M. Faik Özdengül

M. Faik Özdengül

Meşhur İşkence Deneyi!

Savaş yine gündemimizde. Karışık duygular içindeyim. Öfke en başta sonra kontrol edilince ne yapmalı duygusu. İnsan davranışlarını  anlama ihtiyacı. Bunlarla ilgilenirken zaman gazetesinde (http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=773962&title=meshur) yayınlamış bir haberi aktarmak istedim size. Aşağıdaki satırlar o haberden. Bir de bu gözle bakalım savaş ve saldırganlık dürtüsüne. Elbette tek etken bu değil. Şu an yaşanılanın bilinçdışı anlamını ayrı tutuyorum.  Okuyalım:

“Meşhur "işkence" deneyi tekrarlanıyor :

1960'ların başında, Yale Üniversitesi'nden Psikolog Stanley Milgram tarafından yapılan ve büyük yankı uyandıran meşhur işkence deneyinin tekrarlanması konuyu yeniden gündeme taşıdı. 

 Milgram tarafından yapılan orjinal deney sıradan, normal kişilerin bazı durumlarda, belirli bir otorite figürü tarafından verilen emir altında, tamamen suçsuz saydıkları bir insana, vicdanlarına aykırı gelse bile işkence yapabildiğini ortaya koymuştu. ABC News'de yer alan bilgilere göre bu deneyde, sıradan kişilerden diğer odada bulunan araştırma deneği olduğunu sandıkları kişilere ciddi acı verebilecek hatta bazen ölümcül olabilecek miktarda elektrik vermeleri istenmişti. Bir kısmı duraksamış, bir kısmı yapmayı reddetmiş olsa da katılımcıların üçte ikisi gibi büyük bir kısmı, verebilecekleri maksimum miktar olan 450 volt elektrik vererek deneyi tamamlamıştı.

Yeni deney ile elde edilen sonuçlardan bazıları ilk deney ile benzerlik gösterirken, bazıları ise aksini bildiriyor. Yeni deneyde, katılımcılardan %70'inin maksimum voltajda elektrik verdiği belirtiliyor. Yeni deneyin eskisinden en önemli farkı, daha erken durulması ve deneklerin en fazla 150 volt elektrik vermesine izin verilmesi. Ayrıca etik açıdan herhangi olumsuz bir durum oluşmaması için, deney sırasında katılımcıların durumlarının dikkatle takip edildiği de belirtiliyor.

Ancak, yeni deney sırasında eskisine oranla etik kurallarına daha fazla dikkat edilmesine rağmen, etik uzmanları denekler karşı tarafa gerçekten elektrik şoku verdikleri yönünde kandırıldığı için bu deneye karşı çıkıyor. Psikolojik bir sıkıntıya sebep olma olasılığı yüksek olan aldatmaca yöntemiyle yapılan araştırmanın geçerliliği de tartışılan konular arasında. Öte yandan, insanların emre uyma konusundaki eğilimlerine ışık tutması açısından her iki deneye de olumlu bakan uzmanlar da var.

Milgram deneyinin amacı neydi?

Deney, 'otoriteye itaat deneyi' olarak da biliniyor. Bu deneyde Milgram insanların günlük hayatta yapmayacakları ya da yapmayı reddettikleri davranışları otorite altında yapıp yapmayacağını sınadı.

Ve sonuçlar beklenenin ötesinde çıktı...

Orijinal, yani ilk araştırmada Milgram, deneyini Yale Üniversitesi'nde 40 kişiyle yaptı. Deneye katılanlar öğrenci değil, dışarıdan bulunan gönüllülerdi ve sonuçlar çok şaşırtıcı oldu. Deneklerin yüzde 68'i deneyin sonuna kadar gitti. Üstelik bu tek bir deney değildi; bazı etkenler değiştirilerek tekrarlandı ama sonuç değişmedi. Ortalama olarak katılımcıların yüzde 65'i deneye devam ederek, kendilerine zarar vermemiş olan bir başka kişiye 450 voltluk elektroşok verdi. Daha doğru bir anlatımla, deney düzeneği nedeniyle şok verdiklerini düşündüler.

Bu tabii Milgram'ın kendisinin de beklemediği bir sonuçtu, herkesin tahminlerine ters düşüyordu. Milgram deney sonuçlarını açıklamadan önce psikologlar, psikiyatristler ve kendi öğrencilerinden sonucu tahmin etmelerini istedi. Hepsi, 450 volta çıkan, yani deneyi sonuna kadar götürenlerin oranının yüzde 1'i geçmeyeceğini savundu. Oysa sonuç yüzde 65'ti. Dolayısıyla bu ilk araştırma çok ses getirdi, gazetelerde geniş olarak yer buldu. Deney daha sonra çeşitli yerlerde, çeşitli zamanlarda tekrar edildi. Bin kişiyi bulan gruplarla, kadınlarla-erkeklerle yapıldı. Bu tekrarlarda da çeşitli düzeylerde otoriteye itaat bulundu. Sonuçlar biraz altında ya da üstünde olabiliyordu ama çok da farklı değildi.

Milgram kendi araştırmasında da verdiği örneklerde gösterdiği gibi, buradaki en önemli faktör de, kim bunun sorumluluğunu taşıyacak sorusu. Eğer o adama (deneydeki öğrenciye) bir şey olursa ne olacak diye soruyor katılımcı, sorumluluk bana ait denilince devam ediyor. Sorumluluk bir başkasına ait olduğu anda kişi, bir piyon gibi iş görebiliyor.

Çözüm ne?

Sosyal psikologlar, yaptıkları araştırmalarda empati eğitimi alan çocukların, diğerlerine oranla çok daha az saldırganlık gösterdiklerini gözlemlediler. Çocuklar saldırganlık eğilimleri bir yerde ortaya çıksa dahi ona engel olup kontrol ediyorlar ve saldırganlık göstermiyorlar. Japonya'da da Obuchi'nin yaptığı araştırmasında da benzer şeyler gözlemlendi. Bu araştırmada Bu da Milgram'a çok benzer bir şekilde yine şok kullanılıyor ama burada da kurban durumundaki kişi, deney başlamadan önce kendisi hakkında bilgiler veriyor. Kendi hayatı ile ilgili bilgiler verilince, katışımcıda bir miktar, empati oluşuyor, çünkü o kişiyi daha çok tanıyor oluyor. Bu durumda katılımcının verdiği şoklar da daha hafif şoklar oluyor.

Öyleyse çevresel etkenlerden dolayı insanların otoriteye boyun eğebileceklerini görüyoruz. Ama bu konuda çok da çaresiz olmadığımız çünkü insanların empati kurarak bunun üzerinden gelebileceğini söyleyebiliriz.

Evet, nitekim empati eğitimi verildiği durumlarda daha hafifi şoklar verildiği bulunduğu Obouchi'nin deneyinin benzerleri Amerikalı Hanoh ve Richardson tarafından da gerçekleştirildi ve benzer sonuçlara ulaşıldı.

Tüm bu araştırmalarla alınan benzer sonuçlar, empatinin çok önemli olduğunu gösteriyor Bir kişiye zarar vermek için o kişiyi 'diğer', 'farklı', ya da 'öteki' olarak görmek gerekir. Oysa, eğer empati kurup, o kişiyi anlamaya çalışıp bir şekilde yakın hissederseniz, o zaman ona kötülük yapma ihtimali azalıyor. Bunun da aplikasyonları (uygulamaları) çok önemlidir. Bütün bu 'düşman', 'diğer' görüşler, aslında saldırganlığa kolaylıkla yol açabilen güçler, temelinde kendinden farklı görmek yatıyor. Oysa, kendine yakın görüp empati kurabilmek, o kişiyi insan olarak anlayabilmek, çok daha insancıl yaklaşımlara yol açabiliyor ve saldırganlığın önüne geçebiliyor.”

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum