Mahkeme "ülke çıkarları" ve "masumiyet karinesi"ni hatırlattı

Mahkeme "ülke çıkarları" ve "masumiyet karinesi"ni hatırlattı

HKP Genel Başkanı Ankut'un Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, İçişleri Bakanı Ala ile MİT Müsteşarı Fidan hakkında, MİT tırlarının durdurulması sonrasında "savaş suçu" isnadıyla Uluslararası Ceza Mahkemesine gönderdiği şikayet dilekçesine ilişkin,

ANKARA (AA) - BARIŞ KILIÇ - Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Genel Başkanı Nurullah Ankut'un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında, MİT tırlarının durdurulması sonrasında "savaş suçu" isnadıyla Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) gönderdiği şikayet dilekçesine ilişkin, "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçundan 1 yıl 2 ay 22 gün hapse çarptırılmasının gerekçesi açıklandı.

Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinden emekli olan Hakim Yusuf Öztürk'ün gerekçeli kararında, TCK'nın "İddia ve savunma dokunulmazlığı" başlıklı 128. ve "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddelerinde, şahısların, yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde, serbestçe ve hiçbir endişe altında kalmaksızın haklarını özgürce iddia edebilmeleri veya kendilerini savunabilmelerinin ifade edildiği belirtildi.

Bu hakkın olmaması durumunda iddia ve savunmanın serbestçe yapılamayacağı ve yargılamada gerçeğe ulaşılamayacağı ifade edilen kararda, "İddia ve savunma hakkının kullanılması bağlamında, kişiler açısından somut isnat ifade eder nitelikte maddi vakıaların ortaya konulması ya da kişilerle ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunulması mümkündür. Bu somut isnatlar veya olumsuz değerlendirmeler, iddia ve savunma hakkının kullanılmasıyla ilişkilendirilememesi durumunda, hakaret ve hatta iftira suçunu oluşturur" değerlendirmesine yer verildi.

Yerleşmiş yüksek mahkeme içtihatlarına göre bu hakkın kullanımının, "şekil", "yer" ve "hak kullanırken sınırın aşılmamasını" gerektiren "ölçülülük" şartına bağlı olduğu kaydedilen kararda, şöyle denildi:

"Demokratik süreçte sanığın UCM savcısına başvuru yapması, demokrasinin olmazsa olmazlarından anlatım özgürlüğünün, hukuk devleti olmanın gereğidir. Ancak bu, milli güvenlik veya toprak bütünlüğü gibi devletin çıkarlarının korunmasını sağlayıcı, asgari sınırları aşmamak kaydıyla yapılmalıdır. Söz konusu ülke çıkarlarının olduğu bir durumda, henüz hukuken savaş suçunu işledikleri ispat edilemeyen ve bu hususta karar verilmeyen ve devlet nezdinde saygınlıkları olan kişileri uluslararası arenada savaş suçlusu olarak göstermek ne ülke çıkarları ile ne de masumiyet karinesi ile bağdaşır. Bu kişilerin uluslararası arenada şikayet edilmesi, tarih önünde yalnız o kişileri değil, temsil ettikleri devleti, yani somut olayda Türkiye Cumhuriyeti devletini mahkum ettirme gayretinden öteye gidemez.

Kaldı ki dilekçenin, UCM savcısına veriliş konusu olan MİT tırları adıyla basına yansıyan olayda, tırların insani yardım malzemesi veya silah yüklü olması ülkenin iç güvenliğini ilgilendirir. Ülke çıkarlarının her şeyin üstünde tutulması gerekir. Ancak bazı sol görüşlü partiler, uluslararası hukuk değerlerini benimsemekte, ulusal değerler gözardı edilmektedir."

Kararda, Ankut'un, 19 Ocak 2014 itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında, UCM savcısına şikayette bulunarak ve şikayet dilekçesini partinin internet sitesinde yayınlatarak, "şikayetçilerin saygınlıklarını rencide etme kastıyla" hareket ettiği belirtildi.

Partinin internet sitesinde şikayet dilekçesinin yayınlanmasıyla eyleme aleniyet kazandırıldığı bildirilen kararda, "Ankut'un, tek fiil ile dört ayrı kamu görevlisine, masumiyet karinesini hiçe sayarak tahkirde bulunduğu" ifade edildi ve bu sebeplerle, "kamu görevlilerine görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçundan 1 yıl 2 ay 22 gün hapse çarptırıldığı ve cezanın takdiren ertelendiği bildirildi.

- Ankut hakkındaki iddianame

İddianamede, Ankut'un, Erdoğan ve diğer müdahiller hakkında, MİT'e ait tırların durdurulması sonrasında "savaş suçu" isnadıyla UCM'ye şikayet dilekçesi gönderdiği belirtiliyordu. Türkiye'nin, UCM'ye yargılama yetkisi veren Roma Statüsü'ne taraf olmadığı, bu sebeple başvurunun "yok hükmünde" olduğu kaydedilen iddianamede, "tahminle kabul edilmiş verilerle, savaş suçu gibi ağır ithamla devlet yöneticilerini uluslararası mahkemede suçlamanın, yalnız o kişileri değil, temsil ettikleri devleti mahkum ettirme gayreti olduğu" kaydediliyordu.

Söz konusu savda, Ankut'un, şikayetle, müdahiller hakkında "savaş suçlusu" algısı oluşturmaya çalışarak, "kamu görevlisine, görevinden dolayı hakaret" suçunu işlediği bildiriliyordu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :