Kudüs’i Sahipsiz Bırakmayalım

Kudüs’i Sahipsiz Bırakmayalım

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde “Arap-İsrail İlişkileri ve Filistin” konusunu gündeme taşıyan Yrd. Doç. Dr. Gökhan Bozbaş, “Kudüs’ü ziyaret ederek Müslümanlara sahip çıkalım ve farkındalık oluşturalım” dedi

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin bu haftaki Pazartesi Sohbetleri’nde, Arap –İsrail İlişkileri ve Filistin” konusu gündeme geldi. NEÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan Bozbaş, sohbetine “Türk toplumu olarak bizim eksikliğimiz Arap-İsrail konusunda pek fazla malumatımızın olmadığı, Filistin’e gidenlerin dahi ne kadar “cahil” olduğunu farkediyor. Sadece orayı görmek bile bölge insanı hakkında, bölgede yaşananlar hakkında ne kadar bilgisiz olduğumuza yetiyor” sözleriyle başladı.

ÜMMETİN KANAYAN YARASI FİLİSTİN
Meram Uluslararası Gençlik Akademisi’nde gerçekleştirilen sohbette, Filistin’in ümmetin bir kanayan yarası olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Gökhan Bozbaş, “Müslümanların İslâmî kaygı ile Filistin meselesini gündemine alması 1980’ler. Hatta başlangıç noktası Konya’daki Kudüs Mitingi’dir. Ondan önce Müslümanların gündeminde çok fazla Filistin yok” dedi.
Bu yıllarda Filistin’in sadece solcular ile sosyalistlerin gündeminde olduğuna işaret eden Bozbaş, resmî ideolojiden ve söylemlerden dolayı Araplarla alâkalı olarak bir negatif duruş olduğunu ve bunun “İhanet ettiler, bedelini ödüyorlar” söylemine kadar vardığını belirterek “Ortada bir Arap ihaneti yok. Şerif Hüseyin’in ihaneti var. İngilizlerin oyununa gelerek Osmanlı’ya karşı başkaldıran Arap emiri var. Sultan Abdülhamid ona, Mekke’nin emirliğini istemesine rağmen vermiyor. Ona emirlik veren İttihat Terakkiciler” dedi. 1917-1947 yılları arasında Ürdün-Filistin’in beraber 30 yıl İngilizlerin sömürgesi altında kaldığını kaydeden Bozbaş, henüz ortada İsrail Devleti yokken, BM’de kabul edilen bir maddesinde “Bugünkü Filistin toprağı İsrail-Araplardan oluşur” denmek suretiyle Yahudilerin tanındığına dikkati çekti. 30 yıl içerisinde Filistin’de 2 milyon Filistinli nüfusa karşın Yahudi nüfusunun da 500 bini aştığını belirten Bozbaş, 1948-49 Arap-İsrail savaşında Arapların büyük bir hezimete uğradığında İsrail’in de Filistin’e hakim olduğunu söyledi.  
KUDÜS’Ü ZİYARET EDEREK FARKINDALIK OLUŞTURALIM
Bozbaş, “Kudüs’ün %70’ini ele geçiren İsrail, 1947’de Batı Kudüs’ü “başkent” ilan ediyor. Buna uluslararası ve Araplardan fazla tepki gelmeyince bu sefer Doğu ve Batı Kudüs’ü ebedi başkent ilan eden İsrai’in bu kararını, pek çok ülke kabul etmeyerek büyükelçiliklerini Tel Aviv’e taşıyorlar. Kudüs’te Türkiye dahil 4 ülkenin başkonsolosluğu kalıyor” dedi.
Filistin’deki 59 kampta 5 milyon 600 bin insanın yaşadığını, altyapısı olmayan bu kamplarda insanlık trajedisi yaşandığını da belirten Bozbaş, Gazze’de 2 milyon Filistin’in 1,5 milyonunun mülteci konumunda olduğunu, 2 binden fazla Yahudi’nin ise bu kampı çevreleyen bölgelerde korunaklı villalar inşa ederek nüfus çoğaltmak için 5-6 çocuklu Yahudi ailelerin yaşadığını da söyledi. Mescid-i Aksa’da Müslümanların namaz kılamadıklarını, İsrail’in duvarlar örmek suretiyle Filistinlilere karşı yıldırma politikası uyguladığı sözlerine ekleyen Bozbaş, Filistin’de kişi başına düşen GSMH’nın Müslümanlarda 700 dolar, Yahudilerde ise 27 bin dolar olduğunu da söyledi. El-Halil’de 1,500’e yakın dükkânın kapatılarak buraya 400 Yahudi ailesinin yerleştirildiğini ve bunları korumak için de 2 bin askerin görevlendirildiğini kaydeden Bozbaş, “Kudüs ve el-Halil’e girebilen ülkeler Türkiye, Malezya ve Endonezya’dır. Mısır ve Ürdün vatandaşlarına İsrail vize vermiyor.”  dedi.
Sohbetin soru-cevap kısmında kendisine sorulan soruları da cevaplandıran Gökhan Bozbaş, “Müslümanlar olarak bize düşen görev Kudüs’teki kardeşlerimizi yalnız bırakmamak. Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı ziyaret ederek farkındalık yaratmaktır. Müstakil olarak giden gençlere İsrail vize vermiyor. Gruplar halinde ve kafilelerle gitmekte fayda var.” diye konuştu. 

kudus’i-sahipsiz-birakmayalim-(3).jpg

kudus’i-sahipsiz-birakmayalim-(2).jpg