MHP'nin Mersin Mitingi

MHP'nin Mersin Mitingi

Genel Başkan Bahçeli: (1)- "Mersin'de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerim, gelin bizimle aynı safa girin. AKP, PKK ve HDP'nin oyunlarına aldırmayın. Geleceğinizi Türkiye'den başka yerde aramayın"- "Sisi adaleti, Mursi’yi idama mahkum etti, hala bağırmakla, e

 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin'de yaşayan Kürt kökenli vatandaşlardan, kendileriyle aynı safta yer almalarını isteyerek, "AKP, PKK ve HDP'nin oyunlarına aldırmayın. Geleceğinizi Türkiye'den başka yerde aramayın" dedi.

Bahçeli, partisinin Mersin'de Tevfik Sırrı Gür Stadı yanında düzenlediği mitingde, kentte yaşayan kökeni, mezhebi ve inancı ne olursa olsun her vatandaşı bağrına bastığını ifade etti.

Genel seçimlerin ülkeye birlik, millete dirlik getirmesini dileyen Bahçeli, seçimlerin barış, huzur, olgunluk ve demokratik yarış içinde geçmesini ümit ettiğini söyledi.

Bahçeli, ülke tablosunun umut verici durumda bulunmadığını öne sürerek, iyi şeylerden bahsetmek istediğini ancak mümkün olmadığını belirtti.

Türkiye'nin 13 yıla yakın süredir karanlık bir dehlizde, iç çekişmelere ve dış tahriklere maruz kaldığını iddia eden Bahçeli, ülkenin önünün sisli, arkasının güvensiz, sağının sorun, solunun soru işaretiyle dolu olduğunu bildirdi.

Bahçeli; kalkınma ve zenginleşmenin olmadığını, büyümeyi, ekonomik iyileşmeyi hissedenin bulunmadığını ileri sürdü.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dün Balıkesir'deki mitingde konuşma yaptığını anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Davutoğlu dün Balıkesir'den yine yalan rüzgarı estirmiş, yine hayal aleminde gezmiştir, 12 yılda milli gelirin 230 milyar dolardan 830 milyar dolara çıktığına değinmiştir. Milletimiz, bu bayatlamış söz ve ham açıklamayı yıllardır dinlemiştir. 12 yılda milli gelir 600 milyar dolar arttığına göre Mersinlinin bundan payını almış olması lazımdır. Peki arttığı iddia edilen milli gelirden hakkınızı aldınız mı? Talih kuşu başınıza kondu mu? Geliriniz arttı mı? 'Hayır' ise bu milli gelir kimlerin cebinde, kimlerin kesesindedir, zenginleşen kimlerdir? İşini yürüten, parayı götüren, saltanatını sürdüren hangi haramzadelerdir?"

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun "Kalkınmışız, doymuşuz, büyümüşüz, uçmuşuz, devleşmişiz" gibi kelimeler kullandığını iddia ederek, Mersinlilerin bunlara inanmadığını, geliri artanların vatandaşlar olmadığını söyledi.

"Parasına para katan hangi menfaat odaklarıdır?" diye soran Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Hakkınız olan fakat sizlerde olmayan bir milli servet nerelerdedir? Ben söyleyeyim. İş birlikçi yandaşların kursaklarındadır. Ayakkabı kutularındadır, havuzlarda, yatak odalarındadır, vakıf kasalarındadır, villalardadır, yabancı banka hesaplarındadır. Mersinli esnafın, emeklinin, çiftçinin, memurun helali, emeği, göz nuru ahlaksızca gizlenmiştir. Soyguncular sizin üzerinizden geçinmiştir. Hırsızlar, cüzdanınızı yürütmüş, alın terinizi gasbetmiştir. Rüşvetçiler, milli iradenin bağrını delmiş, haram tüneller inşa etmişlerdir. AKP, eşi benzeri görülmemiş bir yolsuzluk ve hırsızlık düzeni kurmuştur. Organize vurgun çeteleri, Türkiye'yi dört koldan sarmıştır. Yağma ve talan korkunç boyutlara ulaşmıştır. İhale ve imar mafyaları, milletin anasına küfretmeye yeltenen havuzcu iş adamları köşeyi dönmüştür. Kaybeden Mersin, kazanan onlardır. Yoksullaşan Mersinli, küpünü dolduran 17-25 Aralık çetesidir. AKP, baştan ayağa yolsuzluğa gömülmüştür. Ağızlarından Kudüs, Kabe, başörtüsü, Kuran ve iman sözcükleri düşmeyen haram kadroları yemiş, içmiş, yükünü tutmuştur. İslam ahlakından nasibini almayan, ar ve haya duygusu tanımayan ne kadar süfli varsa günahkarlıkta zirveye çıkmıştır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayanı ile Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ı eleştiren Bahçeli, "17-25 Aralık, AKP'nin aile boyu rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık bataklığına salındığını gösteren bir milattır. Türkiye, bu dönemde ibret verici rezaletlere şahit olmuştur" diye konuştu.

Bahçeli, o dönemde yaşananların unutulmayacağının altını çizerek, adaleti karartma girişiminin ters tepeceğini, hukuka saldırının bumerang gibi döneceğini bildirdi.

"Hakim, savcı ve polislerin zindana mahkum edilmesinin hırsızlık gerçeğini örtemeyeceğini" ifade eden Bahçeli, "Ankara'da hırsız vardır, hırsız iktidardadır" dedi.

Bahçeli, AK Parti'li 4 eski bakanın eninde sonunda Yüce Divan'da yargının önüne çıkartılacağını belirtti.

Bahçeli, yürüyüşlerinin hainlere karşı milli şuur ve milliyetçi ruhun yükselişi, hırsızların, rüşvetçilerin kökünü kurutacak cesaretin dik duruşu olduğunu söyledi.

- "Kürt kökenli kardeşlerim, gelin bizimle aynı safa girin"

Mersinlilerden, kendileriyle yürümesini isteyen Bahçeli, şöyle konuştu:

"Mersin'de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerim, gelin bizimle aynı safa girin. AKP, PKK ve HDP'nin oyunlarına aldırmayın. Geleceğinizi Türkiye'den başka yerde aramayın. Teröristler sizleri temsil edemez. Kanınızı döken caniler size kılavuzluk yapamaz. AKP'ye oy veren vatandaşlarım, ülkemiz kötüye gidiyor. Ülkemiz, milletimiz, vatanımız ve istikbaliniz için bu defa birlikte yürüyelim. MHP varken çareyi başka yerde gözlemeyin. CHP'ye oy veren vatandaşlarım, çağrım sizleredir. Buyurun, bu defa bizimle yürüyün. Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşlerim, boşuna zaman kaybetmeyin. MHP bilki sizinledir, sizin yanınızdadır."

Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nun Balıkesir'deki konuşmasında partisini "Kuvayı Milli" olarak tanımladığını anımsatarak, "Sanıyorum kendisi yanlış bilgilendirilmiş veya bile bile Balıkesirlileri yanıltmıştır çünkü AKP, Kuvayı Milliye değil, Kuvayı İnzibatiye'dir" dedi.

AK Parti'ye eleştirilerini sürdüren Bahçeli, 13 yıldır Türkiye'de bozulmamış denge kalmadığını savundu.

- Mursi hakkındaki idam cezası

Konuşmasına, dış politikaya yönelik eleştirileriyle devam eden Bahçeli, şunları söyledi:

"Başbakan, vatan topraklarından kaçmanın ismine başarı dedi. Korkaklıkla kahramanlık yer değiştirdi. Zaferle hezimet birbirine karıştırıldı. Ürkeklik, erkekliğin önüne geçirildi. Melanet, mertliğe üstünlük kurdu. Aziz ceddimiz Süleyman Şah'ın türbesinin kamyona yüklenmesini Erdoğan kutladı, geri çekilme yok yalanından medet umdu. Hatırlarsanız, Diyarbakır’da bayrak indirildi, provokasyona sığındılar. Şehitler arka arkaya geldi, 'Mücadelenin doğasında var' dediler. Gezi olayları başgösterdi, dış güçleri suçladılar. 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu yapıldı, darbeye bağladılar. Mısır’da darbe oldu, Rabia işaretinden aylarca nemalandılar. Sisi adaleti Mursi’yi idama mahkum etti, hala bağırmakla, eften püften çağırmakla oyalandılar. Erdoğan, dünyaya seslendi, 'sandığa idam cezası verildi' sözleriyle sızlandı ama hiçbir yaptırım ve engellemesi görülmedi. Suriye, uçaklarımızı düşürdü, pilotlarımız şehit düştü, desteksiz attılar. Reyhanlı’da 53 vatandaşımız katledildi, mezhepçilik yaptılar, Esed’e fatura kestiler. Mavi Marmara gemisine baskın düzenlendi, hesap sorulacak masalı anlattılar. Libya, Türk gemisine havadan ve karadan saldırdı, kınamakla geçiştirdiler, 'Türk bayrağı olsaydı farklı olurdu' dediler. Sürekli çark ettiler. Sürekli mirastan yediler. Sürekli alttan aldılar."

- Sınırı ihlal eden Suriye helikopterinin düşürülmesi

Bahçeli, dün Suriye’ye ait bir hava aracının Türk hava sahasını ihlal etmesi üzerine düşürüldüğünün açıklandığını hatırlatarak, Davutoğlu'nun, bunun helikopter, Genelkurmay'ın hava aracı, Suriye'nin ise insansız hava aracı olduğunu söylediğini belirtti.

Başbakan Davutoğlu'nun, "Bir daha sınırlarımızı ihlal etme cüretini kimsenin gösteremeyeceğini" ekranlardan açıkladığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bunca yıldır sınırlarımız yol geçen hanına dönüyorken Davutoğlu nerelerde geziyordu? Bunca yıldır terörist geçiş güzergahına dönen sınırlarımız kana ve bombaya havale edilmişken Davutoğlu ne yapıyordu? Silahı eline alan, bombayı vücuduna saran yüzlerce katil sınırlarımızdan girip çıkarken bu müflis zihniyet hangi tezgahın içindeydi? Barzani ve PKK militanları sınırlarımızdan Kobani’ye geçerken ihlal ve ihanet olmamış mıydı? Davutoğlu hükümetinin gizli gündeminde Suriye’ye yönelik Suudi Arabistan ve Katar takviyeli bir operasyon varsa bunun altından ne Erdoğan ne de Serok Ahmet asla kalkamayacaktır. 7 Haziran seçimlerini gölgeleme kumpası tutmayacaktır. Savaş çıkarmak için bahane arayışı varsa bu hesap, Davutoğlu ve Erdoğan’ın başında patlayacaktır. Hükümet, aklını başına almalıdır. Sınırlarımızı savunmak, milli şereftir. Türkiye’nin milli bekasını muhafaza etmek, milli onurdur fakat Davutoğlu ve Erdoğan’ın hedefi, Türkiye’nin çıkarlarını müdafaa değil, başkanlık sistemine geçmek için milli duygularla oynamak, milli iradeyi oldu bittiye getirmektir. Bunların yürüdüğü yol, istikrarsız ve istismardır. Bunların yürüdüğü yol kin, ihanet ve husumettir. Bunların yürüdüğü yol kumpas, tuzak ve yenilgidir. Bunların yolu yol değildir. Bunlar yolsuzdur, yoldan çıkmış ve yolunu kaybetmiştir."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı