KOCAELİ (AA) - Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İktisat Bölümü Öğretim Üyesi ve Uluslararası Ekonomi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in, Türkiye'nin kredi notunu "Baa3"ten "Ba1"e çekmesi ve not görünümünü "durağan" olarak nitelendirmesinin politik bir karar olduğunu söyledi.

Bayraktutan, AA muhabirine, kredi derecelendirme kuruluşlarının not görünümüne ilişkin kararlarını belirleyen kriterlerin makroekonomik göstergeler olduğunu belirtti. Buna rağmen Moody's, Standard & Poor's, Fitch gibi kuruluşların zaman zaman politik merkezlerden etkilendiğine ilişkin somut ve kuşkudan öte" örnekleri de gözlemlediklerini dile getiren Bayraktutan, Moodys'in Türkiye kararının kendi iç tutarlılığı açısından dikkat çekici olduğunu vurguldı.

Yusuf Bayraktutan, "Daha 2 gün önce 'Türkiye ekonomisinin dış faktörler ya da iç politik faktörler açısından darbe girişiminin etkisini aştığını' belirten kuruluşun, birkaç gün geçmeden not indirimi gibi beklenmeyen bir zamanda beklenmedik bir kararı açıklaması fevkalade politik bir tercihtir." ifadesini kullandı.

Türkiye ekonomisine ilişkin böyle olumsuz kararı gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını vurgulayan Bayraktutan, şunları kaydetti:

"Bu kararı, Sayın Cumhurbaşkanının ABD ziyareti sırasındaki başta BM Genel Kurulu ve öteden beri gelişmiş ülkeleri rahatsız eden 'Dünya beşten büyüktür' söylemini tekrarlaması ve çeşitli düşünce kuruluşlarında yaptığı konuşmalarla Türkiye benzeri ülkeleri de harekete geçirerek gelişmiş ülkelerin yerleşik çıkarlarına ters düşen söylemleri ifade etmesine adeta karşı tepki gibi yorumlamak mümkün.

Gerçekten de 2 günde ne değişti? Bir defa darbe girişimiyle başlayan süreci Türkiye ekonomisi gerçekten çok iyi yönetti. Gerek döviz kurlarında gerek gösterge tahvillerde ve diğer faiz oranlarıyla izlenen Merkez Bankasının koridor operasyonlarıyla ve bankaların onu izleyen adımlarıyla bakıldığında, darbe etkisi iç politik risk faktörü olabildiğince düşük düzeylerde seyrediyor. Suriye'deki Fırat Kalkanı Harekatı da sıcaklığını yitirmiş ve başarıyla yürüyen bir süreç. Yani o ekonomi dışı unsurlara dış politik konjonktür açısından da bakıldığında böyle olumsuz kararı gerektiren bir durum yok. İç makroekonomik göstergelerde de herhangi bir bozulma ve şiddetli bir oynaklık da gözlemlemiyoruz. Enflasyon görece iyi seyrediyor, faiz, döviz kuru ve diğer makro göstergelerde bozulma yok. Dolayısıyla, aslında zaman zaman yapılan eleştirileri haklı çıkaran, bu yüzden sürpriz olmayan ama kendi iç tutarlılıkları bakımından ciddi bir sürprize imza atan karar olarak görüyorum. Böyle bir kararın asla yeri de yoktu gereği de."

- "Yabancı çıkışları olacağını sanmıyorum"

Prof. Dr. Bayraktutan, kararın abartılı ekonomik etkilerinin olmasını beklemediğini ifade ederek, "Moody's'in bu kararının hiçbir şekilde bizi kaygılandıracak ya da pazartesi günü piyasalar açıldığında temel göstergeleri zıplatacak, yüksek oynaklık üretecek bir durum olmadığını düşünüyorum. Yabancı sermaye girişlerinin, durumu Türkiye ekonomisinde bir bozulma veya güven kaybı gibi okuyarak tahvil ve hisse senedi piyasasından yabancı çıkışları olacağını sanmıyorum. Kaldı ki açıklama sırasında açık olan uluslararası piyasalara bakıldığında da Türk varlıklarına yönelik çok abartılı bir tepkisel etki ürettiğini de görmüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'de çok büyük fonları yöneten yöneticilerle de bir araya geldiğini hatırlatan Bayraktutan, "Bence o toplantıdaki söylemleri Moody's'in bu kararından çok daha belirleyicidir çünkü insanlar yüz yüze temastan daha çok etkilenir ve stratejik kararlarını böyle politik olduğu bilinen kuruluşların konjonktürel izahlarıyla yapılandırmaz." dedi.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları açıklamalarla aynı zamanda kendi saygınlıklarını etkilediklerine de dikkati çeken Bayraktutan, "Bu itibarla ortada haklı bir neden yokken yapılan olumsuz açıklama aslında puan verilen ülkeden çok o puanı veren kuruluşları sorgulanır hale getiriyor. Bu sadece Moody's'in kendi siciline işlenmiş bir negatif unsur olarak yaşanmış olacaktır." şeklinde konuştu.

AA