Kurtulmuş, AA Editör Masası'na konuk oldu

Kurtulmuş, AA Editör Masası'na konuk oldu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (5) - "(Kamudaki FETÖ ihraçlarına itirazlar) Mahiyeti itibarıyla tek tip olan çok sayıda dilekçe var. Bu da gösteriyor ki bu dilekçeyi verenler de zaten belli bir 'network' içerisinde hareket ediyor. Evet doğru, bu da bir al

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, kamudaki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ihraçlarına yapılan itirazlarla ilgili, "Mahiyeti itibarıyla tek tip olan çok sayıda dilekçe var. Bu da gösteriyor ki bu dilekçeyi verenler de zaten belli bir 'network' içerisinde hareket ediyor. Evet doğru, bu da bir algının parçası olabilir ama bunları da ön yargılı şekilde davranmadan, tek tek, titizlikle inceleyeceğiz." dedi.

Kurtulmuş, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

DEAŞ'a yönelik Rakka operasyonunun kapsamı ve Türk askerinin operasyona katılıp katılamayacağına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin bu konudaki perspektifinin çok net olduğunu ve bunun bütün müttefik ülkelerle paylaşıldığını vurguladı.

"Musul için konuşulduğunda nasıl ki Musul, Musul halkınınsa ve oraya yabancı unsurların getirilmesi doğru değilse, Rakka operasyonunda da orada asli unsur olmayan hiçbir gücün sahada kullanılmaması lazım." diyen Kurtulmuş, Rakka'da da Rakka halkının sivil unsurlarının, eğitilmiş silahlı grupların, milis grupların esas aktör olması, buna uluslararası koalisyonun destek vermesi ve esas itibariyle Rakka operasyonunda havadan yapılacak olan birtakım operasyonlarla DEAŞ'ın sahadan süpürülmesi gerektiğine dikkati çekti.

Kurtulmuş, böylece daha rahat bir operasyon zemini olabileceğine değinerek, "Türkiye'nin kırmızı çizgisi bu. Eğer bu kırmızı çizgilere uyulup başka unsurların o şehirlere yerleştirilmesi için uluslararası koalisyon hareket etmezse, Türkiye Rakka operasyonuna da destek verebilir." ifadesini kullandı.

- "Şu anda bir darbe yapacak güçleri falan kalmadı"

"15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'ye yönelik operasyonları etkisiz hale getirmek için çeşitli algı oyunları yapılıyor. Bunlardan biri de Ekim ayında ikinci darbe girişiminde başarılı olacaklarına dair bir iddia. Bu terör örgütü tamamen deşifre edildi mi? Hükümet ne gibi tedbirler alıyor?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, darbe girişiminden bir iki gün sonra kamu diplomasisiyle ilgili yapılan toplantıda, darbe teşebbüsünün milletin cesaretiyle ve kararlılığıyla bertaraf edildiği ama FETÖ'nün 'biz yenildik' diyerek kenara çekilip oturmayacağı; bir algı operasyonu oluşturabileceği konusunun dile getirildiğini hatırlattı.

Kurtulmuş, algının iki farklı noktada yapılacağını belirterek, "Bunlardan biri 'Türkiye ekonomisi, çöktü, çöküyor', ikincisi ise 'Türkiye'de insan hakları ihlalleri oluyor, olağanüstü hal dolayısıyla' şeklinde olacak. Bunlar, darbenin ertesi günü tespit ettiğimiz durumdu. Maalesef, bunu yapıyorlar." dedi.

Hem yurt içinde hem yurt dışında Türkiye ekonomisinin güç durumda olduğuna ilişkin algı oluşturulmaya çalışıldığına işaret eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ama çok şükür, Türk halkı nasıl meydanlarda büyük bir cesaret örneği verdiyse, aynı şekilde 15 Temmuz'dan sonra yaklaşık 10 milyar dolar döviz bozdurarak, Türk parasına çevirerek, hiçbir ülkede görülemeyecek bir vatanseverlik örneği gösterdi. Ekonominin genel dengelerinde belli etkilenmeler oldu ama çok büyük bir etkilenme olmadı 15 Temmuz'dan sonra. Özellikle 15-22 Temmuz arasındaki bir haftadan sonra Türkiye ekonomisinde genel dengeler tekrar eski rotasına girdi.

Algı operasyonunun bir parçası olarak uluslararası derecelendirme kuruluşlarından bir tanesinin Türkiye'nin durumunu durağana çeviren sonucunu hep beraber izledik, gördük. Bununla ilgili hükümet olarak da tepkimizi ortaya koyduk. Şunu açık görelim, milletimiz de görsün. Özellikle muhalefet partilerinden rica ediyoruz, istirham ediyoruz, bütün vatansever unsurlardan istirham ediyoruz. Bu FETÖ denilen terör örgütü, Anadolu ve Rumeli topraklarının tarihimiz boyunca gördüğü en büyük ihanet örgütüdür. 15 Temmuz da en büyük ihanet hareketedir. Nice arkadan hançerlenmeler gördük, Selçuklu ve Osmanlı tarihinde nice ihanetler gördük ama böylesi Türkiye'de görülmedi, bu topraklarda görülmedi. Bu ihanet örgütü, son derece gizli, karda yürüyüp iz bırakmayan bir özellikle yıllardır çalışmış, dantel gibi dokumuşlar. 40 yıl boyunca her yere nüfuz etmişler ve ciddi bir uluslararası 'network'e sahipler, destek alabilme imkanları da var. Bu da kırılıyor çok şükür. Eskisi gibi değil, 15 Temmuz'dan sonra bir iki hafta bu yüksek desteği sürdürdüler. Şimdi dışarıda gördüğümüz bu, yavaş yavaş bu destekleri de kırılıyor. Kırk yıldır hazırlıklı şekilde bu çalışmaları sürdüren gizli bir örgüt.

Bir de dini bir tarafı var kendisince. Mesyanik bir paranoya üzerinden hareket ediyor, başındaki kişinin yani Feto'nun mesih olduğuna inanıyor, sorgulanmaz, hata yapmaz birisi olduğuna inanıyor ve 'şu camdan atla' dese atlayacak kadar kafaları ciddi bir şekilde yıkanmış, beyinleri yıkanmış Haşhaşi grubuna sahipler. Dolayısıyla, şu anda bir darbe yapacak güçleri falan kalmadı ama böyle bir tehdit hala bir kenarda var. Darbe tehdidi olarak söylemiyorum, algı operasyonları olarak. Buna karşı mücadele edeceğiz."

-"Sadece imzasız değil asılsız yapılan ihbarların da bir karşılığı olacak"

Kurtulmuş, şimdiye kadar 115 bin kişi hakkında işlem yapıldığını vurgulayarak, "Bunlarla ilgili 70 küsur bin kişi itiraz dilekçesi verdi. Tek tek bu itiraz dilekçeleri gözden geçiriliyor. Varsa bir yanlışlık, bu yanlışlık düzeltilecektir." dedi.

Kurtulmuş, bu konuda çalışmaların yapıldığına dikkati çekerek, şunları ifade etti:

"Şunu bir kere daha ifade etmek lazım. Bu kadar büyük bir kitlenin içerisinde varsa çok az kişi, bin kişi, bin 500 kişi, bilmiyorum bu rakamı ne, varsa bir yanlışlık, bunlar düzeltilir ama bu az sayıda kişiye haksızlık yapıldı diye 'bir milyon FETÖ mağduru var' demek, son derece yanlıştır. Yapılan algı operasyonlarına hizmet etmekten başka bir anlam taşımaz.

Bu memlekette FETÖ mağdurları yok, FETÖ'nün mağdur ettiği 79 milyon var. Bunun altını çizerek söylüyorum. Açıkça da söylüyorum, 'darbeye kim karıştıysa onlar FETÖ'cü görünsün', yok öyle yağma. Uçağı kaldırıp, bombayı Meclisin üzerine atan bir kişi ama o bir kişinin altında ne kadar çok insanın desteği olduğunu, fikri desteği olduğunu hatta darbe yapıldıktan sonra 'siz ne biçim askersiniz, darbe yapmayı da başaramıyorsunuz' diye aklından geçiren FETÖ'cülerin olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla, son derece tehlikeli, son derece vatan haini bir grupla karşı karşıyayız. Evet, darbeye kimler karıştı, birkaç yüz asker, birkaç yüz polis ve birkaç yüz yargıç. Bundan mı ibaret yani mesele? Açık ve net söylüyorum, içinde olan, yanında olan, kenarında olan, bir şekilde bunlara destek veren herkes hesabını verecek ama bunlarla ilgili olmayan kimse de hiç korkmasın. Yanlışlık yapılabilir, o yanlışı da düzeltmek boynumuzun borcu."

Yaklaşık 70 bin itiraz dilekçesi bulunduğunu belirten Kurtulmuş, bunların somut kriterler çerçevesinde inceleneceğini bildirdi.

Kurtulmuş, aynı iş yerinde bir arkadaşına kızıp onu şikayet ederek açığa alınmasına neden olanların da bulunduğunu ifade ederek, bunların da ayıklanacağını söyledi.

Kurtulmuş, "Bir kez daha ifade ediyoruz. Öyle, asılsız ihbarlar yapmaya kimse kalkmasın. Sadece imzasız değil asılsız yapılan ihbarların da bir karşılığı olacak. Bunun da hukuki bir sorumluluk getirdiğini herkes bilsin. Kimse bulanık suda balık avlamaya kalkmasın, 'fırsat bu fırsattır, istemediğim Ayşe'yi, Fatma'yı burada elerim.' diye düşünmesin. Bu, en az FETÖ'cülük kadar adiliktir. Kimse, bunu yapmaya kalkmasın. 'FETÖ mağdurları' lafını da kimse kullanmasın." değerlendirmesinde bulundu.

"İtirazların içeriği ve itirazlara ilişkin sürecin nasıl işleyeceğine" yönelik soru üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Mahiyeti itibarıyla tek tip olan çok sayıda dilekçe var. Bu da gösteriyor ki bu dilekçeyi verenler de zaten belli bir network içerisinde hareket ediyor. Evet doğru, bu da bir algının parçası olabilir ama bunları da ön yargılı şekilde davranmadan, tek tek, titizlikle inceleyeceğiz. Ola ki tek tip dilekçelerin içerisinde de gerçekten haksızlık yapılmış bir kişi olabilir. Bir kişi de olsa, haksızlık yapılması gerçekten ödenemeyecek bir vebaldir. Bu titizlikle, her gün bunun yükünü sırtımızda, omuzlarımızda hissederek hareket ediyoruz.

Söz söylemek ve kenardan ahkam kesmek kolay. Her gün, hepimiz bu yükün altında eziliyoruz. Hem devleti, milleti Avrupa Birliği'nin tabiriyle 'arındırma' ile bu örgütten arındıracak faaliyetleri yapacağız, bunları bütünüyle devletten kazıyacağız hem de bunu yaparken kimseye haksızlık yapmayacağız. Çok zor bir denge olduğunu takdir edersiniz. Bunun sorumluluğunu, vicdani sorumluluğunu hissediyoruz ve inşallah Allah hata yaptırtmasın. Yapılan bir hata varsa, onu da temizlemeyi ve düzeltmeyi nasip etsin."

(Sürecek)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı