MHP Grup Toplantısı

MHP Grup Toplantısı

Genel Başkan Bahçeli:- "Putin ateşe adeta benzinle gitmektedir"- "Putin yönetiminin Türkiye ile ilişkileri soğumaya alması, özür beklentisi, tazminat dayatması, sözde suçluların cezalandırılması talebi ve ekonomik yaptırımlara başvurması skandaldır"- "AB'

TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "ateşe adeta benzinle gittiğini" belirterek, "Putin yönetiminin Türkiye ile ilişkileri soğumaya alması, özür beklentisi, tazminat dayatması, sözde suçluların cezalandırılması talebi ve ekonomik yaptırımlara başvurması skandaldır" dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yeni Hükümetin Türkiye'ye hayırlı olmasını temenni ederek, Hükümetin icraatlarını titizlikle izleyeceklerini, vaatlerini gerçekleştirme konusunda hangi adımları atacaklarını etkili şekilde takip edeceklerini söyledi. 

"Erdoğan madem bu kadar seri bir şekilde hükümet kurulmasının önünü açabiliyor idiyse, aynı tutumu, aynı özeni 7 Haziran'ı takip eden günler içinde niçin sergilememiştir" diye soran Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziran'ı hazmedemediğini, sahip olduğu anayasal yetkileri tam ve zamanında kullanmayarak koalisyon kurulmasını zora soktuğunu, hatta imkansızlaştırdığını öne sürdü.

AK Parti'nin iktidarda 14'üncü yılına girmesine rağmen hala başarısızlığına kılıf dikmenin telaşında olduğunu iddia eden Bahçeli, şunları söyledi:

"Demokratikleşme diyen iktidarın yönettiği ülkeye bakınız ki Adana'da kime gittiği belli olmayan MİT TIR'larını manşete taşıdıkları gerekçesiyle gazeteciler demir parmaklıkları boylamışlardır. Bazı asker şahsiyetler casusluk iddiasıyla tutuklanmıştır. 'Bu TIR'ların içinde silah olsa ne olur olmasa ne olur' sözleriyle herkese meydan okuyan, 'Yanına bırakmam' tehditleriyle gazetecileri hedef gösteren bir zihniyetin hakim olduğu ülkede demokratikleşme iddiaları, Cibali Karakolu'ndaki Başkomiser Cafer'in gayrimeşru ilişkilerinde kendisini Necip Zoka olarak tanıtma kurnazlığına tıpa tıp benzemektedir. Bu kadar ucuz, bu kadar da basittir. Davutoğlu'nun demokrasi anlayışı, demokratikleşme rezervi Erdoğan'ın icazet ve iznine matuftur." 

 İnsan onuruna sahip çıkılacaksa Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu 20 Şubat’ta öldürenlere açık tavır gösterilmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Saldırıya onlarca PKK'lının katılmasına rağmen geçen perşembe günü başlayan mahkemede bir tek caninin tutuklu olması insanlık onurunun, adalet duygusunun neresiyle bağdaşmaktadır? Sayın Erdoğan, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni'nin yanına bırakmıyorsun da Fırat'ımızın katillerinin yanına bırakmayı, onların ellerini kollarını sallayarak gezmelerini nasıl onaylayabiliyorsun? Sayın Davutoğlu, 7 Ekim 2014'te öldürülen Yasin Börü'ye sahip çıkıyorsun da Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nu niçin aklının ucuna bile getiremiyorsun? Nedir sizi engelleyen, nedir sizleri kin ve gareze havale eden? 

Görevini savsaklayan, odasından dışarı çıkmayan, yönetimi altındaki üniversiteyi PKK’ya adeta tapulayan söz konusu üniversitenin rektörü iddianameye niçin dahil edilmemiştir? Bu mudur sizin insanlık onurundan anladığınız? Türk milletine küfür edenlerin, ihanet taarruzu yapanların ölüsünü, dirisini öven, omurgasızlıkta rekorlara imza atan, hepsi birden şucu bucu olan aydın, yazar, akademisyen, artist, oyuncu olan zevat soruyorum sizlere; bir ülkücü cinayete kurban gittiğinde ne hissediyorsunuz, 'oh be' diyecek kadar da çukurlaşabiliyor musunuz?"

- "Hani 1 Kasım'da ülkeye huzur gelecekti"

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin uğradığı silahlı saldırıda öldürüldüğünü, iki polisin de şehit edildiğini, dün de Mardin'de dün bir askerin şehit olduğunu anımsatan Bahçeli, "Gerek Tahir Elçi'ye gerekse de asker ve polislerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Şiddet kimden gelirse gelsin lanetliyorum. Tahir Elçi'nin ölümüyle sonuçlanan menfur hadisenin failinin PKK olduğu güçlü bir ihtimal olarak karşımızdadır" dedi.

Savcıların olay yerinde güç bela ve aşırı güvenlik önlemleriyle inceleme yapıp, delil topladıklarını belirten Bahçeli, "Devletin düştüğü içler acısı hal hepimizi kahretmektedir. Tahir Elçi ismini duyunca timsah gözyaşları dökenler, şehit polisleri ağızlarına alacak şerefli duruşu gösteremeyecek kadar çürümüşlerdir. Beyaz Toroslara davetiye çıkaran, teröristlerin hendeklere, barikatlara, sokak aralarına insanlık namusunu gömmelerini uzaktan izleyen Davutoğlu olan biteni nasıl karşılamaktadır? Hani 1 Kasım'da ülkeye huzur gelecek, kaos bitecek, istikrarsızlık bıçak gibi kesilecekti" diye sordu.

- "Rusya’dan Korkunç İvan çıkmıştır"

Rusya ile ilişkilere değinen Bahçeli, son olayda Türk hava sahasını ihlal eden tarafın Rusya olduğuna işaret etti. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ateşe adeta benzinle gittiğini dile getiren Bahçeli, "Uluslararası hukuk açısından baktığımızda Türkiye'nin kara, deniz ve hava sınırlarını koruma hakkı vardır ve bu hak asla devredilemeyecektir. Rusya Federasyonu kesinlikle haksız, kesinlikle art niyetlidir. Putin yönetiminin Türkiye ile ilişkileri soğumaya alması, özür beklentisi, tazminat dayatması, sözde suçluların cezalandırılması talebi ve ekonomik yaptırımlara başvurması skandaldır" diye konuştu.

"Rusya'dan Korkunç İvan çıkmıştır ama bizden korkak bir irade çıkmasına en başta büyük Türk milleti müsaade etmeyecektir" diyen Bahçeli, Bayırbucak Türkmenlerini hedef alan etnik tasfiye girişimine milletin hiçbir ferdinin tepkisiz ve suskun kalamayacağını söyledi.

Bahçeli, Türkmen Dağı'nın Türk'ün öz yurdu olduğunu ve Türk kalacağını ifade etti.

Türkiye ile Rusya arasındaki sürtüşmelerin daha fazla telafisi mümkün olmayan olaylara neden olmadan tamirini, iki ülkenin komşuluk hukuku paralelinde sorunlarını diplomatik yollardan çözmesini beklediklerini belirten Bahçeli, "Tırmanan ekonomik ve siyasi cepheleşmelerden, engellenemez askeri ve diplomatik anlaşmazlıklardan iki ülke de zararlı çıkacaktır" dedi.

- AB zirvesi

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Brüksel ziyaretini ve Ekim 2016'dan sonra Avrupa'ya vizesiz seyahati açıklamasını "garip ve şaibeli" karşıladıklarını ifade eden Bahçceli, 2011'den beri yapılamayan Türkiye-AB Zirvesi'nin toplanmasının göstermelik, Türkiye-AB yakınlaşmasının tek amacının ise "AB ülkelerini tehdit eden mülteci krizinin çözümü için Türkiye'nin kullanılması" olduğunu öne sürdü.

Bahçeli, "AB'nin Türkiye'ye 3 milyar avro vaadinin, vizesiz seyahat imkanı sunma adımının bir bedeli vardır ve bu bedel de Türkiye'nin göçmen merkezi olması, Avrupa'nın toplama kampı haline getirilmesidir" iddiasında bulundu. 

Başbakan Davutoğlu'nun bunlara "evet" demesinin milli onurla 180 derece ters olduğunu ileri süren Bahçeli, "Davutoğlu alacağı üç kuruşa Türkiye'nin topraklarını peşkeş çekmiş ve kültürel bütünlüğünü dinamitlemeyi kafasına koymuştur" görüşünü savundu. 

AA

Kaynak:Haber Kaynağı