Memleket Gazetesinde Yazmıştım

Belki bir daha yazı yazmam.Bu cümle birilerini sevindirmeyecek, biliyorum. Bu yüzden birilerini üzmesini istemem.Çünkü yazdıklarımla birilerine ne kötülük ne yalakalık ne de iyilik ettiğimi düşünüyorum. Yazdıklarımla kendime bir faydam dokunur belki demişimdir kimi zaman. Ama böyle bir düşünceye benim gibi bir insan yalnızca gülüp geçer. Öyle ki faraza dünyada bir kasırga çıktı; bu kasırgadan ben kendimde bütün insanları kurtaracak gücü bulurum da, sanki ben bir insan değilmişim gibi iş kendimi kurtarmaya gelince kesinlikle güç bulamam. Bu derece, faydacılıktan hep kaçtım, kaçarım.Neden bir gazetede haftalık yazılar yazdığımı kendime her gün sordum. Bu sorunun cevabı, benim için net, çok açık. Bu sorunun cevabını birileriyle paylaşmak zorunda değilim. Çünkü bu sorunun cevabını birileriyle paylaştığım zaman hiçbir şeyin değişmeyeceğini çok iyi biliyorum. Yazıyorsam, birilerine bir şeyler söylüyorsam, bir şeylerin değişmesini temenni etmek takdir edersiniz ki çok doğal bir hakkımdır. Değişmiyorsa eğer o zaman ben yazamıyorum, bu işi becer edemiyorum demektir. Ya da o değişmesi gereken şey, yazı yazarak değiştirilemeyecek türden bir şeydir.“Belki de değişir, neden acele ediyorsun, biraz daha bekle” diyebilirsiniz. Ben de kendime böyle diyorum. Ama bunu demekle bir şeyin değişmeyeceğini anladım. Beklemek azabımı daha da artıracak, o kadar.Memleket gazetesinde elli tane yazım yayımlandı. Bu elli yazıya rağmen ben hâl⠓Benim okuyucularım var” diyemiyorsam, bu şu anlama gelir: Elli yazı yazılmasa da olurmuş. Kim benim hangi yazımı okudu ve yazı hakkında ne düşündü biliyorum. Bu, acı bir şey. Bir yazar için yazdıklarının okunmaması kabustur. Neden kabusu devam ettirmeli? Huzursuzluğu kat kat daha da neden artırmalı? Nitekim yazdıklarımla dünya kurtulmadı. Ben yazmayınca da kurtulmayacak. Hadi dünyayı boş verelim; yazdıklarımla bir insanın kalbinde insanlığa dair tek sızı oluştu mu? Yoo, oluşmadı. O zaman yazmak benim neyime? Yazdıklarım kimin neyine?Yazılarımı takip edenler, takdir edenler olmadı değil, oldu; eleştirenler bile oldu. “Bu çocukta iş var” denildi mesela. Ama bu çocuktaki işin ne olduğunu bunu söyleyenlerden hiçbiri kendine sormadı. Lütfedip bana da sormadı. Bu işin tamam olması için, hiç kimseden tıs dahi duymadım. Yazılarımı okuyanlar tıslasın demiyorum tabii ki. Yazılarımı okuyanlar yazdıklarımı unutmasınlar diyorum sadece. Unutuyorlarsa çünkü bu benim bir şey yazamadığıma en geçerli delildir. Yaz o zaman, daha iyi yazılar yaz. Yoo, bu elli tane yazı bana gösterdi ki elimden gelen bu kadarmış ve değişmesini istediğim şeyin değişmesi için bu kadarı yetmezmiş.Yıllar sonra, “Memleket gazetesinde yazmıştım” dersem eğer birine, bunu söylediğim için mutlu olmayacağım. Demezsem de mutlu olmayacağım. Yıllar sonra birisi karşıma çıkıp “sen yazılar yazmışsın, bir kaçını bulup okudum” derse bana mutlu olmayacağım. Biri “neden yazmayı bıraktın, muhakkak yazmalısın” diyerek beni yazmaya teşvik etmeye çalışırsa da mutlu olmayacağım. Çünkü Memleket gazetesinde yayımlanan tüm yazıları ben üzüntü içinde yazdım. Yazı yazmak için bilgisayar başına her geçtiğimde içimde ıstırap duydum. Kafam ortadan ikiye yarılacak sandım. Memleket gazetesinde yazdığım için mutlu olmadım. Zinhar mutlu olmak için de yazmadım. Çünkü yazı yazıyor olmayı kendime övünç vesilesi olarak görmüyorum. Yazarlığımla gönendiğimi, kendimi başka insanlardan farklı ve üstün gördüğümü söyleyemem. Ben yazı yazdığım için diğer insanlardan ayrı/farklı biri değilim ki; bilakis diğer insanlardan ayrı ve farklı biri olduğum için yazı yazdım. Farklılığımla/ayrılığımla ne kadar gönensem azdır. Aynı şeyi yazdıklarım için maalesef söyleyemem. Bu yüzden bu elli yazıyı ben yırttım. İnşallah bundan sonra eğer yazı yazarsam, yırtılmayacak yazılar yazmak için gayret göstereceğim.Farklılık ve ayrılık ayyuka çıktı. Mesafeler arttı. Bu noktadan sonra yazı yazmak oyalanmak demek olur. Kendimi ve başka birini oyalamaya hakkım yok.Memleket okuyucularına veda etme zamanıdır.Allah’ın selam ve rahmeti hepinizin üzerine olsun.“Senden gelür cevr ü cefâ ben âh u vâh itmeyeyim Düşmişem aşkun odına yanup niçe dütmiyeyimSenün aşkun denizine düşübeni gark olayımKimsenem yok elüm ala koma beni batmayayım”Yunus Emre

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.