Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Mehmet Akif’in yılbaşı haykırışı

İki gün önce yani 27 Aralık 2016 tarihi, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un vefatının 80. yıldönümü idi. Bugün de, 2016 yılındaki son yazım yayınlanmış oluyor.

Bu yazımda İstiklâl Marşı şairimizin yılbaşı şiirini köşeme almaya karar verdim. Böylece hem milli şairimizi rahmetle minnetle anmış, hem de yılbaşı kutlama rezaleti ile ilgili bir mesaj vermiş olurum diye düşündüm.

Buyurun Mehmet Akif’in yılbaşı şiirini beraber okuyalım:

Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?

Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.

 

Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yıl başına!

Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!

 

Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.

Gördümki, noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.

 

Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.

Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed'e ne Mehmed'e.

 

Ey Âlem-i İslâm'ın baş tacı, büyük Türkiye!

Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!

 

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası,

Kiminin maymunu var, kiminin "Noel babası!"

 

Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter.

Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer.

 

Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde.

Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde.

 

İslâmdır bu vatanın dini, kitabı Kur'an-ı Kerim'dir.

Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır.

 

Kalamaz bu böyle Fatihin, Yavuzun diyarı,

Noel kutlamada, geçerek hıristiyanları.

 

Maziyi düşündüm de, hayran oldum istiklâle

Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle,

 

Çanakkale'de şehidlerim kefensiz yatıyor!..

Sakarya'nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!..

 

Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların.

Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların.

 

Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.

Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım!

 

İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda.

Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında.

 

Ya Rab! Kurtulsun! Hidayet ver bu millete

İslama gelsin milletim, son versin şu zillete.

Bizi, her fırsatta arkamızdan vurmaya devam eden ve İslâm ülkeleri üzerinde büyük oyunlar oynayan Hristiyan Avrupa’nın noel bayramı kutlamalarını taklit ederek benliğinden uzaklaşma çabası içinde olan gafil Müslümanlara bu sözlerden daha fazla ne söylene bilir ki? 

Milli şairimize Allah’tan rahmet diliyor, mekânının cennet bahçelerinden bir bahçe olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

Ayrıca, taklitçilik hastalığından kurtularak, yılbaşı kutlaması gibi rezaletlerden uzak durmamızı ve millet olarak kendi şanlı tarihimize uygun öz benliğimize dönmemizi Rabbimiz lütfetsin İnşallah…

HAKSIZ ELEŞTİRİLER BİTMEK BİLMİYOR

28 yıl aradan sonra ilk defa bu yoğunlukta bir kar bereketi yaşamışız. Rabbimiz yüzümüze bakmış, böylesi bir bereketi bahşetmiş. Ne yapsak şükrünü eda edemeyiz.

Tam da, çiftçilerimizin gözü gökyüzünden ayrılmaz halde iken, barajlarımız neredeyse sıfıra doğru yol alırken, yeraltı sularımız hızla çekilirken, ellerimiz semaya açık, kalplerimiz Rabbe yönelmiş, dillerimiz su su diye inilerken yüce Yaratıcımız halimize acımış büyük bir nimet vermiş.

Bu bereketin, bu nimetin değerini bilerek şükür secdeleri yapmak yerine, kar felaketi, beyaz felaket gibi ifadelerle, Allah’tan geleni hakir görmek bedbahtlığını işliyoruz.

Bu yoğunluktaki kar, yaşantımızı biraz zorlaştırabilir. Araçlarımız mahsur kalabilir, yürümekte zorluk çekebiliriz. Olağanüstü şartlarda bunlar normal karşılanması gerekirken, bitmek bilmez şikâyetlerde bulunuyoruz. Belediyelerimiz başta olmak üzere, bütün kurum ve kuruluşlarımız ellerinden gelen gayreti göstererek hizmet veriyorlar ve yaşantımızı kolaylaştırmak için çaba sarf ediyorlar.

Geçen yazımda da belirttiğim gibi, dünyanın hiçbir ülkesinde yağan karı anında buharlaştırıp yok eden bir teknik yok. Ana caddelerimiz hiçbir gün kapalı kalmadı. Toplu taşım araçları sürekli çalıştı. Belediye işçileri yolları ve kaldırımları açık tutmak için gece gündüz çalışıyor.

Bazı zorluklar elbette olacak. Zira olağan dışı şartların içindeyiz. Nimetin kadrini bilerek, birazcık külfetine katlanmamız gerekir. Külfetsiz nimeti İnşallah cennette göreceğiz. Bu dünyada her nimetin az da olsa külfeti var.

Kar gibi büyük bir nimetin kârını düşünerek şikâyetten vazgeçelim, şükretmesini bilelim. Bu nimetin değerini Allah korusun tamamen kaybedersek o zaman anlarız ama işten geçmiş olur. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

‘Kar berekettir, şikâyet etmeyelim, şükredelim’ başlıklı geçen yazımın linki:

https://www.memleket.com.tr/kar-berekettir-sikayet-etmeyelim-sukredelim-23564yy.htm

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar