"Mavi Marmara İle Filistin Davası Dünyaya Mal Oldu"

"Mavi Marmara İle Filistin Davası Dünyaya Mal Oldu"

İHH Başkanı Yıldırım:- "Mavi Marmara ile artık Filistin davası Filistinlilerin olmaktan çok, dünyadaki vicdan sahibi insanların olmuştur. 31 Mayıs'ta herkesi saat 05.00'te Fatih Camisi'ne davet ediyoruz. Oralar tamamen insan seli olsun" - "İsrail'den gele

İSTANBUL (AA) - KENAN IRTAK - İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) Başkanı Bülent Yıldırım, Mavi Marmara Gemisi'ne İsrail tarafından yapılan saldırının, "Filistin davası"nı dünyadaki vicdan sahibi insanların davası haline dönüştürdüğünü söyledi.

Yıldırım AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 yıl önce Gazze'deki ablukayı kaldırmak için dünyanın birçok ülkesinden gelen insanların yer aldığı gemilerle Akdeniz'e açıldıklarını belirtti.

Bu organizasyonda sadece Müslümanların değil, diğer dinlere mensup kişilerin de yer aldığını ifade eden Yıldırım, "Gemilerle Akdeniz'e açılarak Gazze'deki ablukayı kırmak bir vicdan hareketiydi. Birleşmiş Milletler de bizi haklı buldu. Avrupa Parlamentosu'ndan destek mesajları geldi ve dünya liderlerinin hepsine yolladığımız mektuplara olumlu cevaplar verildi" ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Adolf Hitler'in Avrupa'da Yahudiler'e uyguladığı soykırımın bir benzerinin, siyonist Yahudiler tarafından Gazze'de Müslümanlara ve Hristiyanlara uyguladığını aktardı.

İsrail'in uluslararası hukuku hiçe sayarak, bütün dünyaya rağmen kendi gücüne güvenerek canlı yayında Mavi Marmara Gemisi'ne saldırdığını vurgulayan Yıldırım, şunları anlattı:

"İsrail şımarık davranarak canlı yayında bizleri katletti. 9 şehit verdik. Daha sonra Uğur Süleyman Söylemez'in şehadetiyle bu sayı 10'a çıktı. Yaralı sayımız oldukça fazlaydı. İsrail hoyratça davranarak bütün dünyayı yönetebileceğine inandı ama Mavi Marmara'daki bu katliam, İsrail'in gücünün zayıf olduğunu ortaya çıkardı. Tüm dünyada İsrail ve siyonizme karşı çok ciddi tepkiler oluştu. Eğer Mavi Marmara'ya saldırı olmasaydı, yardımlarımız yetimlere ulaşsaydı en fazla 3-4 günlük bir gündem oluşurdu ve abluka devam ederdi. İsrail halkına yönelik, İsrail televizyonlarında bunu belirttik. Fakat İsrail yöneticileri bunu anlayacak kapasitede değil. Biz İsrail yöneticilerine 'Bizi vurmayın, bu iş daha büyür' dedik.  Nitekim onlar bizi vurdu ve böylece gemimiz sadece Gazze'ye değil dünyanın bütün limanlarına ulaştı."

 

- " İsrail bebek katilidir, abluka bir soykırımdır"

 

Yıldırım, İsrail'in Ortadoğu ile ilişkilerinin Türkiye'ye bağlı olduğunu ve İsrail'in bunu çok iyi bildiğini dile getirdi.

İsrail'in bu konuda Türkiye'ye bağımlı olduğunu belirten Yıldırım, "Türkiye ile İsrail ilişkilerinin onarılmayacağını biliyoruz. İsrail tekrar normalleştirmeye çalışıyor. Bizim hedefimiz İsrail gibi bir bebek katilinin gerçek yüzünün deşifre olması, yapmış olduğu örtülü ve açık bütün katliamların bilinmesiydi. Hedefimiz İsrail'in yalnızlaşmasıydı" diye konuştu.

Yıldırım, İsrail'in gerçek yüzünü açık denizde kalarak, gündem yaparak göstermek ve "İsrail bebek katilidir, abluka bir soykırımdır" demek için çaba gösterdiklerini, İsrail'in kendilerine saldırmasıyla bu konuda iyice yalnızlaştığını vurguladı.

 

 

- "Herkesi Fatih Camisi'ne davet ediyoruz"

 

 

Yıldırım, İsrail'in Türkiye ile ilişkisini normalleştirmek istediğini ve bunun için de Mavi Marmara'nın ve Filistin davasının unutulduğu dönemleri beklediğini söyledi.

İsrail'in her yıl 31 Mayıs'ta, Mavi Marmara Gemisi'ne yapılan saldırının yıl dönümü ve yıl içinde bu konuda yapılan etkinlikleri ciddi şekilde takip ettiğini aktaran Yıldırım, şöyle devam etti:

"Biz de 31 Mayıs yürüyüşünü, Fatih Camisi'nden başlatarak Edirnekapı'da şehitlerimizin olduğu yere kadar sürdüreceğiz. Geçen yıl 150-200 bin kişinin katılımıyla bir etkinlik yapmıştık. Bu yıl ondan biraz daha fazlasını düşünüyoruz. Halkımızı davet ediyoruz. Kortejler oluşturulup, sloganlar atılacak, mesajlar verilecek. Bu mesajlarla Mavi Marmara ile mücadelemizin geldiği safhayı anlatacağız. İsrail kurucu iradesi, 'Bunların yaşlılarını öldürürüz, gençleri de bu davayı unutur, Filistin diye bir şey kalmaz' diye sevindiler. Biz ise gençleri meydanlara çağırdık ve onlar geliyor. İsrail'e şu mesajı veriyoruz. Sakın Türkiye ile ilişkilerini normalleştiğini düşünme, sakın Filistin davasının unutulduğunu da düşünme. Mavi Marmara ile artık Filistin davası Filistinlilerin olmaktan çok dünyadaki vicdan sahibi insanların olmuştur. 31 Mayıs'ta herkesi saat 05.00'te Fatih Camisi'ne davet ediyoruz. Oralar tamamen insan seli olsun. Yukarıdan çektiğimiz görüntülerle bu ortaya konulsun ki, İsrail, 'Bu halk kendine yapılan kötülükleri unutmaz' mesajını alsın."

Yıldırım, Mavi Marmara'da şehit olanların bir kısmının Türk, bir kısmının da Kürt kökenli olduğunu, Kürt-Türk ittifakının Ortadoğu'daki oyunları bozup, Mescid-i Aksa'nın özgürleşmesine yol açacağını düşündüklerini ifade etti.

Bunun çözüm sürecine katkıda bulunduğuna ve sürecin mutlaka gerçekleşmesi gerektiğine inandıklarını belirten Yıldırım, "Mavi Marmara yürüyüşünde Kürtlerin ve Türklerin birlikte Mescid-i Aksa için Akdeniz'de nasıl şehit olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Siyonist İsrail, Kürtlerin tekrar Türklerle beraber, Selahattin Eyyubi misali Kudüs aşkıyla yolla çıkmasından ciddi rahatsızlık duyuyor" ifadelerini kullandı.

 

- "Özür ve tazminatı yeterli bulmuyoruz"

 

Yıldırım, Mavi Marmara davasının hukuki sürecine de değindi.

Bu konudaki davaların açılmasının çok zor olduğunu ifade eden Yıldırım, dava süreciyle ilgili şu bilgileri verdi:

"Dünyanın her tarafında siyonist lobinin gücü var ve bu lobiler bu süreçte deşifre oldu. Türkiye'de Mavi Marmara davasının arkasında olan Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm siyasi liderlere rağmen bu davaların açılması çok zor oldu. Demek ki hukukta, bürokraside  siyonizmle ilintili güçler var. Bu güçler bize hep engel oldu. Doğu Akdeniz'deki doğalgazla ilgili ticari ilişkileri olan bürokratlar var. Bunlar da buna engel oluyorlar. Mavi Marmara Gemisi'nde 5 yıl sonra keşif kararı verildi. Bu hukuk tarihinde bir garabettir. Mavi Marmara 1,5 aydır hala açık denizde. Mahkeme kararıyla 2 gün kıyıya yanaştırdık. Bürokrasi içinde Mavi Marmara'dan intikam almak isteyenler de var. Onun için bu dava çok önemli. Kırmızı bülten kararı çıktı. İnterpole gönderilmesi gerekiyor bu kararın fakat birileri bunu durdurdu. Bunların isimleri bizde var, yakında suç duyurusunda bulunacağız."

Yıldırım, İsrail'in Mavi Marmara'ya saldırı dolayısıyla Türkiye'den özür dilemesinin büyük bir başarı olduğuna dikkati çekti.

Saldırıyla ilgili özür ve tazminatı yeterli bulmadıklarını, Gazze'deki abluka ve ambargonun kaldırılması gerektiğini dile getiren Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Evvelden İsrail'i yargılamak nerede... İlk defa İsrail böyle sıkıştırılmış durumda. Bu davalardan vazgeçemeyiz. Bu davalarla işgal ettiği Filistin topraklarına emir veren bu katilleri hapsediyoruz. İlk etapta 40 tane ülkeye gidemiyorlar. Kırmızı bülten çıktığı zaman dünyanın hiçbir yerine gidemeyecekler. Bunlar dünya siyonizminin yöneticileri. İsrail'in şunu çok iyi bilmesi lazım ki ilk defa bir konuda Türkiye'nin bütün renkleri buluşmuş durumda. "

Yıldırım, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde çok büyük başarılar elde ettiklerin, siyonist lobinin bu davanın reddedilmesi için çok uğraştığını bildirdi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail'in kasten adam öldürdüğü, yaraladığı, savaş suçu işlediğini ve katılımcılara işkence yaptığını kabul ettiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu dünya tarihinde ilktir. İsrail bu kadar adam öldürdü, böyle bir sonuç alınmadı. Türkiye'de bazı bürokratlar istenilen belge ve bilgileri göndermediler. Bunu Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız'a rağmen yollamadılar. Bu bürokratların hepsi bunun hesabını verecek. Bu bilgi ve belgeler gitmeyince, İsrail savaş suçu işledi ama Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bir davaya bakması için belli bir yoğunluğunun olması lazım. 10 tane değil, 100 tane mağduru olması gerekiyor şeklinde bir bahaneyle 'Bizim yetki alanımıza girmiyor, işlenen suçların cezasını yerel mahkemeler versin' denildi. Biz de itiraz ettik ve bu itiraz kabul görüyor. Bütün mağdurlar dinlenecek. Bu sefer de mahkeme üyelerini değiştiriyorlar. Siyonist sistem böyle hareket ediyor. Siyonist sistem, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni, uluslararası örgütleri 'Ben kurdum, beni yargılayamazsın' diyor. Biz de 'Sizi yargılarız' diyoruz. Eğer buna izin vermezseniz, bu bizim için daha iyi. Bütün vicdan sahiplerine ve Müslümanlara deriz ki, bize örnek gösterdikleri uluslararası örgütlerin ve uluslararası ceza mahkemelerinin gerçek yüzü buymuş. Bizim kaybımız olmaz. İğdiş edilmiş Müslüman kafaların düzelmesini vesile olur."

 

- "Hem tehdit hem teklif"

 

Yıldırım, İsrail'den kendilerine gelen teklif ve tehditleri reddettiklerini belirterek, "Çok ciddi doğalgaz anlaşmalarında pay sahibi olmamız, kurulacak bir takım liman ve gümrük sahalarında ortak olmamız, çok büyük miktarlarda 1 milyar dolara yakın para teklifleri var. Tehditleri ise, 'Biz seni Türkiye'de öldüreceğiz' şeklinde. Bunun için İsrail maşa kullanıyor. Bu maşaların bir kısmı Kadirov'un ismiyle geliyor. Kadirov'un bir an önce çıkıp 'Ben böyle bir şey de yokum' demesini bekliyorum. Türkiye'nin içinde bir kısım çevrelerin harekete geçiriyorlar. Ne teklif ne tehdit... Sonuçta biz kere öleceğimize inanıyoruz. Bu da Allah için olsun. Bu halk ve insanlık için bu insanlık katillerini deşifre etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Mavi Marmara gemisinde bulunan Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Yücel Velioğlu'nun Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı dava sonucunda İsrail'in 40 bin lira manevi ve 6 bin 103 lira maddi tazminata mahkum edilmesinin sadece Türkiye için değil tüm Filistinliler için de emsal teşkil ettiğini vurguladı. 

Gazze'deki İsrail ablukasına tepki amaçlı İsveç'ten yola çıkan "Ship to Gaza" Gemisi'nin oluşumunu desteklediklerini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"İsrail, 'One minute' olayından sonra Recep Tayyip Erdoğan, İHH ve Türkiye'nin ülkelerine karşı bir proje gerçekleştirdiğini söylüyor.Bu doğru değil. Dünyadaki birçok insan İsrail'e karşı. Bu gemilerin Avrupa'dan yola çıkması bunun göstergesi. Dünyadaki vicdan sahipleriyle ortak hareket ediyoruz."

Kaynak:Haber Kaynağı