"Mevlana'nın torunu olmak daha çok hizmet etmemizi gerektirdi"

"Mevlana'nın torunu olmak daha çok hizmet etmemizi gerektirdi"

Batı dünyasının Rumi'si, büyük Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi'nin 22'nci kuşaktan torunu Esin Çelebi Bayru, büyük düşünürün sözlerine, bilgisine ve gösterdiği yola çok ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

  Bayru, yaptığı açıklamada, bugün milyonların "gel" çağrısına koştuğu, öğretileri ile tüm dünyadan ilgi gören düşünce adamı Mevlana'nın, yaşamını aşka, aşkı anlamaya ve anlatmaya adadığını söyledi. Mevlana'nın 1207 yılında Belh’de dünyaya geldiğini ancak nerede doğduğunun değil, insanlara neler öğrettiğinin daha mühim olduğunu dile getiren Bayru, büyük düşünürün, Belh'den Konya'ya uzanan yolculuğu boyunca ilim öğrendiğini, öğrendiklerini de eserlerinde işlediğini anımsattı.  Hazreti Mevlana'nın, tüm insanlığı etkileyen önemli bir alim olduğunu vurgulayan Bayru, "Eserlerini incelediğiniz zaman görüyorsunuz ki düşünebileceğimiz her konuda atıflar var. Özellikle de Mesnevisinde, Kur'an-ı Kerim'den ayetler ve hadisler var. Hatta Kur'an-ı Kerim'i o kadar güzel anlatmış ki Mesnevisinde, 'Kuran tefsiri' denilebilecek kadar güzel hazırlanmış bir eserdir." diye konuştu.

"ARAYANLARA DOĞRU YOLU GÖSTERMEYİ" AMAÇLADI

Bayru, Mesnevi'nin yanı sıra Divan-ı Kebir, Fih-i Ma Fih, Mecalis-i Seba ve Mektubat gibi birçok önemli eseri bulunan Mevlana'nın, bu eserleriyle "arayanlara doğru yolu göstermeyi" amaçladığını anlattı. Büyük Türk-İslam düşünürünün, kendini tanıma sürecinde Şems-i Tebrizi'nin katkılarının unutulmaması gerektiğine işaret eden Bayru, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şems Hazretlerinin görüşü, hepimizin görüşünden daha farklı. Bizim gördüğümüzün veya etrafındakilerin gördüğünün çok daha derinini, çok daha farklı olarak görmüş ve bunu insanlarla paylaşmak istemiş. O kadar yüksek görüş, öyle bir anlayış ki burada zorlanmış ve Allah’a dua etmeye başlamış. 'Allah'ım bana öyle bir dost ver ki ben bu halimi onunla paylaşayım ve o da insanlarla paylaşsın'. Bir gün duasına bir nida işitmiş, o nida ‘Karşılığında ne verirsin' sözleriymiş. Hiç düşünmeden 'Başımı' demiş Hazreti Şems ve daha sonra kendisine Anadolu yolu, Hazreti Mevlana işaret edilmiş. Şems Hazretlerinin görüşü ile Hazreti Mevlana, baktığı her şeyde Allah aşkını görmeye başlamış diyebiliriz."

mevlananin-torunu-olmak-daha-cok-hizmet--(2).jpg

"GÖSTERMİŞ OLDUĞU YOLA ÇOK İHTİYACIMIZ VAR"

Bugün dünyanın içinde bulunduğu durum itibarıyla Mevlana'nın öğretilerine daha ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Bayru, "Zamanında Moğol istilası var ve insanlar ondan dolayı çok mağdurlar, çok zor bir zaman yaşıyorlar. Bugüne gelince ne yazık ki biz düşmanımızı bile bilmiyoruz. Onun için Hazreti Mevlana’nın sözlerine, onun bilgisine, bize göstermiş olduğu yola çok ihtiyacımız var. Bu yüzden de günümüzde sözleri daha çok aranır ve okunur, anlaşılmaya gayret edilir oldu." diye konuştu.

"NE ARARSAN ARA, ÖNCE KENDİNDE ARA"

Mevlana'nın insanlara bir ve beraber olmayı tavsiye ettiğini vurgulayan Bayru, şöyle devam etti: "Mevlana'nın en önemli tavsiyelerinden biri 'Ne ararsan ara, önce kendinde ara'dır. Din, dil, ırk, cinsiyet gözetmeksizin milyonlarca insan Mevlana'nın tavsiyelerini dinliyor, öğretilerini anlamak için gayret gösteriyor. Günümüzde Mevlana ile ilgili yapılan çalışmaların, araştırmaların artması, sözlerinin daha popüler olması, ona ihtiyacımız olduğunu ve gerçekten dikkatimizin ona doğru yöneldiğini gösteriyor. İnşallah daha çok şey anlayalım temennisinde bulunuyorum. Kendisi Mesnevi'nin ilk 18 beytinde söylüyor, 'Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama sırrımı soran olmadı'. Rabbim inşallah bizlere onun sırrını sormayı, o sırrı anlamayı ve o sır üzerine yaşamayı nasip etsin." Bayru, Mevlana'nın asırlar öncesi verdiği mesajların, bugün dünya genelinde birçok insanı etkilediğini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Hazreti Mevlana insanları 'gel' diye davet ettiği zaman ‘birliğe, beraberliğe gel’ diye davet ediyor, 'Neysen o şekilde gel ve öyle kal' demiyor. 'Birlik ol, beraber ol, yanındakini tanı ama önce kendini tanı' diyor. İnsan önce kendini tanımalı. Kendini tanımalı, bilmeli ve sevmeli ki etrafıyla o sevgiyi paylaşabilsin."

"MEVLANA'NIN TORUNU OLMA BİLİNCİ İLE YAŞADIK"

Mevlana'nın torunu olmanın, kelimelerle ifade edilemeyecek büyük bir onur olduğuna değinen Bayru, şunları kaydetti: "Biz de her yaşıtımız gibi çocukluğumuzu yaşadık, gençliğimizi yaşadık, bu yaşlara geldik. Herhangi bir kısıtlamayla değil ama Mevlana'nın torunu olma bilinci ve dikkatiyle yaşadık. Bu sorumluluk hepimizde olmalı. Hazreti Mevlana'nın torunu olmak Allah'ın lütfu ama bir Türk olmanın da verdiği bir gurur var, bunu da bize öğretti büyüklerimiz. Bir Müslüman olmanın getirdiği önemli görevlerimiz, sorumluluklarımız var, bunu da öğrettiler. Bunların hepsi, hepimize ait şeyler. Hazreti Mevlana'nın torunu olmak da bu yola daha çok hizmet etmemizi gerektirdi."