Konyaspor evinde kaybetmediği gibi en az gol yiyen takım olma özelliğine de sahipti. Bu bakımdan Galatasaray maçı önemliydi. Taraftar adeta Türkiye’ye örnek oluyor, e-bilet yüzünden maça gelinmiyor söylentilerini boşa çıkarıyordu. Atmosfer müthişti, Lig Tv yorumcuları bile heyecanlarını dile getiriyorlardı. Hiç beklenmedik bir şekilde kendi sahamızda 5 gol yemiştik. Tüm hazırlıkların ardından herkesin morali altüst olmuş, düğün atmosferi cenaze evindeki yas haline dönüşmüştü.

Gençlerbirliği deplasmanından puan ya da puanlar alınırsa Beşiktaş maçına moralli girilmesi üzerine hesaplar yapılıyordu ki takım deplasmandan da 5 gol yiyerek dönüyordu. Galatasaray maçında 5 gol yiyen takım biraz şanssız, biraz da beceriksizdi ama Gençlerbirliği karşılaşması için yorum yapacak, elle tutulur hiçbir şey yoktu.

Bir anda işler değişti. Galatasaray maçı öncesi forma dağıtımından tutun, Store’den alışveriş yapmayın boykotuna kadar işi abartanlar oldu. Yeri gelmişken o konudan da bahsedeyim. Konyaspor Store forma dağıtılmasına karşı çıkmadı. Lisanssız ve kalitesiz forma dağıtılmasını istemedi. Konyaspor logosu olması demek direk kulübü bağladığı için Hummel ile de sıkıntıya girmek istememeleri gayet normaldir. Konyamızın güzide markası Torku her zaman kulübümüzün yanında olmuştur. Bu konuda da mutlaka takımın yanında yer alarak lisanslı forma dağıtmaları gerekirdi. Lisanslı formaların kalitesini ayrıca tartışırız. Kalitesini beğenmeyen taraftarlar azımsanmayacak kadar var. Nasıl Ülker markası Şükrü Saraçoğlu önünde Fenerbahçe forması dağıtamıyorsa, nasıl Telekom Galatasaray formasını stadın önünde dağıtamıyorsa, Torku da Konyaspor forması dağıtamaz. Eğer böyle bir dağıtım olacaksa kulübün mağazasından sipariş verip dağıtmalıydı. Benim bu konudaki kişisel kanaatim budur, katılan olur olmaz saygı duyarım.

Beşiktaş maçı öncesi elbette çok umutlu değiliz ama takımımızda çok kötü değil. Fenerbahçe deplasmanında kaleci hataları ile maç kaybettiğimizi unutmayalım. Ligin etkili ekiplerini yendiğimizi de unutmayalım. Kazanırken iyi futbol oynayan takımda bu takımdı, kaybeden de bu takım. Aykut Kocaman geldiği zaman elbette oyun anlamında değişiklikler yapacaktı ama mevcut kadroyu tanıması ve çalışacağı oyuncuları seçmesi gerekirdi. İstemediği ve yetersiz gördüğü oyuncuları da gönderemezdi. Devre arasına kadar mevcut kadro ile devam etmekten başka yapacağı bir şey yoktu. Devre arasında gelecek gidecek oyunculardan sonra takımın düzeleceğini düşünüyorum.

Bu takımda her maçta aynı yerlerden sıkıntı çekiyoruz. Sağ ve sol beklerimiz defansif ve ofansif anlamda hiç katkı sağlamıyorlar. Ceza sahasına isabetli ortaları yok denecek kadar az. Marica’nın sakatlığından sonra Hasan Kabze’nin de zaman zaman sakatlanması ve Rangelov’un formsuzluğu takımın gol konusunda sıkıntıya girmesine neden oldu. Orta sahada da Mehmet Güven’in yokluğunu hissediyoruz. Uğur İnceman ve Ali Çamdalı’da inanılmaz bir düşüş var. Hleb’de isteksiz oynayınca takım iki haftada dağıldı. Ali Turan’ı eleştirirken onu arar olduk. Djalma ve Torje’nin birlikte oynaması gerektiğini düşünüyorum. Aykut hoca ise daha temkinli davranıyor ama ikisi bir oynasa da beş’ten fazla yemezdik sanırım. Konyaspor korkarak ve geri pas yaparak oynarsa kazanamaz. Aykut Kocaman Fenerbahçe’de yaptırdığı pas trafiğini bu kadro ile yapamayacağını biliyordur. Pas yapacağız derken kaptırdığımız toplardan gol yiyoruz. Özellikle geri pas olayına kesin bir çözüm bulmalı.

Her şeye rağmen moral bozmayın diyorum. Beşiktaş maçı öncesinde kaybettiğimiz iki maç bize tecrübe olsun. Beşiktaş maçı ile yeniden çıkışa geçeriz inşallah. Her şeyi en iyi şekilde gören, antrenmanlarda takımı çalıştıran, onların form durumlarını bilen hocadır. Biz sadece gördüklerimizi yazıyoruz. Herşey Konyaspor’un daha iyi bir konumda olması içinse kırılmaya, alınmaya gerek yok. Aykut hocanın her yapıcı eleştiriden bir pay çıkartması ve dikkate alması gerekir.

Geride bıraktığımız iki haftayı unutarak tribünleri yine dolduralım. Galatasaray maçında olduğu gibi tribünleri yine maç atmosferine sokarak Türkiye’ye yine örnek olalım. Beşiktaş maçında tribünlerde olalım.