Mavi Marmara'ya saldırı davası

Mavi Marmara'ya saldırı davası

Mağdur olarak ifadesi alınan Ürdün uyruklu Amayra:

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıya ilişkin davada mağdur olarak ifadesi alınan Ürdün uyruklu Kifah el-Amayra, "Sorguda ağzımızdan söz almaya zorladılar. Uluslararası sularda değil, İsrail sularında olduğumuzu söyletmek istiyorlardı" dedi. 

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmada, mağdur olarak ifade veren Endonezya uyruklu Nur Ikhwan Abadi, Endonezya ve Malezyalılarla Mavi Marmara gemisinin 4. katında bulunduğunu ve patlama sesleri duyduktan 1 saat sonra gemiye girildiğini anladığını belirterek, "Bizi arkamızdan plastik kelepçeyle bağlayıp diz üstü duvara doğru döndürdüler. Yanımdakilerden birine, bir askerin plastik kelepçeyle vurduğuna şahit oldum. Ellerimiz bağlı şekilde namaz kılmak zorunda kaldık" ifadelerini kullandı.  

Sorguda kendilerine gemide şarjör görüp görmedikleri ve Gazze'ye niye gittiklerinin sorulduğunu anlatan Abadi, kendisine vurdukları için önüne konulan kağıda imza atmak zorunda kaldığını söyledi. Abadi, olayda bir aktivistin silahla elinden vurulduğunu gördüğünü ve kendisinden alınan telefonun geri verilmediğini de kaydederek, sorumlulardan şikayetçi olduğunu dile getirdi. 

- "İsrail sularında olduğumuzu söyletmek istiyorlardı"

Beyanı sorulan mağdurlardan Ürdün uyruklu Kifah el Amayra da Mavi Marmara gemisinde bulunduğunu aktararak, ilk olarak İsrail botları ile uçaklarını fark ettiklerini, sabah namazı saatlerinde ise gemiye saldırının başladığını ifade etti. 

Askerlerin önce plastik mermi kullanmaya başladığını ve 15 dakika sonra da gerçek mermi kullandıklarını belirten Amayra, şunları kaydetti: 

"Çığlıkları duyduk. Güvertedekiler yaralıların olduğunu söylüyorlardı. Mermi sesleri giderek yoğunlaştı. Şehit ve yaralılar olduğundan emindik. Hareket etmemizi talep ettiler çünkü gemi ele geçirilmişti. Bize çok sert davranıldı. Plastik kelepçe ellerimi yaraladı ve 9 ay tedavi görmek zorunda kaldım. Yaşlı olan aktivistlere ihtiyaç duymalarına rağmen ilaçları verilmedi. İnsani olan yemek ve su ihtiyacımız da karşılanmadı. Akşamında da sorguya alındık. Ağzımızdan söz almaya zorladılar. Uluslararası sularda değil, İsrail sularında olduğumuzu söyletmek istiyorlardı. Bu siyonist yapıdan insani bir uygulama beklenmezdi elbette." 

- "Ashkenazi gemiye geldi" iddiası

Duruşmada Ürdün uyruklu Hasan Ahmad Abuhamra ile Türk aktivistler Meral Kaya, Esra Sekizkardeş, Ekrem Es ve Abdullah Arslan da mağdur olarak dinlenildi. 

Mağdurlardan Meral Kaya, "Gemideki bir bölümde ellerimiz kelepçeli bekliyorken, hafif şişman, kısa boylu ve etrafındaki askerlerin tavırlarından rütbeli olduğunu anladığımız biri içeri girdi. Herkese teker teker bakıp ortamı inceledikten sonra gitti. Yüzünü unutmadığım bu kimseyi Türkiye'ye geldiğimde fotoğraflardan gördüm. O kişi İsrail Genelkurmay Başkanı Gabriel Ashkenazi'ydi" ifadesini kullandı. 

Mağdurlardan Ekrem Es de gemiye saldırı esnasında canlı yayın frekanslarına müdahale edildiğini ve canlı yayın kesildikten sonra silah kullanılmaya başlandığını anlatarak, "Ancak bizler alternatif olarak ayarladığımız ikinci bir frekansı devreye soktuğumuzdan İsrail askerleri bu durumun farkına varana kadar silah kullanmaya devam ettiler. Canlı yayının farklı frekanstan devam ettiğini fark ettiklerinde, silahla ateş etmeyi durdurdular. Hatta bunun Youtube'da İsrail tarafından ses kayıtları yayınlandı, sonra yine onlarca kaldırıldı. TİB'den bu istenebilir mi bilmiyorum?" dedi. 

Sanıklar hakkındaki tutuklama kararının bekletilmesini doğru bulmadığını söyleyen Es, bu kararın bir an önce uygulamaya geçmesini talep etti. 

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, davaya katılma talebinde bulunan mağdurlar Katherine Sheetz, Nur İkhwan Abadi, Kifah el Amayra, Hasan Ahmad Abuhamra, Esra Sekizkardeş, Ekrem Es ve Abdullah Arslan'ın, suçtan zarar görme ihtimaline göre taleplerinin kabulüne hükmetti. 

Sanıklar hakkında verilen tutukluluk kararının devamı ile kırmızı bülten konusunda mahkemeye cevap verilmediği için Adalet Bakanlığı'na bu konunun tekrar sorulması kararını veren heyet, duruşmayı 12 Nisan 2016'ya erteledi. 

AA

Kaynak:Haber Kaynağı