2010 yılında İstanbul’da düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirve Toplantısı" sırasında TÜRKSOY tarafından önerilen “Türk Dünyası Kültür Başkenti” uygulaması oy birliği ile kabul edilmiştir. Bu karar doğrultusunda 2011 yılında “Astana 2012 Türk Dünyası Kültür Başkenti” seçilerek yürürlüğe girmiş ve 2013 yılı için Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak Eskişehir seçilmiştir. Projeye KTO Karatay Üniversitesi’de yer alarak projenin hukuk alanındaki çalışmalarına katıldı.

Türk Dünyası Kültür Başkentliği projesinin amacı; Türk dili konuşan halklar ve ülkeler arasında dostane ilişkiler kurarak, ortak Türk kültürünü, dilini, tarihini, sanatını, gelenek ve göreneklerini araştırarak ortaya çıkarmaktır. Ayrıca ortak Türk kültürünü, geliştirmek, korumak, gelecek kuşaklara aktarmak ve kalıcı kılmaktır. Bilimsel, kültürel, sanatsal araştırma, inceleme ve etkinlikler yaparak, kültürel birliği ve dayanışmayı sağlamaya çalışırken dünya barışı ve uygarlığına, bilime, sanata katkıda bulunmaktır. Uluslararası ilişkilerde yeni dengelerin kurulmasını göz önüne alarak, bölge ve dünya çapında oluşacak yeni kültürel yapılaşmayı desteklemektir. Bu amaçlarla oluşturulan projede Eskişehir Anadolu Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi de yer alan üniversiteler oldu.

Projenin hukuk alanındaki çalışmaları kapsamında ilk olarak Avrasya Hukuk Kurultayı gerçekleştirildi. Bu kurultayın Onur Kurulunda KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Torlak, Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı görevinde de KTO Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Bilir yer aldı.

3-7 Eylül 2014 tarihleri arasında Saraybosna’da gerçekleşen kurultaya katılan Prof. Dr. Faruk Bilir, “Devletlerin insan hakları ihlalleri, kendilerinden olmayan başka insanların hayatlarına kastetmeleri, canının kurtararak yerinden yurdundan göç eden insanların ise bir takım siyasi, iktisadi, içtimai problemlerle karşılaşmaları, insanlık için büyük yaralar açmıştır. Avrasya Hukuk Kurultayı da bu sorunlardan hareketle gerçekleştirilen, sorumluluk kuşanmaya yönelik bir etkinlik olmuştur. Bu etkinliklerle, insan haklarının hakim olduğu yaşam standartları içinde Avrasya coğrafyasında dostane ilişkilerin kurulmasını diliyoruz” şeklinde konuştu