Kuklacıları görmemiz gerekiyor!

Dünyayı yöneten güçler, emperyalist hedefleri doğrultusunda, dünyanın her bir bölgesinde, planlar, oyunlar ve senaryolar hazırlar. Bölge insanları da bunları sadece izlemekle yetinirler.  Oyunun akışını ve yönünü değiştirecek türde müdahale etmeleri de istenmez. Sadece izleyici platformunda olmaları gerekmektedir. Bölge insanlarının bir ve beraber hareket etmeleri de senaryonun kurallarına aykırı bir durumdur. Bu da çok kusurlu davranışlardan - hareketlerden sayılır. Senaryoyu ve oyunu planlayanlar açısından çok sinir bozucu bir durumdur.  Planlar o zaman hedefine ulaşamaz...  Oyunu, senaryoyu planlayanlar - hazırlayanlar bu durumda çok kızar ve o bölgede ortalığı toz duman götürür.  Dünyayı yöneten veya sömüren güçler tarafından hazırlan bu duruma bütün dünya devletleri harfiyen uymak zorundadır. Uymayanlar bir şekilde cezalandırılır...  Ülkeleri işgal edilir…  Kaynakları sömürülür… Vatandaşları yerlerinden ve yurtlarından edilir…  Dünya insanlığı da bu durumu bir film gibi sadece izler... Sıranın kendisine gelmesini bekler gibi… 

Kukla, insanları güldürür, inanılmaz işler yaparlar. Kuklalar, gülmez, konuşmaz, ağlamaz,  bağırmaz, acı çekmez ve duyguları yoktur. Ama biz onların, güldüğünü, konuştuğunu, ağladığını ve acı çektiğini zannederiz.  Eski zamanlarda kuklalar,  tahta kütükler yontularak yapılırdı.  Günümüzde ise kuklalar çok değişken… Bir örgüt, bir siyasetçi veya bir devlet de olabilir... Kuklacı onları istediği kılığa sokup iplerini çekerek istediği gibi oynatır. Biz ipleri göremeyiz ya da görmek istemeyiz. Kuklalar bazen kukla olduklarını unuturlar ve kendiliklerinden bir şeyler söylemeye ve yapmaya çalışırlar.  Kuklacıya kafa tutmaya çalışırlar fakat bu onların sonu demektir. Tarihin çöplükleri bağımsız hareket etmeye çalışan kukla paçavraları ile doludur.  Zamanı geldiğinde kuklacı,  yepyeni, çağdaş, post-modern, daha çekici ve sevimli kuklaları kullanım yerlerine göre hazırlayıp sahneye tekrar tekrar sürer. Kuklacılar, varlıklarını sürdürmek için kuklasız yapamaz.  Kuklalar asla ölmez ve ölemezler. Çünkü kuklaların canı ve ruhu yoktur.  Fakat biz öldüklerini zannederiz.

Ülkemizde son yıllarda meydana gelen olaylara kabaca bir baktığımızda; Oyuncular, renkler, aktörler, zemin ve coğrafya farklı da olsa KUKLACILAR hep aynı,  sadece kuklalar değişiyor.  Özellikle bölgemizde BEŞ KUKLACI DEVLET ‘in kuklaları ve piyonları hep olmuştur. Olacaktır ve olmaya da devam edecektir… Çünkü Türkiye ayağa kalkmaya başlar ise bölgede kuklalar ve kuklacılara meydan kalmayacak…  Dün;  Ülkemizde darbeleri planlayan kuklacılar, bazı partileri, medyayı, PKK'yı, ASALA'yı taşeron ve kukla olarak kullanmıştı. Bugünlerde ise PKK’dır, PYD’dir,  YPG’dir,  Boko Haram’dır, EL Kaide’dir, DAEŞ'tir, DHKP-C'dir. Kuklacılar senaristtir;  Kuklacıların siyasi partilerde de beyin adamları vardır, senaryoya uygun adamlar seçilir ve ona göre devreye konulurlar.

Bölgesinde, kuklacılar tarafından planlanan bütün oyunlara ve kuklalara karşı, yıllardan beri reaktif durumdan,  proaktif hareket etmeye başlayan bir Türkiye bulunmaktadır.  Dünya beş ’ten büyüktür diyebilen bir Türkiye, emperyalist olarak bölge üzerinde hesabı olanları BEŞ KUKLACI Devleti çok rahatsız etmektedir.  Dünya beş ’ten büyüktür diyebilen bir Türkiye, içerideki ve dışarıdaki kuklaları vasıtasıyla kaosa sürüklenmek istenmektedir. Dünya beş ’ten büyüktür diyebilen bir Türkiye, bölgesinde emperyalist hareketlere izin vermemek adına, dostluk ve ticaret geliştirdiği her bir ülkeye müdahale etmek için bütün yollar denenmektedir. Dünya beş ’ten büyüktür diyebilen bir Türkiye, ülkesinin ve bölgesinin sükûnet ve selameti adına, kadim kültür ve medeniyet kodlarına dönmemesi için bütün kanalları ve yolları kesilmek istenmektedir. 

Türkiye devleti, milleti, bölgesi ve liderleri ile daha güçlü bir seda ile  ‘Dünya beş ’ten büyüktür’ diyebilmesi için bölgesindeki mazlum milletlerin umudu olduğunu unutmamalıdır ve bölge halkları ile BİR ve BERABER olmak, kuklacıları görmek ve bölgesinin selameti adına birlikte hareket etmek zorundadır, diye düşünüyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.