Kubadabad Sarayı restore edilmeli

Kubadabad Sarayı restore edilmeli

Geçtiğimiz Cuma günü gazetemizde beni sevindiren bir haber vardı.

 

Geçtiğimiz Cuma günü gazetemizde beni sevindiren bir haber vardı.

“Kubadabad Sarayı, Milli Saraylar Statüsüne alınmalı” başlığı ile verilen haberin fotoğraf altı şöyleydi:

“Topkapı, Edirne ve Yıldız gibi Osmanlı saraylarına mimari açıdan öncülük eden Selçuklu dönemi eseri Kubadabad Sarayı’nın TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın kontrolünde restore edilmesi için girişim başlatıldı. Dünyada ayakta kalan tek Selçuklu sarayı olduğu bildirilen Kubadabad Sarayı’nın restorasyonuna Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı’nın ilgi göstermesi için Konya Valiliği ve AK Parti Konya milletvekilleri harekete geçiyor.”

Haberin devamında ise:

“…AK Parti Konya milletvekili Orhan Erdem’le birlikte bu konuda TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başkanlık Divanı nezdinde yapacakları girişimin olumlu sonuçlanacağını belirten Kabakçı,”Böylelikle Selçuklular’dan günümüze gelmiş, dünya üstünde tek sivil mimari örneği olan Kubadabad Sarayı’nın gelecek kuşaklara aktarılabilmesini sağlamış olacağız” diye konuştu.”

Haber beni heyecanlandırdı ve birçok çağrışımlar yaptı. Öncelikle şunu belirteyim, benim bu konuda Konya Valiliğinden ve İl Özel İdaresinden hiç umudum yok. Nedenlerini anlatacağım. Milletvekillerimiz Orhan Erdem ve Mustafa Kabakçı’nın ise başarılı olmalarını diliyorum. Dilerim bu konuda umdukları sonucu alırlar.

Bir yöreyi yazarken, salt bir gezi yazısı olsun, diye düşünmüyorum. Yazdığım yörenin tarihi ve doğal güzelliklerini anlatırken o yörenin sorunlarını da yetkililere iletmeye çalışırım. Hatta bazı yörelerle ilgili inatçı davranır ve bizzat yetkililere ulaşarak çözüm bulmaya uğraşırım. Gerçi çoğu zaman derdimi anlatamam ama hiç değilse “Görevimi yaptım”duygusunu yaşarım.

Kurucaova hiç abartısız şehrimizin en güzel beldelerinden biri. Şehrimizin en batı ucunda, Beyşehir Gölünün batısında, Anamas Dağlarının eteğinde cennet misali bir belde. 1.Alaeddin Keykubad’da bu görkemli güzelliğin farkına varmış ve Gölyaka köyünün l.5 km. kuzeyine o güzelim Kubadabad sarayını yaptırmış.

Kurucaova Konya’ya yaklaşık 150 km. uzaklıkta, kendi yağıyla kavrulmaya çalışan, devletin hiçbir nimetinin ulaşamadığı bir belde. Son olarak 2004 yılı baharında gitmiş ve oraları yazmıştım. Fele-Kurucaova yolu bir felaketti. Kurucaova-Beyşehir yolu da aynı durumdaydı. Son yıllarda bu yolun Beyşehir –Yeşildağ arası yapıldı. Yukarıdaki haberi gazetemizde okuduktan sonra Kurucaova belediyesini aradım, müjdeli bir haber alır mıyım, diye. Maalesef Yeşildağ-Kurucaova arası aynen duruyormuş. 20 km’lik bir yol burası ama ancak bir saatte gidilebiliyor.

Bir sergimde Kurucaova ve Beyşehir’den bolca fotoğraf kullanmış ve serginin açılışına katılan İl Özel İdare Sekreteri Muammer Sönmez’e sorunu anlatmıştım. İlgileneceğini, sorunu halledeceğini söylemişti. Daha sonra Muammer Sönmez’e ulaşamamıştım bile. Bu konuda yazdığım birkaç yazıya ne valilikten ne il özel idaresinden bir yanıt alamamıştım.

Bence o bölgede ilk elde yapılması gereken işlerden biri bu yol sorununu çözmek. Yeşildağ-Kurucaova arasındaki 20 km.lik yol ile Kurucaova-Fele arasındaki yol yapılırsa bölge bir turizm cenneti olmaya aday.

Şimdi durum nasıl tam bilemiyorum ama geçmişte yağmurlu bir havada  Kurucaova’dan Kubadabad Sarayı’na gitmek imkansızdı. Pek değişeceğini de sanmıyorum çünkü “Gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş” söyleyişi tam da buralar için geçerli.

Bu bölgede yol ve konaklama imkânları hariç turizmin bütün imkânları var. Beyşehir Gölü’nün en güzel sahilleri bu bölgede. Anamas Dağları bütün heybetiyle hemen Kurucaova’nın batısında yükseliyor. Buz gibi pınarları ile onlarca yayla var. Kurucaova-Fele arası bir tarafı dağ, bir tarafı göl manzarası ile müthiş bir safari rotası.

Bu bölgeden yalancı dünyanın cennetlerine kolayca ulaşmak mümkün. Yenişarbademli’ye, Yeşildağ Leylekler Vadisi’ne, Pınargözü’ne. Hangi birini sayayım?  

Buna karşılık bölgeye yaptığım gezilerdeki gözlemlerim pek olumlu değil çünkü bazı turizm acenteleri bölgeyi bilmedikleri için, bazı acenteler ise Göller Bölgesine sürekli tur düzenledikleri halde konaklama yetersizliği ve yolların bakımsızlığı nedeniyle Beyşehir’ ve Beyşehir Gölünü tura dâhil etmemektedirler.

Vekillerimiz güzel bir işe başlamışlar. Bence konuyu bir bütün olarak ele alarak sarayın restorasyonu ile birlikte diğer sorunlara da sahip çıkmalılar.

Dilerim başarılı olurlar.     

 

Zeki Oğuz

[email protected]