"Kuru bakliyatta 1,5 milyar dolarlık ihracat yapabiliriz"

"Kuru bakliyatta 1,5 milyar dolarlık ihracat yapabiliriz"

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Reis:- "Ekim alanlarını artırıp, birkaç yıl içerisinde 2 milyon tona çıkartarak, 1,5 milyar doların üzerinde ihracat yapabiliriz"- "Her ülkenin kendi topraklarında, stratejik olan ürünlerinde, iç tüketimini karşılayacak ka

İSTANBUL (AA) - Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, "Ekim alanlarını artırıp, birkaç yıl içerisinde 2 milyon tona çıkartarak, 1,5 milyar doların üzerinde ihracat yapabiliriz." dedi.

Reis, düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO), Türkiye’nin önerisiyle, 2016 yılını "Uluslararası Bakliyat Yılı" ilan ettiğini hatırlatarak, FAO'nun raporlarına göre Türkiye’nin bakliyat üretimi yapılacak dünyadaki 4 ülkeden birisi olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin bakliyat üretimine uygun toprak yapısına, yerli tohumlara, ekim bilgisine sahip olduğunu vurgulayan Reis, "Ayrıca son 25 yılda dekar başına alınan verimlilikte, buğdayda yüzde 34, pirinçte yüzde 83, kuru fasulyede yüzde 104, nohutta yüzde 32, kırmızı mercimekte yüzde 64, son yıllarda ekimi azalan yeşil mercimekte dahi yüzde 56 artış yaşandı. Ancak diğer taraftan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, son 25 yılda kuru bakliyat ekili alanlarında yüzde 66 düşüş, kuru bakliyat üretiminde yüzde 46 azalma gözlendi." diye konuştu.

Mehmet Reis, "Bu yıl, dekar başına verimlilikte artış yaşanmasına rağmen, ekili alanlarda ciddi düşüş gerçekleşiyor. Bakliyat üretimi yapılacak topraklarımızı geri istiyoruz, daha fazla üretim yapmak için gerekli donanıma sahibiz." dedi.

"Bu yıl 1 milyon tonu geçecek kuru bakliyat üretimimizi, ekim alanlarını artırıp, birkaç yıl içerisinde 2 milyon tona çıkartarak, 1,5 milyar doların üzerinde ihracat yapabiliriz." diyen Reis, Anadolu toprağında yerli tohumlarla üretilen bakliyatın, dünyanın dört bir yanından yoğun bir talep gördüğüne vurgu yaptı.

Reis, kuru bakliyatta söz sahibi olabilmek için, öncelikle genç nüfusun tarımda çalışmaya teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Yerli tohumlarla üretimin yapılmasını sağlamalıyız, mazot ve gübre desteğinin yanında ürün destekleme primini sürdürmeliyiz ve üretim planlanması çalışmalarına devam etmeliyiz. Böylece, ülkemizi en sağlıklı şekilde besleyerek obeziteden koruruz. Diğer yandan ‘açlığa çare’ olan bakliyatı ihraç ederek; dünyayı sağlıklı ürünlerle doyurup, ülkemize döviz girdisi sağlarız." ifadelerini kullandı.



- "Türkiye 5 yıl içinde kendine yetecek pirinci üretebilecek"



2016 yılı kuru bakliyat üretiminde, geçtiğimiz yıla oranda yüzde 5 artışın olacağını ifade eden Reis, “Kırmızı mercimeğin hasadı yapıldı ve geçtiğimiz yıla oranla yüzde 15 rekolte artışıyla 400 bin tonu buldu. Kırmızı mercimekte, hasat öncesine oranla, yüzde 20 fiyat düştü. Yeşil mercimek rekoltesi, iç pazarın talebini karşılayacak düzeyde değildir, ancak bu yıl, bir önceki yıla oranla üretimde bir artış sağlandı ve bu ilerisi için umut vaat ediyor. Nohut ve kuru fasulye hasadı başladı ve rekoltenin geçen yılla aynı oranda olacağı belirtiliyor. Kuru fasulyede yüzde 5, nohutta yüzde 15 fiyat artışı oldu.” bilgilerini paylaştı.

Çeltikte bu yıl geçen yıla oranla yüzde 5 rekolte artışı olmasını beklediklerini belirten Reis, şunları kaydetti:

"2015 yılına göre, bu yılın ilk çeyreğinde pirincin fiyatı yüzde 20 düştü. Bu arada ülkemiz çeltik üretiminde son yıllarda ciddi bir artış gerçekleşiyor. 1990’lı yıllarda iç pazarın pirinç talebinin yaklaşık yüzde 60’ı ithalken, 2015’e geldiğimizde ithalatın oranı yüzde 25'e geriledi. Türkiye 5 yıl içinde kendine yetecek pirinci üretebilecek. Geçmişte 3 çeşit pirinç varken, günümüzde başta Cammeo pirinci olmak üzere 14 çeşit çeltik ekimi yapılıyor. Buğdayda ise Türkiye İstatistik Kurumu 2016 yılı bitkisel üretim birinci tahmininde bir önceki yıla göre buğday üretiminin yüzde 9,3 oranında azalacağı tahmin edilmekle birlikte, iç tüketimi karşılayacak kadar üretim yapılmaktadır."



- "Kuru bakliyatın dünyada açlığa çare olacağına inanıyoruz"



Reis Gıda tarafından Nielsen Türkiye araştırma şirketine 12 ilde, yemek yapmaktan sorumlu 20-65 yaş arası 1024 kadın tüketicinin katılımıyla yaptırılan "Beslenme ve Kuru Gıda Tüketim Alışkanlıkları ve Marka Sağlığı Araştırması" hakkında bilgi veren Mehmet Reis, kadınların, yüzde 57’sinin bakliyatın ekonomik bir ürün olduğunu, yüzde 49’unun bakliyatın açlığa çare olduğunu, yüzde 47’sinin bakliyatın tok tuttuğunu; yüzde 38’inin bakliyatın artımlı olduğunu, yüzde 19’unun ise bakliyatın toprağı beslediğini söylediğini bildirdi.

Çıkan bu sonuçların Türk kadınlarının bakliyat konusunda ciddi bir bilgiye sahip olduğunun ispatı olduğunu kaydeden Reis, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Nielsen Türkiye’ye, 2009 yılında yaptırılan araştırma sonucunda obezite riskini gördükten sonra obeziteyle mücadeleye başladık. Son araştırma sonuçlarına göre de bitkisel protein kaynağı olan kuru bakliyatın dünyada açlığa çare olacağına inanıyoruz ve ekonomik bir temel gıda maddesi olduğunu sürekli gündemde tutacağız."



- "Stratejik ürünlerde, iç tüketimi karşılayacak kadar tarım üretimi yapılması zorunlu"


Artan dünya nüfusuyla birlikte, gıda ihtiyacının da artmakta olduğuna dikkat çeken Mehmet Reis, şunları söyledi:

"Birleşmiş Milletler’in (BM) 2015 yılı raporuna göre, dünyadaki aç insan sayısı 800 milyonu geçti. 2015 yılında 7 milyar 300 milyonu aşan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9 milyarı geçeceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, artan nüfusla birlikte, 2050 yılında 2 katı gıda üretimine ihtiyaç olacağını vurguluyor. Kısaca, önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda birçok gıda ürününün eksikliğinden ve hızla artan gıda fiyatlarından, bugünden daha fazla ve çaresizlik içerisinde bahsedebiliriz. Altını çizerek bir kez daha vurgulamak isterim ki hiçbir ülke beslenmek gibi yaşamsal bir konuyu ‘Nasıl olsa ithal ederim’ diyerek, başka bir ülkeye ihale edemez. Her ülkenin kendi topraklarında, stratejik olan ürünlerinde, iç tüketimini karşılayacak kadar tarım üretimini yapması zorunludur. Kuru bakliyat, küresel gıda krizine karşı en etkin çaredir."



- "Obeziteye karşı mücadeleyi başlatan ilk firma olmaktan onur duyuyoruz"


Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun da 1993 yılından itibaren birçok projenin içerisinde yer aldıklarını belirterek, Türk Kızılayı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı gibi birçok kuruma ve çeşitli projelere 23 yıldır destek verdiklerini söyledi.

Nielsen ile 2009 yılında yaptıkları araştırma sonucunda, toplumdaki obezite riskini gözlemlediklerini bildiren Yorgun, "Obezite ile mücadele kararı aldık. Reis olarak, 7 yıl önce obeziteye karşı mücadeleyi başlatan ilk firma olmaktan onur duyuyoruz. 2009 yılında ‘Abur Cubur Olacağı Budur’la başlayan ‘Obezite Önlenebilir’ kampanyamız, ardından ‘Abur Cubura Karnımız Tok’la devam etti. 2015 yılında başlatılan “Ev Yemeği Sofrada, Hesap Ortada” kampanyamız ile 4 kişilik 4 çeşit ev yemeği menülerinin fiyatlarının 15 TL ve 16 TL arasında değiştiğini belirttik. Ev yemeğinin sağlıklı ve ekonomik olduğuna dikkati çektik ve çekmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Yorgun, 2016 yılında Nielsen araştırma verisine göre, Reis markasının pirinç ve bakliyat kategorisinde en güvenilen lezzet, en çok tercih ve tavsiye edilen marka olduğu verisine ulaştıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu yılki kampanyamızda ‘Reis olsun, afiyet olsun’ diyerek, hem bakliyatın sağlıklı beslenmedeki rolünü, hem de ailece sofrada buluşmanın önemine dikkat çektik. 38 üniversitede söyleşiye katıldık. Girişimcilik öykümüzü anlatırken, sağlıklı beslenmenin önemi ve toplumdaki obezite riskini aktarmaya çalışıyoruz. Obezite mücadelemizden dolayı, birçok kurum ve kuruluş tarafından ödüllendirildik ve bundan büyük mutluluk duymaktayız. İş dünyası olarak bizler; toplumsal olaylar karşısında üzülmenin ötesinde, daha fazla bir şeyler yapabilmenin gayreti içinde olmalıyız. Reis olarak toplumsal projelere katkı sağlayarak; ülkemize olan vefa borcumuzu ödemeye çalışıyoruz. Reis firması var olduğu sürece, toplumsal sorumluluk projelerimiz de devam edecektir.”



- "Bakliyat, sağlığa dost, hastalığa şifa olur"



Diyetisyen Duygu Cebeci ise Türk mutfağının vazgeçilmez gıdasının baklagiller olduğunu vurgulayarak, “Baklagiller, bitkisel protein, kaliteli karbonhidrat içermesi ve besin çeşitliliği ile sağlığa dost, hastalıklara şifa olur. Özellikle son yıllarda çoğu ölümcül birçok hastalığın öncüsü haline gelen obezitenin tedavisinde, tercih ettiğimiz besin grubunun başında yer alır.” dedi.

Baklagillerin ekonomik olmasının da, obezite mücadelede etkin olduğunu belirten Cebeci, "Baklagiller, toprak erozyonunu engelleyici ve toprağı iyileştirici rolüyle de tarım toprağını koruyucudur. Bakliyat, topraktan tabağa herhangi bir katkı maddesine ve işleme maruz kalmadan gelmesi de kansere karşı koruyucu, sağlığa yararlı ve doğala özdeş gıda ürünü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle de baklagiller, öğünlerimizde sağlıklı beslenme için sık tüketmemiz gereken gıda olarak yerini almalıdır." şeklinde konuştu.



- "Türk kadınlarının 4'te 1’i kendini kilolu olarak tanımlıyor"



Nielsen Türkiye Müşteri Çözüm Ortağı Satış Etkinliği Alışverişçi ve Sadakat Araştırmaları Lideri Elçin Deryal, Türk kadınlarının 4’te 1’nin kendisini kilolu olarak tanımladığını kaydederek, her 3 kadından 1’nin ise kilo vermeye çalıştığını belirtti.

Deryal, yaptıkları araştırmaya ilişkin, şunları kaydetti:

"Kilo vermek içinse kadınların yüzde 38’i daha küçük porsiyonlar tüketmek, yüzde 35’i tatlıyı daha az tüketmek, yüzde 35’i hareket miktarını arttırmak, yüzde 29 yağlı gıdaları daha az tüketmek, yüzde 28 daha çok su tüketmek, yüzde 25 hazır gıdaları daha az tüketmek, yüzde 22 karbonhidratlı gıdaları daha az tüketmek, yüzde 12’si ise bakliyat ürünlerini daha çok tüketmek gibi yanıtlar verdi."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :