman tüneli”nde hep O’nu düşündüm.

“GALİP ET ÇÜNKÜ BU SON ORDUSUDUR İSLÂMIN”

 “O”, “Kurtuluş Savaşı Orduları”nın “Başkomutanı”. “O”nun komuta ettiği ordular için, “Büyük Taarruz öncesi”, Yahya Kemal:

   “Şu kopan fırtına Türk Ordusudur Ya Rabbi

   Senin uğrunda ölen ordu budur Ya Rabbi

   Ta ki yekselsin ezanlarla müeyyed namın

   Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâmın”

diye 26 Ağustos 1922 de şiiriyle dua ediyordu.

“CEPHENİNİ SIRTINI DAYADIĞI ŞEHİR”

Konya, “Kurtuluş Savaşı” verecek orduların sırtını dayadığı şehir. Akşehir; “Batı Cephesi Karargâhı”. “Kurtuluş Orduları’nın önünde Afyon, Kütahya, Eskişehir. Düşmanı “Vatanın harem-i ismeti”nde boğmak için; kadim zamanlardan beri ustası olduğu “Hilâl şeklinde” tertiplenmiş.

 “Erkan-ı harpler” bilirler; “Meydan Savaşı”na hazırlanan bir ordu, en güvendiği yere sırtını dayar. Bütün lojistik destek Konya’dan.

Ata toprağı” olarak bildiği Konya’yı Gazi Mustafa Kemal iyi tanır. Şerafettin Camii mitinginde, Alâeddin Tepesi mitinginde “Kurtuluş için” toplanan binlerce Konya kadınını iyi tanır. “Akşehir üstünden Afyon’a akan” kağnı kollarındaki “incecik çeneli, ve kocaman gözlü” kadınlara güvenir.

Konya da, “O”nu iyi tanır. Konya’ya gelişlerinde “MUAZZEZ GAZİ” diye hitap eder, Konyalı’lar…

BEN “GAZİ”Yİ KONYALI SİLÂH ARKADAŞLARINDAN DİNLEDİM

On altı yaşında, Hocam Cahit Özelli’nin himmeti ile Konya Anonim Halk Kültürü’nü derleme aşkına düştüm. Araplar’da, Sedirler’de, Uluırmak’ta, Biççimez’de, Topraklık’ta, Tahtatepen’de, Türbeönü’nde türküler, masallar, efsaneler derken Onlar’la da karşılaştım. Birçoğu Çanakkale’de Gazi Mustafa Kemal’in askeri olmuştu; birçoğu Kurtuluş Savaaşı’nda yazıcılığını, “emir erliği”ni yapmıştı. Orhan Şaik Gökyay’ın dediği gibi “HASMI RÜYADA DEĞİL, TOPUN NAMLUSU”ndan görmüşlerdi.

Ben derlemeler yaparken, ONLAR, Çanakkale’de savaşanlardan sağ kalanlar henüz hayattaydı. 1960’a göre kimi altmış, kimi altmış beş, kimi yetmiş yaşındaydı. Kurtuluş Savaşı’na “Kemal’in Askerleri”olarak katılan “Gazi”ler altmışbeş, yetmiş yaşındaydı. “Allah o günleri bir daha göstermesin” dedikten sonra “O günler”i yaşayarak anlatırlardı. “Ricat” , yani, geri çekilme emri verme diye Mustafa Kemal’e yalvarışlarını; çizmeleri içinde buz tutan ayaklarının derilerinin çizmeyle birlikte yolunarak çıkışını, süngü savaşlarını anlatırlardı. Onların yanında ne haddineydi; Kurtuluş Savaşı Savaşçıları’na toz kondurmak.

Gazi Kemal çağırsa, çizmelerini giyip koşacak gibilerdi.

 GAZİ MUSTAFA KEMAL “BİZDEN BİRİ”YDİ

Gazi Mustafa Kemal, bizi yani “Konyalılar”ı “Hemşehrisi” bildi.

Abditolu Köyü’nden Hüseyin Ağa “Babalığı”ydı. Hüseyin Ağa’nın eşi Akife Hanım “Analığı”ydı.

“Manevi Kızları”ndan biri Rukiye Konyalı’ydı. Rukiye, cepheden tanıdığı Konyalı Çavuş’unun yetim kızıydı; büyütmüş; “telli duvaklı gelin” etmişti.

Benim, yarım yüzyıl önce tanıdığım, Konyalı, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı Gazileri, Mustafa Kemal’le ilgili hatıraların anlatmayı, “Mekânı cennet olsun”diye bitirirlerdi.

GAZİ MUSTAFA KEMAL’E “ATATÜRK” SOYADINI TEKLİF EDEN DE BİR KONYALI

1934 yılında 2525 sayılı Kanun’la, “her Türk’ün bir soyadı taşıması mecburi hale getirildi”.

Gazi Mustafa Kemal’e “layık” bir soyad bulmak için, ileri gelen dilciler ve tarihçiler çalışmaya başladı. Pekçok soyad “Gazi”ye sunuldu; ama O, uzun süre teklif edilen soyadlara sıcak bakmadı.

Soyad konusunda bir toplantıda, Konyalı Naim Hazım Ülkü Onat; “Türk’e her alanda atalık etmiş; Türklüğü kurtarmış, istikalâline kavuşturmuş olan büyük Gazimiz’e “ATATÜRK” diyelim, bu soyadını verelim” dedi. Haim Hazım Ülkü Onat’ın soyadı teklifini Gazi Mustafa Kemal kabul eder. Konu ile ilgili kaynaklar; “Hatta Ona teşekkür etmiştir” diye yazar. Üç maddelik “Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadının verilmisi hakkında kanun kabul edilir.

Gazi, için “Atatürk” soyadını bulan, teklif eden Naim Hazım Ülkü Onat “1889-1953” kimdir: “Dil bilgini, Naim Hazım Ülkü Onat 1889 yılında Konya’da doğdu. Konya’da medrese öğrenimi gördü. Bir süre Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği yaptı. Meşrutiyet döneminde olduğu gibi Milli Mücadele döneminde de cesur kalemleriyle hizmet veren Babalık Gazetesi’nde yazıları yayınlandı aynı zamanda Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez heyetinde yer aldı. 1936-1938 yılları arasında Ankara DTCF’de Arapça dersleri verdi. Yeni dönemde TBMM’de Konya Milletvekili olarak görev yaptı. Türk Dil Kurumu Derleme Kolu Başkanlığı görevinde bulundu. Konya’da yayınlanan Babalık Gazetesi’nde, Sebil-ür Reşad, Türk Dili Belleten, Ulus dergi ve gazetelerinde şiir ve yazıları yayınlandı”.

Hazım Naim Ülkü Onat’a da “Ülkü Onat” soyadını Atatürk vermiştir.

Geçtiğimiz cumartesi, yani iki gün önce, “Cumhuriyet Bilinci”ne sahip milyonlarca insanımızla birlikte GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRKe 74. HİCRAN, HASRET VE SAYGI GÜNÜNÜ yaşadık.

 “Muazzez Gazi”nin, bütün Kurtuluş Savaşı gazi ve şehitlerinin; “Cumhuriyet”in bugünkü kudretine ulaşması için hizmet edenlerin Mekânı cennet olsun. Nur içinde yatsınlar. “Emanet”lerinin değerini biliyoruz.

  Küçük sözlük:

   Muazzez: Sevgili, aziz, saygı duyulan.

   Hicran: özlenen, sevilen, ayrılığın, ayrı kalmanın neden olduğu onulmaz acı.

   Hasret: Özlem, özleyiş, elden kaçırılan kıymet için üzülüp yanmak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.