Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, Çekmeköy'de hemşehrileriyle buluştu

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, Çekmeköy'de hemşehrileriyle buluştu

İsmet Yılmaz: - "Şu anda milli gelir bakımından Amerika dünya lideri. Amerika'nın ilk başkanı George Washington kaçta gelmiş? 1789. İlk başkandan bu yana 228 yıl geçmiş. Şimdiki başkan kim? Trump. Kaçıncı başkan? 45. başkan. Peki istikrar nasıl olur? İşte

İSTANBUL (AA) - Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Şu anda milli gelir bakımından Amerika dünya lideri. Amerika'nın ilk başkanı George Washington kaçta gelmiş? 1789. İlk başkandan bu yana 228 yıl geçmiş. Şimdiki başkan kim? Trump. Kaçıncı başkan? 45. başkan. Peki istikrar nasıl olur? İşte Amerika'ya bakın. 228 yılda 45 başkan göreve gelmiş, 94 yıl olmuş 65. hükümet göreve gelmiş. Nerede istikrar? Amerika'da istikrar. Türkiye'de de Amerika'daki gibi istikrar olsun istiyorsanız sandıkta hükümeti sizin kurmanız lazım." dedi.

Yılmaz, Çekmeköy Nikah Sarayındaki Yeditepe Restoranda, Sivas ve İlçeleri Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma Derneği üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, Türkiye'nin en önemli ve öncelikli konusunun eğitim, Milli Eğitim Bakanlığının da Türkiye'nin geleceğini inşa eden bakanlık olduğunu söyledi.

Geçmişte verilmediği kadar eğitime önem verdiklerini ifade eden Yılmaz, "2002'de eğitime bütçeden yüzde 10 pay ayrılırdı, bunun karşılığı 11 milyar lira idi. Şimdi 120 milyar lira ayırıyoruz ama genel bütçenin yaklaşık yüzde 20'si. Eksiklerimiz, hatalarımız, daha çok yapmamız gerekenler olabilir. Ancak iddiamız şu; geçmişte verilmediği kadar eğitime önem veriyoruz." dedi.

Yılmaz, derslik başına düşen öğrenci sayısını makul orana getirmek için çalıştıklarına vurgu yaparak, kalabalık sınıflarda öğretmenlerin öğrencilere yeteri kadar zaman ayıramadığını, bu durumun eğitimin kalitesini etkilediğini kaydetti.

İstenilen orana ulaşabilmek için yeni okul ve derslikler yapmaya devam ettiklerini anlatan Yılmaz, "İddiamız o ki; 80 yılda yapılan derslik sayısı kadar derslik yaptık. Türkiye'de 270 binin üzerinde derslik yaptık ve ilkokullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı 36'dan 25'e düştü. Ortaöğretimde de 31 iken 23'e indi. İstanbul'da 2002 yılında 2 milyon öğrencimiz varmış, şimdi 3 milyondan fazla öğrencimiz var. İstanbul'da derslik sayısı 42 binmiş, şimdi 111 bin. Tüm Türkiye'de 80 yıla denk yaptık ama İstanbul'da 80 yılın 3 katını yaptık. İstanbul'da 2002'de 67 bin öğretmen vardı, şimdi 150 binin üzerinde öğretmen var. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı Türkiye'de 28 iken, ilköğretimde şu an 16'ya düştü. Ortaöğretimde 18 iken şu an 13'e düştü." dedi.

Yılmaz, öğretmenlerin eğitimin kilit taşı olduğuna, derslik ve öğrenci olsa bile öğretmen olmadan eğitim olmayacağına işaret ederek, öğretmenlerin fonksiyonlarını bilerek çalıştıklarını, öğretmenlerin özlük haklarında düzenlemeler yaptıklarını aktardı.

İkili eğitim sisteminin kaldırılacağını dile getiren Yılmaz, "İkili eğitimi kaldıracağız. Kaldıracağız ki evlatlarımız sabahın köründe gitmesin, akşamın karanlığında gelmesin, yoğunlaştırılmış bir eğitim almasın, daha nitelikli, daha kaliteli bir eğitim alsın diye. Allah'ın izniyle 77 bin dersliğe ihtiyacımız var. Bu yıl Başbakanımız bir kampanya başlattı. Devletin dışında 3 bin dersliğin üstünde hibe olarak yapacaklar var, eğitime katkı vermek isteyenler var. İnşallah önümüzdeki dönemde 2019 sonuna kadar ikili eğitimi kaldıracağız." ifadelerini kullandı.

- 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması

Yılmaz, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına da değinerek, şöyle konuştu:

"Yeni anayasa kesinlikle daha demokratiktir, milli iradeye uygundur. Anayasa değişikliği kabul edilirse bundan sonra bu ülkede hükümeti kurabilmek için mutlaka yüzde 50'nin üzerinde oy almak lazım. Soru şu; yüzde 34 ile mi bu ülkeyi yönetmek demokrasiye ve milli iradeye daha uygun yoksa yüzde 50'nin üzerinde oy alarak mı? Yüzde 50'nin üzerinde oy alarak bu ülkeyi yönetmek demokrasiye de milli iradeye de daha uygundur. Bu sistem daha uzlaşmacıdır. Neden? Şu anda herhangi bir partinin oyu yüzde 50'nin üstünde mi? Hayır. Bu anayasa değişikliğini bile Milliyetçi Hareket Partisi ile uzlaşarak önünüze getirdik. Hiçbir partinin oyu yüzde 50'nin üzerinde değil. Bu ne demek? Bu 'uzlaşmaya açık ol' demek, 'kutuplaşmadan uzak dur' demek, 'dilin sivri olmasın, 80 milyonu kucakla' demek. Eğer bunu yapmazsan hükümet olamazsın. Artık yüzde 50'nin üzerinde oy alabilmen için uzlaşmacı olman lazım. Barış dilini kullanman lazım, kardeşlik dilini kullanman lazım. Bunu yaparsan bu Türkiye'nin önünü açar, geçmişteki sıkıntıları ortadan kaldırır."

Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'te kurulduğunu, kendisinin 65. hükümetin bakanı olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Yıla bölerseniz her hükümete 1,5 yıl süre düşer. Allah için, 1,5 yılda Marmaray'ın, Avrasya Tüneli'nin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün, Osmangazi'nin projesini yapamazsınız, projesini yapsanız temelini atamazsınız, temelini atsanız bitiremezsiniz. Her temeli atılanın bir sonraki hükümet tarafından devam edileceğini düşünürseniz yanılırsınız. Mesut Yılmaz döneminde Sivas'a şeker fabrikasının temeli atıldı ama Sivas'ta şeker fabrikası yok. Niye? Bir iktidarın önceliği ile diğer iktidarın önceliği bir değil. Bir iktidarın sözü farklı, bir başka iktidarın sözü farklı. Mesut Yılmaz seçimi kaybetti, başbakanlığı kaybetti, zaten doğru yapmış olsaydı seçimi kazanacaktı. Yanlış yaptı ki kaybetti. Yanlış yapanın politikasını yeni gelen niye takip etsin? Bu Türkiye'ye kaynak kaybettirir, zaman kaybettirir." şeklinde konuştu.

- "Bu hükümetin adı millet hükümeti"

Yılmaz, Türkiye'nin kalkınması ve refahı için istikrarlı yönetimlere ihtiyaç duyduğunu belirterek, "Eğer biz 16 Nisan'da 'evet' dersek Türkiye'ye istikrar gelecek doğru mu? Niçin? Hükümeti sandıkta siz kuruyorsunuz. Onun için ben diyorum ki bu hükümetin adı millet hükümeti. Herkes AK Parti dönemini hatırlıyor da öncesinde neler olduğunu da bilmek lazım. Otel odalarında hükümet kurulduğunu da biliriz, farklı unsurlarla hükümet kurmaya teşvik edildiğini de biliriz. Dolayısıyla millet iradesi çarpıtılıyor. Millet iradesi çarpıtılmadan millet hükümeti sandıkta millet tarafından kurulsun istiyorsanız yapılması gereken şey 16 Nisan'da bu halk oylamasına 'evet' demektir." diye konuştu.

Türkiye'de kalıcı istikrarın önemine değinirken Amerika örneğini veren Yılmaz, "Şu anda milli gelir bakımından Amerika dünya lideri. Amerika'nın ilk başkanı George Washington kaçta gelmiş? 1789. İlk başkandan bu yana 228 yıl geçmiş. Şimdiki başkan kim? Trump. Kaçıncı başkan? 45. başkan. Peki istikrar nasıl olur? İşte Amerika'ya bakın. 228 yılda 45 başkan göreve gelmiş, 94 yıl olmuş 65. hükümet göreve gelmiş. Nerede istikrar? Amerika'da istikrar. Türkiye'de de Amerika'daki gibi istikrar olsun istiyorsanız sandıkta hükümeti sizin kurmanız lazım." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'de iki başlı sistemi hükümetleri zayıf kılmak için bilerek kurdular"

"Türkiye'deki parlamenter sistem diyorlar o 'hayır' diyenler ama Türkiye'de parlamenter sistem yoktur, onu çok net görüyorum. Hiçbir parlamenter sistem yoktur ki cumhurbaşkanına bu kadar yetki versin ve onu da sorumlu kılmasın. Bu anayasayı kurgulayanlar, cumhurbaşkanlığı makamını vesayet makamı olarak kurguladılar. Ve siyasetçiden de milletin arasından birisinin gelmeyeceğini düşündüler. Ondan dolayı bütün yetkileri ona verdiler. Hükümeti çift başlı hale getirdiler." diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Binali bey ile Tayyip bey döneminde kavga olmadığı için 'hükümetlerde kavga yok' diye düşünmeyin. İnönü ile Atatürk arasında da var, Menderes'in istifasını aynı partide olmalarına rağmen Celal Bayar kabul etmedi. Bizim dönemimize gelelim. Rahmetli Özal ile Yıldırım Akbulut arasında da oldu. Ondan sonra Mesut Yılmaz geldi. Yılmaz seçime gitti, Demirel geldi. Demirel ile Özal arasındaki kavgayı herkes bilir. Ahmet Necdet Sezer'in Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığı attığını, bu durumun ardından Türkiye ekonomisinin düştüğü durumu bilirsiniz. Dolayısıyla Türkiye'de iki başlı sistemi bilerek kurdular. Niye kurdular? Hükümetleri zayıf kılmak için kurdular. Niye hükümet zayıf olsun? Çünkü hükümeti millet belirliyor. Onlar milletin belirlediğinin güçlü olmasını istemediler. Şimdi bütün bu sistemimizde yetkisi olan kimse sorumludur. Bunun neresine 'hayır' diyorsun? Yanlış bunun neresinde? Cumhurbaşkanının yetkisi var ama hiçbir sorumluluğu yok. Tek bir ifade yazar; 'Cumhurbaşkanı vatana ihanetten sorumlu tutulabilir' diye. 413 milletvekili oy birliğine varırsa cumhurbaşkanını yüce divana gönderirler. Kanunda bir şeyin suç olduğu yazmazsa kimseye ceza veremezsin. 'Vatana ihanet' diye bir suç var mı? Cezası bir gün mü bir yıl mı? Yok ki kaldırılmış. Olmayan suçtan dolayı cumhurbaşkanını Anayasa Mahkemesine gönderdin diyelim, yüce divan ne ceza verecek? İşte şimdi diyoruz ki yetkin var, sorumluluğun da olsun."

Yılmaz, kendisinin parlamentoda yetkisi olduğunu ama aynı zamanda milli eğitim bakanı olarak 65. hükümetin eğitim politikasını yürüttüğünü anımsatarak, "Yani hem parlamentodayım hem de yürütmedeyim. Hani nerede kuvvetler ayrılığı? Şu anda parlamento hükümetin kontrolü altındadır. Şu anki parlamentoda kanunlar iki yolla çıkar. Ya kanun teklifi ya kanun tasarısı. Kanun teklifini milletvekilleri verir, kanun tasarısını Bakanlar Kurulu gönderir. İstatistik tutmuşlar, şu ana kadar yasalaşan kanunların yüzde 99'u kanun tasarısı. Yani Bakanlar Kurulundan gelenler yasalaşıyor. O tek sayı, hükümet desteklemezse o da çıkmaz. Hep hükümetin dediği oluyor. Kuvvetler ayrılığı yoktur dediğimizde doğruyu söylemiş oluyoruz."

Bakan Yılmaz ayrıca milletin hükümetinde meclisin gerçek gücüne kavuşacağına inandığını sözlerine ekledi.

Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz, AK Parti İlçe Başkanı Salih Kırıcı, MHP İlçe Başkanı Cenap Yağmur ile Sivas ve İlçeleri Eğitim Kültür Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Hüseyin Yücel de programda birer konuşma yaptı.

Etkinlik sonunda Poyraz, Bakan Yılmaz'a işleme vazo, Yücel ise çiçek verdi.

Yılmaz, daha sonra Nikah Sarayındaki konferans salonunda, Eğitim-Bir-Sen Çekmeköy Şube Başkanlığınca düzenlenen programda öğretmenlerle buluştu.

Öğretmenlere hitap eden Yılmaz, Türkiye'nin geçmişe oranla her alanda daha iyi olduğunu ancak daha yapılması gerekenlerin bulunduğunu ifade etti.

Yılmaz, iyi ve etkili bir yönetimle 2023 yılına varıldığında Türkiye'nin eğitimde temel sorunlarını çözmüş olacağını, "Daha kaliteli eğitimi nasıl verebiliriz?", "Öğretmenlerin ve öğrencilerin motivasyonunu daha nasıl artırabiliriz?" noktasına yoğunlaşılabileceğini kaydetti.

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkan Vekili Nazmi Yıldırım, etkinliğin sonunda Bakan Yılmaz'a çiçek takdim etti.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :