Lider mi? Yönetici mi?

 

            Toplum içerisinde sıradan olmadığına inanan ve mevcut gidişatı, kendince normal ve olağan bulmayıp, olası mükemmellin yolunu, yöntemini ve yol haritasını şekillendirip idareye ve iradeye hâkim olmak isteyen kişilere bir bakıma lider ruhlu insanlar diyebiliriz. Bu tür insanlara toplumun değişik katmanlarında rastlamamız mümkün. Gerçek manada doğuştan lider karakterli insanların yanı sıra, içinde bulunduğu toplumsal konum gereği kendini lider zanneden insanlarımızın sayısı da azımsanmayacak derecede fazla. Lider dediğimiz zaman kelime anlamı olarak, toplumu oluşturan insanları eylem, söylem ve karakteristik özellikleriyle rahatlıkla etkileyebilen hatta yönlendirebilen ve yöneten insan demektir. Fakat şu ince ayrıntı atlanmamalıdır. Lider ile yönetici aynı şeyler değildir. Yöneticilik yönetilecek kesimin mevcutlarına göre bir takım özellikler ister. Fakat liderlik her türlü ortamda ve bütün insanları yönetmeyi kapsayacak şekilde özellikler ister. Buradan şu sonucu çıkarmamız mümkün; Her lider aynı zamanda bir yöneticidir, ancak her yönetici bir lider olmayabilir.

            Şimdi asıl konuyu getirmek istediğim nokta şu. Kanaatimce günümüz Türkiye’sinde toplumumuzu mikro yerel anlamda liderler yönetmiyor. Evet, Makro anlamdaki bir liderin genel yönetimi başarısı günü kurtarıyor gibi görünse de bu şekil yönetim uzun vadede toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyebilir. Çekirdek bir aileden tutunda, bugün gerek işyerlerimiz, mahallelerimiz, şirketlerimiz, resmi kurumlarımız ve belediyelerimize bu anlamda baktığımız zaman şu tespitimi gözlemleyebiliriz. Emsallerine göre daha başarılı diyebileceğimiz birimin başındaki insanın liderlik özelliğimi öne çıkıyor, yoksa yönetici özelliği mi? Âcizane şahsi kanaatim, lider ruhlu insanların yetkili olduğu birimlerdeki başarı oranı, yöneticilere nazaran daha yüksek gibi görünüyor.

            Tecrübeli bir lider olduğuna inandığım mevcut yönetici ağabeyimin bana nasihati aklıma geldi. “Lider dediğin; azimli ve hazımlı olacak…” Derinlemesine bir düşünüp değerlendirdiğimde gerçekten ne kadar anlamlı bir ifade olduğunu anladım. Kehanet yapmaya gerek yok. Şöyle etrafımızdaki idarecilere karne notu verecek bir uzman gözüyle ama tarafsız olmak şartıyla bir bakalım. Zayıf not vereceğimiz idarecilerin bariz eksi özelliklerinin başında, ya yeterince azimli olmadıklarını ya da kâfi decere hazımlı olmadıklarını görürüz. İsterseniz yumun gözlerinizi ve bu görüşümü test edin. Demek istediğim o ki; genel anlamda karar vericiler denilince ilk aklımıza hep tepedeki belirleyiciler gelir ama bence madalyanın birde öbür yüzü var. O yukarıdakiler karar verme aşamasında çoğunluğu oluşturan alttakilerin yaygın ve yoğun taleplerini asla göz ardı edemezler. Yeter ki alttaki yönetilenler, kendilerini yöneteceklerde ne tür özellikler aradıklarını net bir şekilde dillendirme cesareti gösterebilsinler. Yoksa…? Yoksa sı malum.. Fazla söze ne hacet kaldırın kafanızı şöyle bir etrafınıza iyice bakın, şayet hala bişey anlamadıysanız, geçin birde aynanın karşısına iyicene bakın, bakın,  bakın…

İLÇEDE ABİM, KONYADA YARİM’CİLER

Epey zamandır yazmam gerektiğine inandığım ancak konunun özellikle ilçemiz dışında ilçemiz adına olumsuz etki bırakmaması için bu başlıklı yazımı yazmamakta ısrarlı idim. Ancak son günlerde özellikle aldığım telefonlardan duyduklarım ve görüp şahit olduklarıma gazetecilik ve yazarlık duygularımda eklenince bu konuyu dile getirmek üzerimize vacip oldu!..  Gerçi bu sıkıntı sadece ilçemize has değil ve eminim birçok ilçede söz konusudur. Ama bu tespit, benim tepkime mani olamaz.

 Hani şu ilçemizdeki yüksekokulumuza sözde eğitim görmeye gelen, yaşı gereği kanıdeli..! olan kızlarımızdan “bazıları” varya..? Sayıları hiçte istisna denilemeyecek kadar fazla olan bu sülük ve kan emici kızlarımız… İşte mevzu bahsi konunun artisleri onlar. (Bu kapsama girmeyen kızlarımız sakın üzerine alınmasın. Fakat yarası olanlar gocunabilir…)  Bana gelen istihbarat ve şikâyet telefonlarından sonra ciddiye aldım ve araştırdım. Ve o yolun yolcusu kızlardan bizzat öğrendiğim kadarıyla; bu kapsama giren “İlçede abim, Konya’da yarimciler”den epeyce olduğunu ve ilçe esnafının kanını emmekte birbiriyle yarıştıklarını, hatta söğüşleme bahislerine bile girdiklerini öğrendim. Evdeki hanımına ve çocuğuna beş kuruş harçlığı çok gören bizim sözde çapkın ve hovarda esnafımızdan bazıları da bu tür vampirlerle özellikle hafta sonları ilçe dışında aşna fişne durumlarına giriyorlarmış. Şimdi bana kalkıp –Sana ne kardeşim, alan razı satan razı… demeyin. Kanıma dokunuyor kardeşim resmen kanıma. Yüzüne bakılmayan basit insan müzvettelerinin ilçem insanının helal kazancını, nefsanî duygularına hâkim olamayıp heba olmasına seyir kalmaktansa, hiçbir faydası olamayıp bana saldıracaklarını bilsem de yazmayı kendimce uygun buldum. Yarası olmadan kimse sakın gocunup bana cevap vermeye kalkmasın. Yarası olan ve nasırına bastıklarıma de diyorum ki; “Hodri meydan, topunuz gelin ve paylaşalım kozlarımızı adi yaratıklar…” İlçemiz insanından bu vampirlere malzeme olanlara da diyorum ki, ne olur silkelenin ve kendinize gelin. Size yakışıyor mu bu yaptığınız? Ne olur akıllı olun ve kendinize yakışanı yapın.

 

ADAM GİBİ***************

Kimi utanır kaldırmaya başını,

Kimi utandırır kaldırım taşını.

*******HİKMETLİ SÖZLER

 

 

 

 ***SELAM VERME EDEPSİZE***

 

Selam verme edepsize şımarır,
Ne utanma bilir nede kızarır.
Doğruyu deyince biraz bozarır,
Allah korkusunu bilmez edepsiz.
            **************
Selam verme edepsize arsıza,
Evini terkeyleme ha! hırsıza,
Yakın durma ipsiz ile sapsıza,
Allah korkusunu bilmez edepsiz.

            *************

Edepli insan ol ki...

Edepli İnsan ol ki Sen göçersen Edep kalır
İnsan ol ki Nesline bir Dağ gibi Şan kalır
Sen göçersen Dağ gibi Çınar gibi Adın kalır
Edep kalır Şan kalır Adın kalır Tohum kalır

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.